Not: Bu bölümde alıntı yapılan roman gerçekte yok. Benim uydurduğum bir şey.
Keyifli okumalar...
"Ne? Ne saçmalıyorsun sen Bahar? O gurur abidesinin neresinden hoşlanacakmışım? Beni nasıl terslediğini görmedinmi? Hah! Hoşlanmışmışım."
Masal sinirle elindeki kitabı masaya bıraktı. Bahar arkadaşının ne kadar sinirlendiğini görmüştü.
"Neden bu kadar sinirleniyorsun ki canım ? Sadece bir düşünceydi." dedi kıkırdayarak. Masal daha çok sinirlenerek, "Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Böyle şeyler düşüneceksen düşünmeyi bırakmalısın." dedi.
Yüz ifadesini değiştirmeyerek kollarını bağladı ve arkasına yaslandı. Bu tepki Baharın hoşuna gitmişti, "Peki o zaman neden sürekli göz ucuyla ona bakıyorsun? Ya da seni terslemesi neden bu kadar guruna dokundu? Seni birazcık tanıyorsam böyle şeyleri pek önemsemezsin. Ama bakıyorum da o günden beri müşterimizin yüzüne bakmıyorsun. Hayır... Endişelendiğimden söylüyorum. Sonuçta o sürekli bir müşteri." dedi gülüşünü belli etmemeye çalışarak.
Masalın sinirleri biraz yatışmıştı. "O farklı birine benziyordu. Istemeden bakmışımdır." dedi lafı ağzında geveleyerek. Arkadaşının hala soran gözlerle baktığını görünce, "Beni terslemesine gelince... Şey aslında bu gururuma dokunmuştu." Bahar hiç beklemeden, "O yüzden mi adamı dövecekmiş gibi bakıyorsun?"
Masal bu konuşmayı daha fazla uzatmak istemeyerek , "Neyse ya yeter bu kadar konuşmak geç oldu hadi gidelim." dedi ve masadaki kitabı alarak raflara doğru yürümeye başladı.
Bahar arkadaşının arkasından gülerek baktı. Daha fazla üzerine gitmemek için uzatmamıştı.
Gözlerini açtığında bir süre rahat yatağından çıkmak istemedi. Bugün pazardı ve pazar günleri tatildi. Aslında Pazarları daha fazla iş yapabilirlerdi ama onların da tatile ihtiyaçları vardı.
Istemeyerek yorganı üzerinden kaldırdı ve banyoya giderek elini yüzünü yıkadı. Daha sonra dolabının önüne geçerek üzerine salaş bir şeyler geçirdi. Aynanın karşısında kumral ve dalgalı saçlarını düzeltti ve yüzüne biraz çeki düzen verdi.
Aşağıya kahvaltıya indiğinde kahvaltı masası hazır onu bekliyordu. Anne ve babasını göremeyince hizmetçilerine, "Annem ve babam nerede?" diye sordu. Kadın,"Toplantıları varmış küçük hanım" deyince, 'Anlaşıldı. Kahvaltı da yalnızım o zaman' diye mırıldanarak yemek yemeye başladı.
Kahvaltıdan sonra evde sıkılarak dışarı çıkmaya karar vermişti genç kız. Küçük çantasına bir kitap, telefon, anahtar ve bir miktarda para sıkıştırarak dışarı çıktı.
Dışarıda ılık bir hava vardı. Sonbaharın etkisiyle yere dökülen yapraklar rüzgarda ahenkli bir şekilde dans ediyordu. Biraz deniz havası almak için sahile inmeye karar vermişti.
Sahile doğru yürürken, geçen akşam bay yeşil gözü gördüğü zaman gelmişti aklına. Acaba o da kendisini görmüş müydü? Nedenini bilmiyordu ama o adamla arkadaş olmak, konuşmak istiyordu. Onda kendine benzeyen şeyler görmüştü. Zaten ilgisini çekmesinin en büyük sebebi de bu değil miydi? Peki ama neden bu kadar soğuktu ki?
Acaba yine sahile gelir miydi? Ne iş yapıyordu bu adam? Yani her gün kitapçıya uğrayabiliyorsa rahat bir mesleği olmalıydı. Ya da baba parasıyla geçiniyor diye düşündü Masal. Sonra ' banane ya adamın mesleğinden' diye düşünürek aklındaki düşünceleri savurdu. Bu düşüncelerle birlikte sahile ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...