*Bölüm 28*

89 20 2
                                    

Merhaba! Ben geldim ve çok özür dilerim. Bölüm baya bir geç geldi ama hem okula gitmek hem de kitap yazmak çok zor. 🙈

Keyifli okumalar➰

28.Bölüm;

Peri'nin ağzından:

Yataktan çıkmak istemiyordum. En son yaşadığım şey gözümün önünden gitmiyordu. Eğer beni öpmeye çalışırken oradan yaşlı amca geçmeseydi, kim bilir bana ne yapacaktı?
Hiçbir şey net değildi kafamda, Yağız hala ortada yoktu. En azından veda etmeye bile mi gelmeyecekti? Neden etrafımda ki kişiler ortadan kayboluyor? Bu Kıvanç'a da hiç içim ısınmadı.

İsteksizce yataktan kalktım. Gözlerimde ki çapakları gözlerimi kaşıyarak temizliyordum. Bir yandan da ev terliklerimi evin laminat parkesine sürterek yürüyordum. Kapıyı direkt tıklamadan açtım. Ne kadar yanlış bir şey yaptığımı dişlerini fırcalayan Yıldız'ı görünce anladım. Hızlı bir şekilde arkasını döndü,

Elinde diş fırcasını sallayarak, aynı zamanda da ağzında diş macunu varken feveran etmeye başladı;

-Ya abla sen kapı tıklatmayı da mı unuttum acaba?

Bir adım geri çekildim.

-Özür dilerim ablacığım. Çıkıyorum sakin!

-Ya bir anda hızlı çıkış yaptım. Pardon.

Yüzümü aşağıda ki banyoda yıkamak için merdivenleri yavaşça inmeye başladım. O sırada da Kıvanç'la birlikte olmak istemediğimi düşünüyordum. Ben onunla sevgili olmak istemiyordum ki.

Yüzümü yıkadıktan sonra daha Yıldız dışında kimsenin uyanmadığını fark ettim.
Bende kahvaltı hazırlamak için işe koyuldum. İşe çayı koymakla başladım. Kulaklığımı kulağıma (kate linn /thunderlike) takıp en sevdiğim müziği dinlerken kahvaltı hazırlamak baya bir hoştu.
Salonla mutfak arasında kapı yok, yani amerikan mutfak. Yemek masası da kapının hemen karşısında duruyor. Masanın öbür tarafında ise önü çiçeklerle donatılmış perceremiz var.
Yedinci müziğim bittiğinde kahvaltı sofrası da hazırdı.  Huzurlu birazda yüksek bir sesle "Kahvaltı hazır!"
Biraz bekledikten sonra ses çıkmayınca ilk önce annemin odasına gittim. Kapıyı bu sefer ilk önce tıklattım. Kapı gıcırdayarak açıldı.

"Validelerin validesi uyanmamış mı?"
Derken yanına doğru yürüyordum. Yatağının yanına geldiğimde eğildim ve küçük bir buse kondurdum. Ses çıkmamıştı. Doğruldum kafamı yüzüne doğru tutup ona bakıyordum. "Anne!" bir kez daha eğilip öptüm ki, kocaman kollarını açıp sarıldı bana. Yatağa düşmüştüm ve bunu fırsaf bilip gıdıklamaya başladı. "Anne dur tamam, anne dur!" annem ilk önce beni gıdıklamayı bırakıp sonra kocaman bir " Günaydın " dedi.

Tam biz kalkıyorduk ki içeriye Yıldız girdi. Hep birlikte aşağıya indik.

Annem en baş köşeye oturdu,cama bakan taraf. Biz de yan yana oturduk.
Yıldız söze girdi.
-Ablam nerede?

Annem bıçak ve çatal yardımıyla omletini bölerken;

-Bilmiyorum uyanamadı herhalde. Gece geç saatlere kadar sevgilisinden ayrılamadığı içindir.

Annemin dediğinden sonra Aslı'nın bir sevgilisi olduğunu öğrenmiş oldum. Ama olaylara hep fransız kalıyordum. 

-Ben bir bakayım, uyansın artık.

Sandalyemi parkeye sürterek kalktım. Merdivenden yukarı çıkacaktım ki, merdivenin yan kısmında ki şifon yer in üstünde ki ev telefonu çaldı. Sadece bir merdiven çıktığım için geri döndüm ve telefonu açtım.
-Alo!

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin