*Bölüm 7*

765 120 45
                                    

Evet arkadaşlar uzun zaman ara vermek zorunda kalmıştım. ama şimdi buradayım. Ve yazmaya tam gaz devam edeceğim. umarım yazdıklarım hoşunuza gider._yüşra

Keyifli okumalar.⏳

7. Bölüm;

Sabah 08.00 alarmıyla kalktık. Annem kahvaltı hazırlıyordu. O sırada da ütü yapmaya çalışıyordu. Yıldız ise umarsızca ağlıyordu, şu tuvalet alışkanlığını bir türlü edinememişti. Altına etmiş olmalıydı. Annem babanneme Yıldız'ın altını değiştirip değiştiremeyeceğini sordu.

-peheey! hem benim paramdan geçinin, hemde çalıştırın. Benim sayemde karnınız doyuyor. Hiçbir şey yapamam. Dedi.

Ve ani bir refleksle ben yaparım dedim. Kabul etmek zorundaydı. Başka seçeneği yoktu.ve ilk bez değiştirme deneyimini yaşamıştım. Zordu ,ama Yıldız söylemesi ayıp çişini yüzüme yapmasaydı, her şey yolundaydı.

Okula gitmek istemiyordum. Ama gitmek zorundaydım. Bir elinde Aslı bir elinde ben, bir omzunda benim çantam, bir omzunda Aslı'nın çantası.

Aslı'yla aynı okuldaydık. Aynı sınıfta değildik ama her tenefüs birlikteydik.
Ama bir sıkıntı vardı. Gökçe!

*Gökçe*
Çok güzel bir kızdı. Ve kıvanç 'ın yanından hiç ayrılmıyordu. Beni sinir ediyordu. Doğal kızıl saçları beline kadar. Yeşil gözleri ile çok güzeldi gökçe. Kıvanç 'da dedim dimi!

Kıvanç çok tatlıydı ve benim yanımda oturuyordu. Siyah saçları zeytin siyahı gözleri beni etkilemişti. Ne biliyim.

Ama şuan daha önemli dertlerim vardı. Babam hastanedeydi, huysuz babannem evde annemi çok yoruyordu. Ve ödenmeyi bekleyen kiramız vardı. Belki bunları düşünmek için çok Küçüğüm ama işte ne biliyim. Arada güzel şeylerde oluyor. Babam bana bu günlüğü almasaydı ben nasıl yazardım bunları. Değil mi?

-peri benimle oyun oynamak ister misin?

İşte bu. Şu ana kadar duyduğum en güzel soruydu. Ama Aslı'sız asla oyun oynayamazdım. Aslı'da gelecek ama dedim." Tamam "dedi.

Tam o sırada gudubet Gökçe damlayı verdi. Gıcık!
-ıy! kıvanç şu peri midir? Kuşmudur? Onla ve velet kardeşiyle mi oynuyorsun? ve dahası.

Beni sinir etmişti. Dayanamadım. İsmimle ve Aslı'yla dalga geçmesi beni sinir etmişti. Tahmin ettiniz mi? bilmiyorum. Ama ben bir tane geçirdim. Ver bir tane daha. Sonum müdürün odası oldu buraya ikinci gelişimdi. Annem geldi. Utanıyordum. Ama olan olmuştu. Annem umursamadan beni aldı ve çıktı. Sinirliyidi, ama sanki bana sinirli değildi. Bir sorun vardı. Eve doğru gitmiyorduk ,bir kafeye doğru gidiyorduk. Ve elinde bavullar vardı.

Bu kafe, Türkan ablanın yani Kıvanç'ın annesinin kafesi.

Bana doğru eğildi ve "ya beraber ya beraber" dedi ve devamında

-bak kızım sen, siz okuldayken biz babannenle kira konusunda tartıştık ve bizi evden attı. Yıldız şuan evde, sizi buraya bıraktıktan sonra yıldız'ı almaya gideceğim. Dedi. Bir eli omzumda bir eli ise gözünde ve gözünden akan yaşları silmekle meşguldü.

Burada işe başlayacağını ve buranın bodrumunda bir süre kalacağımızı babamın tedavisi bitincede babamla bir yolunu bulacaklarını söyledi. Şaşırmıştım. Ve üzülmüştüm. Gıcık Türkan 'la aynı ortam beni geriyordu. Düşüncesi germeye yetmişti.
Türkan
Kilolu,159 boylarında siyah kıvırcık kısa saçları olan biriydi. Aynı zamanda kaşları hep yukarı doğru kalkık sert bir ifadesi vardı.

Yanıma geldi ilk önce bavulu ,bavulu aldığı eliyle de Aslı'yı diğer eliylede hızlıca benim elimi tutup kafeye soktu. Deposuna götürdü.

İşaret parmağı havada tekdüze bir şekilde
-çıtınız çıkmasın. Anneniz gelene kadar burada durun. Uyuyor musunuz? ne yapıyorsanız yapın. Dedi.

Ses çıkarsam sanki çok gidecekti. Yerin bin kat aşağısında, hatta dibindeydik.

Annem  hayattan bezmiş bir şekilde eve geldi. Ne yapacaktık? Nasıl geçinecektik? Babam ne zaman gelecekti?
Ertesi sabah yere serilmiş eski yatak parçasının üzerinde Uyandık,yani uyandırıldık diyelim. Türkan teyze sağolsun
-çabuk! iş var kalk! Hayat kalkın aa! yatmaya mı geldiniz?

Ve çok güzel bir sabah, hayatım mahvolmuş gibiydi. Okula gitmek için hazırlandım. Ama beni kim okula götürecekti. Annem çalışmak zorundaydı. Ya yıldız,yıldız tek başına ne yapacaktı. Annem bunları çoktan düşünmüştü. Buralarda oturan bir sınıf arkadaşımın annesini aramış bizi okula götürmesini ve Yıldız'ı da bu zaman zarfında yanına almasını söylemişti, oda kabul etmişti. İlk defa bir şey uğraşmadan düzgün gitmişti.
***
Annem çok yoruluyordu. Üç çocuk bir de iş uzun zamandır dertleşmiyoduk, dertleşmeye zaman bulamamıştık doğrusu. Saat 23.30 gibi bodrum mu? depo mu? neyse artık oraya indik. Annem oturduğu anda belini tutarak uğunmaya başladı. Çok kötü görünüyodu. Yanına yıldız ve Aslı engelini aşıp,kenara çektikten sonra gelebildim.
Ona gününün nasıl geçtiğini bu sefer önce ben sordum. Bana

-sen büyüdün de günümün mü nasıl geçtiğini  mi soruyorsun? dedi.

Ben güldüm, küçük olmadığımı iddia etsemde küçüktüm. Cevap verdi.
"yorucu." bu kadardı."YORUCU" hmmm!
*peki senin?* dedi.
"yorucu. "Dedim

"ama artık uyumalıyız. "Dedi.

Ama ben istemiyordum. Kafamı göğsüne koyduğum an uyumuşum.

Sabah 06.30 da bu sefer de telefon çalma sesiyle Uyandık. Bilinmeyen numaraydı. Hastaneden arıyor olabilirlerdi. Kimdi ama bir kötü olayı daha kaldıramazdık!!

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin