Küçük ayrıntılarda gizliymiş meğer hayat. Biz hiç farketmemişiz bunca zaman. Sadece çoğu zaman habersiz girmiş hayatımıza.
"İki gün sonra açılışları varmış."
Kapıya yaslanmış sokağın başındaki büyük binaya bakıyordu Masal. Bu sözleri yanındaki müşterisine söylemişti. "Öyleymiş. Büyük bir yere benziyor. Açılışı da büyük olur sanırım."
Masal düşünceli gözlerle yanındaki hiç tanımadığı adamı süzdü. Siyah saçlı ve kahverengi gözlü adam 20 li yaşlarında görünüyordu. Az önce kitapçılarını baştan aşağı gezmiş ve bir kitap almıştı. Sonuçta bir müşteriydi ve herkes gibi o da bu gösterişli açılışa katılacaktı.
"Hiç açılmasını istemiyormuş gibi konuşuyorsunuz."
Masal adamın sözleriyle düşünceli gözlerini tekrar binaya yöneltti.
"Önünde sonunda rakiplerimiz çıkacaktı. Umarım müşterilerimiz sadıktır." diyerek bir iç çekti ve ekledi. "Mesela siz. Siz sadık mısınız?"
Adam kendisine dikkatla bakan kıza cevap verdi.
"Bilmem. Bunu öğrenmek için buranın sürekli müşterisi olmam lazım öyle değil mi? Ama ben ilk defa geliyorum buraya."
Masal bu adamla neden konuştuğuna bile anlam verememişti.
"Peki bundan sonra sadık kalmayı düşünüyor musunuz?"
Saçma sorular sorduğunun farkındaydı. Ama hiç tanımadığınız biriyle konuşurken sözlerinize neden çok fazla dikkat etmeniz gereksin ki?
"Bakın söz ettiğiniz sadıklık genel bir kavram. Aynı sokağa büyük bir kitapçı açılınca küçüğüne gitmeyi bırakıp ona gitmek insanların tercihidir. Ama eğer burayı seviyorlarsa buraya da gelmeye devam ederler."
Basitti. Bu kadar basit. Bu konu müşterileri düşündürmezdi. Acaba ona mı gitsem ona mı diye düşünmezlerdi. Hangisini seviyorlarsa, hangisi ilgilerini çekiyorsa ona giderlerdi. Derin bir iç çekti.
"Kitapçınızı çok seviyor olmalısınız. Ama bazı tavizleri de göze almalısınız öyle değil mi? Şöyle bir bakarsak orası daha büyük ve daha gösterişli. Pekala insanların dikkatini çeker. " dedi adam omuz silkerek.Bu adam fazla konuşmamış mıydı? Tamam bunlar doğruydu ama moralini bozmasına da gerek yoktu öyle değil mi?
"Bunu kitapçı açılmadan bilemeyiz. " dedi adama imalı bakışlar atarak. Yabancı adam oldukça kendinde emin ve rahat bir şekilde karşısında dimdik duruyordu. Bu Masalın sinirlerini bozmuştu.
"Elbette öyle." Bir süre bekledikten sonra, "Bu güzel sohbet için teşekkür ederim. Bu arada ben Çınar." diyerek elini uzattı adam. Masal adamın elini sıkarak, "Adımı bilmeniz gerektiğini düşünmüyorum." dedi. Zaten sözlerine yeterince sinir olmuştu.
Çınar "Siz öyle diyorsanız öyledir. Tanıştığımıza memnun oldum." dedi ukala bir gülümsemeyle ve daha sonra normal adımlarla oradan uzaklaştı. Masal adamın arkasından omuz silkerken Yekta kapıya gelmişti. Gittikçe uzaklaşan adama bakıyordu.
Masal Yektayı farkettiğinde yüzünde hemen bir gülümseme oluştu. "Hoşgeldin." dedi sıcak bir şekilde.
Hala adama bakan Yekta, "Kimdi o? El sıkışıyordunuz." dedi. Masal bu soru üzerine biraz gerginleşmişti.
"Önemsiz biri." dedi umursamaz bir şekilde.
Yekta tekrar kıza bakarak, "Sen her önemsiz insanla el mi sıkışırsın?" diye sormuştu. Neydi bu soru yağmuru? Onu neden ilgilendiriyordu ki? Bu merakın sebebi neydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...