2 saat önce
Keyifle sürdüğü araba işyerine giden yol üzerindeydi. Ünal Beyin keyfi yerindeydi çünkü işleri cidden çok iyi gidiyordu. Son aldığı ihale ile birçok şeyler başaracağını biliyordu. Başlamıştı da. Radyoda çalan müziği, telefonunun sesi bastırdı. Arayan kişi ortağıydı.
"Yoldayım geliyorum." Muhtemelen nerede olduğunu sormak için aramıştı çünkü birazdan toplantıları vardı.
"Ünal. Çok kötü bir şey oldu. Hemen gel."
Ünal Bey telaşlandığında yola verdiği odağı konuşmaya yönlendirmişti.
"Çok kötü şeyler oldu da ne demek? Ne oldu söylesene Metin."
Karşıdan gelen ses nefes nefeseydi ve telaşlıydı.
"Bugün toplantı yapacağımız şirket bizimle tüm bağlarını koparmış."
"Ne? " Adamın kalbi hızla atmaya başlarken ortağı devam etti.
"Hem de sadece o da değil. Bağlantımız olan çoğu şirket elini ayağını çekmiş bizden. Şu son aldığımız ihale firması bile."
Adam duyduklarını idrak etmeye çalışırken küçük çaplı bir şok yaşıyordu. Birden kararan gözleriyle birlikte elleri de işlevini kaybetmiş ve telefon elinden düşmüştü. Direksiyon hakimiyetini kaybettiğinde araba bariyerlere ilerliyordu. Birden kendine gelip direksiyonu kırmak istese de artık çok geçti.
####
Apar topar hastaneye geldiklerinde annesinin yoğun bakım kapısında ağladığını farketti Masal. O da ağlıyordu. Gözyaşları yüzünde istemsizce süzülüyordu. Hızla annesinin yanına gitti.
"Anne. Babam nasıl? Ne olmuş? Nasıl olmuş?"
Masal ağlayan kadını, tuttuğu soru yağmurunu farkettiğinde sustu. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu.
"Araba kazası yapmış. Bulunduğunda çok kötü bir durumdaymış." Hıçkırıkları arasında zorla yutkundu. "Dediklerine göre direksiyon hakimiyetini kaybetmiş ve bariyerlere çarpmış. Hemen yoğun bakıma aldılar. Bir şey söylemediler." Hıçkırıkları daha da arttığında Masal annesinin yanına oturdu ve omuzlarını tutarak ona sarıldı. İkisinin de birbirlerine ihtiyaçları vardı şu an.
"İyi olacak. Eminim. Babam dayanıklıdır. Bir şey olmaz ona." Söylediği sözlere inanmayı o kadar çok istiyordu ki.
"Umarım. Umarım dediğin gibi olur." dedi Leyla hanım burnunu çekerken.
Yekta da apar topar onunla birlikte gelmiş ayakta Masala bakıyordu. Öyle üzgün görünüyorlardı ki. Ne yapacağını bilemedi bir an.
"Bu kim? " Leyla hanımın sorusu üzerine Masal elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Ağlamaması gerekiyordu. Annesi için.
"Ah bu kargaşa da unuttum. Yekta. Arkadaşım. Böyle tanışmanızı istemezdim."
Leyla hanım gözyaşları arasından "Memnun oldum . Sağol geldiğin için." diyebilmişti.
Yekta da yanlarına oturduğunda Masala destek olmak için ellerini kızın omzuna koydu.
"Her şey yoluna girecek biliyorsun değil mi? " Hafif fısıltıyla söylediği sözler duyulabilirdi. Sıcak bir umut yayıyordu insanın içine. Sanki söylediği sözler umut olarak kök salıyordu kalbine.
"Umarım öyle olur. Umarım önemli bir şey yoktur." dedi Masal yanaklarını yaşlardan arındırırken.
Bir süre daha bekledikten sonra içeriden orta yaşlarda bir doktor çıktı. Üçü de ayağa kalkarak hızla doktorun yanına gittiler. Leyla hanım hala süzülmeye devam eden gözyaşları arasından sordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/19705777-288-k798984.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...