Bitmezdi gözlerin esareti.
Hele ki bir esir olmuşsa başka gözlere
Zevkle mahkumu olurdu bu zindanın.
Yektanın Masalı götürdüğü yer bir ara sokakta bulunan, dışarıdan sanki tarihi esermiş gibi görünen küçük bir dükkandı.
Sonunda kapıya geldiklerinde Masal merakla içeriyi süzdü. Nereye geldiklerini hala merak ediyordu. Yol boyunca nereye gideceklerini söylememişti Yekta.
"Burası neresi?" Yekta gülümseyerek genç kıza baktı.
"Huzur verici bir yer." diye cevapladı. O sırada içeride yaşlı bir adam belirdi.
"Oooo Yekta oğlum. Hoşgeldin hoşgeldin." dedi küçük bir çocuk sevinciyle. Daha sonra Masala bakarak, "Hanım kızım sende hoşgeldin."dedi Yaşlı adam.
"Bu Masal, arkadaşım." dedi adamın soran gözlerindeki merakı gidermek için. "Nasılsın Kadir Hocam?" Yekta 70 lerinde olan ama gençlerden bile dinç görünen adama bakarak sormuştu. Masal da adamın bu sevecenliğini çok sevmişti.
"Iyiyim yavrum iyiyim. Uzun zamandır yoksun buralarda."
Yekta mahcup bir tavırla, "Kusura bakma hocam gelemedim yanına." dedi.
"Tamam tamam neyse siz geçin alt kata ben çayları alıp geliyorum hemen." diye merdiveni işaret etti yaşlı adam.
Masal etrafını biraz süzdükten sonra buranın harika bir yer olduğunu düşünmeye başlamıştı. Eski püskü raflardaki tozlu eski kitaplar göze hemen batıyordu. Bastıkça gıcırdayan tahtalar üzerinden merdivene ulaştılar. Merdiven oldukça dik ve pekte sağlam görünmeyen tahtalardan oluşuyordu. Tahtaların gıcırdama sesiyle aşağı indiklerinde buranın yukarıdan daha güzel olduğunu düşündü Masal. Dört bir yana çevrilmiş kocaman eski rafların her biri kitaplarla doluydu. Loş ortam daha güzel bir hava katıyordu etrafa. Bir an duraksadı genç kız gördüklerinin güzelliğine hayran kalarak.
"Burası... harika." diyebildi. Yekta kıza bakarak gülümsedi.
"Kadir hoca çok bilge bir adamdır. Kitapları onun her şeyidir. Burada Tarihi eser kitaplar satıyor. Her sattığında da içi acır hep."
"Senin neyin olur?" diye sordu Masal yaşlı adam için.
"Hocam. Bana çok şey öğretti. Babamında hocasıymış eskiden. Babam beni hep buraya getirirdi. Burada büyüdüm sayılır. Buranın değeri benim için çok ayrı. Tabi eskiden daha sağlamdı." Sözlerini bitirirken gülmüştü Yekta. O sırada elinde çaylarla geldi Kadir hoca. Çayları masaya koyarak Yektayla Masalın oturduğu koltuğun karşısına oturdu.
"Söyle bakalım bu genç hanım kim? Ötekine ne oldu?"
Masal Yaşlı adamın sorusunu duyduğunda kalbi tekledi. Öteki de kimdi? Başka bir kız mı vardı hayatında Yektanın? Birden düşen suratıyla Yektanın vereceği cevabı bekledi.
Yektanın da birden yüzü düşmüştü. Farketmişti Masal bunu.
"Geçmiş geçmişte kalsın hocam. Bu Masal. Arkadaşım" diye tanıttı Masalı.
Diğer kızdan bahsetmemiş hatta direk konuyu kapatmayı tercih etmişti Yekta. Acaba hala seviyor muydu? Ya da geçmişteki acıları ondan mı kaynaklanıyordu? Masal içini kemiren bu soruları başka bir zaman düşünmek üzere kafasının içinde itiştirdi.
"Boşver oğlum sevmemiştim zaten o kızı. Bu kız pek hanım duruyor. Nasılsın Kızım?" diye sordu Kadir hoca Masala.
Masal bu soruyla biraz afallamıştı. Yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirerek cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...