*Bölüm 24*

87 20 11
                                    

Merhaba sevgili okuyucularım. Biliyorum bölüm biraz gecikti ama süper bir bölümle size kavuştum.

Bu bölümü sevgili siyahlasiyah a ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar🙏

24. Bölüm;

Peri:

Elimden tutmuş beni çıkışa doğru yönlendiriyordu.

Elimi çekmek istesemde bu mümkün değildi, elimi bırakmıyordu.

Montum ve çantam salonda kalmıştı. Hava akşam olduğundan dolayı soğuktu. Esen rüzgar tenime hücum ettikçe her bir hücrem soğuğu bedenimde hissettiriyordu.

Bir alt sokakta park halinde olan siyah arabanın önünde durdu. Kapıyı açtı ve girmem için benim yüzüme baktı. Şuandan sonra binmekten başka çarem kalmamıştı. Kafamı hafifçe eğdikten sonra arabaya binmiştim.

Arabanın soğuk koltuğuyla temas eden bedenim, bir nebze bile olsa ısınmıştı. Arabanın dışında kalan elbisemin ucunu arabanın içine soktuğumda kapıyı kapattı. Hızlı hızlı arabanın önünden geçip yan sürücü koltuğuna oturdu.

Yüzüne bunu neden yaptın bakışı attım ama konuşmadım. O da konuşmadı. Arabayı da çalıştırmadı. 15 dakika kadar arabada konuşmadık. Artık ben sessizliği bozmaya karar verdim.

-Neden böyle bir şey yaptın?

Bir eli direksiyondaydı. Diğer elinide direksiyona koyduktan sonra kafasını direksiyonun sert dokusuyla birleştirdi. Kafasını hemer ardından kaldırdı.

-Bilmediğin çok şey var.

Kafamı sinirle cam tarafına çevirdim. Yoldan geçen insanlara baktım.

-O zaman anlat.

Kafamı öne eğdim, tırnaklarımda ilk defa sürdüğüm kırmızı tonlarında olan ojemle oynadım.

Vücudunu bana doğru çevirdi.

-Anlatacağım.

Arabayı sahil kenarına götürdü. Bir şey dememi beklemeden arabadan indi. Arabanın kaputuna oturdu.
Hemen peşinden bende arabadan indim. Yanına oturdum.

Denizin sesi dalganın sesi ile konuşurken. Ben Yağız'ın ağzından çıkacak bir cümleye muhtaçtım. Saçımı zorlanarakta olsa açmayı başarmıştım. Şimdi saçlarım rüzgara esirdi. Rüzgarda dalgalanan saçlarım beni sanki çok uzaklara götürmek istiyordu ama başaramıyordu.

Denizin kokusunun sanki bir daha nefes almayacakmışım gibi akciğerlerime nüfus etmesine izin verdim. Artık göğüs kafesimde mahkumdur kokusu. Çünkü kokular unutulmazdı. Bende Yağız'ın kokusunu hiç unutmamıştım.

Yavaşça Yağız'a doğru döndüm. Gücümün son damlalaları, Yağız'ın iki dudağının arasındaydı.

İki elini önünde birleştirmiş denizin derinliğini izliyordu. Konuşmaya başladı;

-Ben Beyza'yı hiç sevmedim. Her şey Yıldız'ın hastalığıyla başladı. Senin beni istemediğini bilsemde Yıldız için bir şeyler yapmak istemiştim. Çünkü Yıldız'ında sonunun benim kardeşimin sonu  gibi olmasını istemedim.

Konuşurken yüzüme hiç bakmıyordu. Sanki bakarsa bir daha başka bir yere bakamayacakmiş gibi. Bakmak istemiyordu sanki yüzüme.

-Hani iliğinin Yıldız'a uyduğunu öğrendiği an kaybolmuştu ya. Beni aradı, buluşmak istediğini söyledi.

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin