*Bölüm 16*

108 58 45
                                    


ÖNEMLİ:
Evet arkadaşlar bir kaç gün aradan sonra gene sizlerleyim. Bölümleri uzun ve akıcı tutmaya çalışıyorum. Ama tabiki yazım hatalarım oluyor. Özür dilerim fakat kitabı bitirdikten sonra öğretmenimle düzenlemesini yapacağız. Şimdiden teşekkürler.

Keyifli okumalar.🐼

16. Bölüm:

Kulübeyi açan kişi kimdi?
Ayaklarımı yavaşça aşağı indirdim.
Yağız'da ne kadar uğraşsa da tahtalar gıcırdayarak ayağa kalktı. Beni eliyle kendisinin arkasına itti. Kısık bir ses tonuyla:

-Kim var orada?

Ayak sesleri ve tahta gıcırdama sesleri bize doğru yaklaşıyordu.

Orta boylu. Kel ,orta yaşlı, ama sakalları biraz ağarmış. Elinde bir fener yüzümüze tutuyordu. Gözlerim kamaştı ve kafamı Yağız'ın sırtına sakladım. Adam:

-Sizde kimsiniz? Burada ne işiniz var? Neden buradasınız?

Soluksuz sorular sorarken. Yağız beni daha da arkaya itip, Boğazını temizleyip:

-Biz yağmurda,burayı bulduk. Kaybolmuştuk.

Adam feneri bir adım attıktan sonra kahverengi vitrine koydu. Vitirini öne doğru itti. Vitrinden çıkan ses ve toz beni o kadar ürkütmüş ki Yağız'ın kolunu sımsıkı tuttuğumu ilk bana dönüp sonra koluna baktığında anladım.

Başımı öne eğip saçımı kulağımın arkasına ittikten sonra elimi çektim.
Hemen kafasını yeniden oraya çevirdi.

Adam Vitrinine arkasında ki Işığı açtı.

-Tamam burada bugünlük kalın. Ama bir daha balayı için bir yere gitmeye karar vermeden önce hava durumuna bakın.

Ne? Balayı mı? Bizi evli zannetti.

- Ha yok, yani tatil de, şey o...

Yağız benim lafımı keserek:
-haklısınız.

Ona bunu neden yaptığını sorar bakışı attım. Anladığını sanıyorum ki. Adam arkasını döndüğü an kulağıma doru eğilip:

- Adamın kim olduğunu bilmiyoruz. Belki böylesi daha iyidir,böyle bilsin.

Adam döndüğü an doğruldu. Kalın bir ses tonu vardı.

Adam:
-Ben bugün dışardayım.

-Siz o koltukta yatabilirsiniz. Bir arkadaşımdayım.  İlk size  mutfaktan bir şeyler ayarlıyım.

Mutfaktan elinde uzaktan bayat olduğu belli olan ekmek Ve bir peynir tabağıyla geldi.

- Çayında suyunu koydum,bakarsınız. Balayında peynir ekmek pekte şey değil ,siz daha iyilerini istersiniz ama elimden bu geldi, Zamansız gelince.

Ben  Yağız'ın arkadından bir adım öne gelip;
- Yok amca bizim daha iyisini istediğimizi nereden çıkarttın? Peynir ekmek çay, daha ne isteyelim?

Yağız da onaylayarak kafa salladı. Koltuğa doğru yürümeye başlayınca o gıcık tahta gene gıcırdadı.

Adam:
- Hadi Allah'a ısmarladık gençler.

O gittikten sonra koltuğa yeniden oturdum. Yağız'da sanırım çayın suyuna bakmaya gitmişti.

Bende ıslak pantolonumun cebinden telefonumu çıkarttım. Ama tabii ki şarjı bitmişti. Yağız'ın ki halının üstünde öylece duruyordu. Herhalde ben uyurken oturduğu yerden düşertmişti. Yerden aldım. Ekranında bir kızla çekilmiş  bir fotoğraf vardı. Ama kendisinden büyük duruyordu.

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin