Karşısında duran dükkanı bir süre meraklı gözlerle süzdükten sonra içeride ki raflardan bir kitapçı açılacağını idrak etmişti genç adam. Güzel bir yere benziyordu. Eski sahibi başka birine kiralamıştı demek.
Belki de satmıştır, diye düşündü Yekta. Göğüs kafesindeki sızıyı görmezden gelerek 'buraya gelmeliyim' diye söylendi.
O sırada içeride, kendine meraklı gözlerle bakan bir kız gördü. Masal merakından dolayı oturduğu yerden kalkıp dışarıya çıktı ve karşısındaki adama gülümseyerek baktı.
Genç adamın bakışları duygudan yoksun ve donuktu. Yaklaşan sonbahardan dolayı soğuyan havanın etkisiyle giymesi gereken ince ve siyah bir trençkotun ceplerine soktuğu elleriyle öylece dikiliyordu orada.
Genç kız merakla, " Merhaba, bir sorun mu var? " dedi. Yekta her ne kadar dışarı vurmamaya çalışsa da anımsadığı şeyler yüzünden hatırına gelen duygularına hakim olamıyordu. Onu kim bu halde, geçmişe dönük, olarak görse bir sorun olduğunu düşünürdü.
Genç adam düşüncelerinden sıyrılarak gözlerinde olduğu kadar ruhsuz ve düz bir sesle karşılık verdi karşısındaki güzel kıza.
" Hayır, bir sorun yok. Burası eskiden sevdiğim bir kafeydi de ondan bakıyordum." Genç adamın ses rengi oldukça asil ve olgun geliyordu kulağa.
Masal karşısındaki hafif yapılı, en az 1.80 boyundaki birbirine girmiş ama oldukça havalı duran kumral, kısa saçlı , yakışıklı bir yüzü olan ve adeta gözlerini delip geçermişcesine bakan yeşil gözlü adamı dikkatle süzdü.
Daha sonra yaptığının yanlış bir şey olduğunu farkederek bakışlarını adamdan kaçırdı ve yüzüne yerleştirdiği tebessümle "Ben bir kitapçı açıyorum. İçerisinde de mini cafe tarzı bir yerimiz var. Eğer uğrarsanız kitap okurken size eşlik edecek kahvenizde yanı başınızda." diyerek kitap dünyasının küçük bir tanıtımını yapmış oldu.
Karşısındaki adamın hala düşünceli bir hali vardı. Yekta hiçbir tepki vermeden kıza bakıyordu. Bu seferde o kızı süzüyordu. Açık kumral saçları, maviyle ela karışımı göz rengi ve büyük gözleri, uzun ve ince fiziğiyle güzel bir kızdı en fazla 20 sindedir diye düşündü. Daha sonra kendisine cevap bekleyen gözlerle bakan kıza düz ve kısa bir karşılık verdi.
"Geleceğim." ve daha sonra tüm asaletiyle oradan uzaklaştı. Genç kız içinden 'ilginç biri' olarak geçirdi. Acaba buradaki kafeyi çok mu seviyordu ?
" Masal, kimdi o?" Baharın sorusuyla irkildi ve düşüncelerinden sıyrıldı.
" Hiç, ne açıldığını merak eden biri işte. İçeri geçelim mi hava iyice soğudu." Bahar başını sallayarak onayladı ve içeri girdiler. Genç kız içeri girerken siyah trençkotlu genç adamın arkasından bakıyordu.
********
"Hadi Masal. Geç kalacağız." Bahar merdivenlerin bitiminde beklerken arkadaşına sesleniyordu sabırsız bir şekilde.
Leyla hanım ve Ünal Bey hazırlanmış aşağı inmişlerdi. Leyla hanım hala kızı için endişeli görünse de onu bu mutlu gününde üzmemek için belli etmemeye çalışıyordu.Ünal bey ise gayet sakin bir şekilde kızını bekliyordu.
"Tamam hazırım hadi çıkabiliriz." Genç kız toz pembe bir gömleğin üzerine giydiği uzun beyaz ceket ve altına giydiği üstündekilere uygun açık düz bir pantalonla merdivenlerden koşarak aşağı iniyordu. Dalgalı kumral saçlarını toplamaya gerek duymamış ve üstündekilerle oldukça şık durmuştu.
"Kendi açılışına geç kalman pek hoş olmaz." diyerek kıkırdadı Bahar.
"Sen çok mu konuşuyorsun ne ?" dedi Masal kaşlarını çatarak. Bahar yüzünü buruşturarak Masalın suratına baktı.
Dükkana geldiklerinde genç kız dükkanın üzerindeki GİZLİ KİTAP DÜNYAM yazısına bakarak "Ne de güzel bulduk ismi değil mi?" dedi sevgi dolu bir sesle. Bahar tebessümle başını sallayarak ona onay verdi. Masal vitrin ve kapı süslemelerini bizzat ve özenle yapmıştı.
Ön camın ve kapının kenarlarını komple kaplayan yeşillikler ve üzerine mavi bir led ışık yerleştirmişti. Camın üzerine çeşitli rengarenk ve şirin figürler kondurmuştu. Ön camın iki tarafına 3 boyutlu kitap ve kahve figürleri koymuştu. Böylelikle dışarıdan bakan bir insanın içeride ne olduğunu bile bilmeden dükkana girmek istiyordu. İçerisi de bambaşka bir atmosfer taşıyordu. İçerinin havasını klasik müzikle degiştirmeyi planlamışlardı ancak sesle kitap okuyamayanlar için bu fikri zihinlerinden savurmuşlardı. Kapıdan içeri girildiğinde sol tarafta vitrinin önunde iki karşılıklı koltuk ve ortada bir masa hemen yanında ise kasa vardı. Kasanın bitiminden sol tarafa da açılan geniş bir alan vardı büyük bölümü raf ve kitaplarla doluydu. Merdivenin alt kısmında mini kafe bulunuyordu. Hemen karşısına da masalar yerleştirilmişti. Üst tarafta alt kata bakan yere masalar konulmuş arkasına da yine raf ve kitaplar yerleştirilmişti.
Burada huzurlu olacağını hissediyordu Masal. Tüm hayatını burada geçirebilirdi.
######
Genç adam iki yanı ağaçlarla çevrili caddede yavaşça yürüyordu. En sevdiği yerdi bu cadde. Kafası allak bullak olduğu zamanlar gelirdi buraya. Oldukça yoğun geçen hayatını biraz unutmak istiyordu. Oldukça etkileyici yeşil gözleriyle cadde üzerinde bulunan dükkana baktı.Büyük bir kalabalık görünüyordu.
Bugün kitapçının açılış günü olmalı ,diye geçirdi içinden.
Açılan kitapçıya bakarken gözlerinde canlandı birden tozlu geçmiş. Sürekli oturduğu masa. Karşısında gözlerinin açık kahverengi tonlarıyla kendisine bakan kız. O kıza okuduğu kitap. Gülümseyişi.
Unutmuştu bütün bunları hatta artık bu caddeden geçerken , o dükkanın önünden geçtiğinde, içeri girdiğinde içindeki burukluk ve boşluk dışında pek bir şey hissetmiyordu. Ta ki dükkan kapanana yerine başka bir yer açılana kadar. Sanki kapanan kafeyle beraber tüm anıları yerle bir olmuştu. O unutmuş olsa bile orada saklı olduğunu bilmek ona huzur veriyordu. Ama sanki artık bütün anılar yıkılmış kalbi büyük bir enkaz altinda kalmış gibiydi.
Belki de böylesi daha iyidir ,diye düşündü.
Bütün anıların yıkılması, o kahverengi gözlerin ortadan kaybolması için daha iyiydi belki de.Bir an açılan kitapçıya uğramayı düşündü ama kalabalık onu bu fikrinden vazgeçirdi. 'Daha sonra belki' diye düşünerek yoluna devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/19705777-288-k798984.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...