Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım okuyanlar beğeniyordur. Keyifli okumalar ^_^
"Galiba gideceğim". Baharın sesiyle, gözlerini dışarıdan çekerek arkadaşının gözleriyle birleştirdi.
"Ne? Nereye gideceksin?" Masal anlamsız gözlerle bakıyordu arkadaşına. Kafası allak bullak olduğundan arkadaşının ne söylediğini idrak edememişti. Her müşteri geldiğinde gözleri istem dışı kapıya bakıyordu. Neredeyse akşam olmuştu ama sürekli müşterileri hala ortalıkta yoktu. 'Her gün gelmek zorunda değil ki' diyordu bir yandan. 'Dünkü konuşma yüzünden mi' acaba diye düşünmeden edemememişti Masal. Onu düşünmemesi, böyle şeyleri merak etmemesi gerekirdi ama düşüncelerine engel olamıyordu.
"Akınla diyorum. Buluşmaya gideceğim."
Masal bunu duyduktan sonra bütün bu düşünceleri unutmuştu.
"Sen ciddi misin? Ne değiştirdi kararını?" Bahar sıkıntılı bir iç çekerek yutkundu. "Dün bütün gün, bütün gece düşündüm. Hiçbir şey söylemeden gitmesinin bir sebebi olmalı değil mi? Belki... Belki geçerli bir sebebi vardır. Bir umut Masal bir umut. Umut etmezsem böyle yaşayamam. Kalbim bu umuda o kadar çok inanmak istiyor ki. Biliyorum çok kırılabilirim. Ama ya gerçekten bir sebebi varsa. Bu şüphe içimi kemiriyor. Soracağım. Neden gittiğini soracağım."
Masal arkadaşının gözlerindeki çaresizliği görebiliyordu. Unutamamıştı. 2 yıl önce onu bırakıp giden ve şimdi geri gelen bu çocuğu unutamamıştı. Hala seviyordu belli ki.
Arkadaşına sıkıca sarıldı. "Git ve öğren. Sakın korkma tamam mı? Eminim bir nedeni vardır. Her şey çok güzel olacak güven bana." diye teselli etmeye çalıştı arkadaşını.
"O zaman mesaj atıyorum. Bu akşam biraz erken çıkarım olur mu?" dedi Bahar. Masal gülümseyerek, "Tabii ki. Bir akşam kafeyi kapatsak sorun olmaz herhalde" dedi.
Sahil kenarındaki çay bahçesine doğru yürürken ayakları geri geri gidiyordu. Kalbi, ürkek bir ceylan gibi atıyordu. Içindeki sıkıntı çay bahçesine yaklaştıkça artmıştı. Ama umudunu hala koruyordu Bahar. Hem konuşmayı Akın istemişti. Eğer konuşmak istiyorsa söyleyecekleri olmalıydı. Tekrar yıkılmak istemiyordu genç kız.
Çay bahçesine adımını attığında etrafa göz gezdirdi. Oradaydı. En kenarda oturmuş denizi izliyordu. Genç kız hızla atan kalbini yoksaymaya çalışarak boğazını temizledi. Derin bir nefes alarak masaya doğru yürüdü.
Akın Baharı gördüğü anda ayağa kalkmıştı. O, her ne kadar göz teması kurmaya çalışsa da Bahar gözlerini onun gözlerine değdirmiyordu.
"Hoşgeldin" dedi buruk ve umutlu bir sesle Akın. Kız otururken "Hoşbulduk" diye karşılık verdi. Sesi her zaman ki gibi düzdü. Ama bu sefer hafif endişe sezmişti Akın.
"Nasılsın?" diye sordu çocuk. Gözlerini karşısındaki güzel yüzden ayırmıyordu.
Bahar en sonunda karşısındaki çocuğun açık kahverengi gözlerine baktı. Kalbindeki derin acıyı görmezden gelerek "Iyiyim. Sen? " diye karşılık verdi. Akın hafif bir tebessümle "Bugün benden iyisi yoktur herhalde" dedi. Genç kız o sıcak gülüşü öylesine özlemişti ki. Uzun zamandır ilk defa bu kadar dikkatli bakmıştı.
Bahar bir an kaşlarını istemsizce çattı. Çok zayıflamıştı karşısındaki çocuk. Bu kadar zayıf değildi. Belki de hava değişimindendir diye düşünerek geçiştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Gökyüzü
Romance"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cürretkar gözleriyle kıza bakmayı sürdürürken "Özür dilerim" diyebildi sadece. Söylenebilecek hiçbir sö...