*Bölüm 15*

123 54 48
                                    

Vote ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.🎈

Keyifli okumalar.📍

Bölüm şarkısı koymak istedim. Bölüm şarkısı:Ece mumay /Vazgeç gönül

15. Bölüm:
Ne,Burada mı kaldık yani? Ya böyle şeyler niye hep benim başıma geliyor? Gerçi Aslı'yla Yıldız'da buradalar. şimşeklerin sesi,yağmurun çıkarttığı sesle serfoni oluştururken, birde buna kalbimin pır pır etme sesi eklendi. Ama sanki Yağız'ınkini de duyuyordum. Kendimi tutmalıydım.

-Yağız, diğerlerinin yanına gitmemiz lazım. Burada duramayız.

Yağız:
-Evet,doğru. Ama istersen biraz yağmurun dinmesini bekleyelim.

Yağmurdan ıslanan dudaklarım tir tir titriyordu. Bir anda o kadar büyük bir şimşek çaktı ki şimşekten çıkan ışıkla göz göze geldik. Gözleri sanki bana birşey anlatmak istiyordu. Bir anda gri hırkasını çıkarttı ve benim üstüme örtmeye başladı. Kolları sırtımı sardığı an kalp atışlarını hissettim. Bir anda utanmış gibi elini ıslanmış saçında gezdirirken saçından bir damla yere düştü, ve;

-Bence güvenli bir yere girip onlara telefonla ulaşmaya çalışalım.

Dediklerini yağmur sesinden duymuyordum bile,dinlemiyordum da ,sadece dudaklarının hareketini ve muhteşem mimiklerini izliyordum. Bana;

-Peri iyi misin? Ne diyorsun öyle yapalım mı??

Ne dediğini duymadan ;
- hıhhı! öyle,evet onu yapalım.

İlk kendisi kalktı. Yine elini saçında gezdirdi,sonra elini bana uzattı.
Bir elim sırtımda ki hırkayı tutarken bir elim elini tuttu.
Kalktıktan sonra yüzüme rüzgar vurdu. Saçım yüzüme geldi. Bir elim hırkada, bir elim Yağız'da eli yavaşça havaya kalktı ve saçımı kulağımın arkasına itti.

Elini hızla bıraktım.
Yağız;
- Hadi şu tarafa doğru yürüyelim.

- tt-tamam.

Az ileri de küçük kulübe gibi bir yer vardı.  Hızlı adımlarla klübeye ilerledik. İlerlerken beni bekleyerek yürüyordu. Kapı kilitli gibi gözükmüyordu.
Kapıyı gıcırdatarak açtı.

Etraf çok karanlıktı ve göz gözü görmüyordu.

-Burada mum falan yokmu?

- Bilmiyorum şu çekmecelere bakalım belki  vardır.

O çekmeceleri ksrıştırırken gözüm karanlığa alıştığı için ay ışığının atdınlattığı duvarda ki tablolara baktım. Tabloda  iki tane yol var ortasında da bir insan yollara bakıyor. Gökyüzünden bir el ise onu yukarı çekmeye çalışıyor.

Bu tablonun anlamını düşünürken Yağız mum bulmuştu.

Kahverengi çiçekli eski kırık bir koltuk,kahverengi bir vitirin,bir oda bir mutfak bir de banyo var. Kapılar gıcırdıyor ve rutubet kokusu var.
İçerisi esiyor. Eskiden kalma yuvarlak bir halı var yerde. Adım attıkça tahtalar gıcırdıyor.  Tam bir korku filmi.

Koltuğa oturdum. O sırada da Yağız mumu yaktı.

O kadar çok uykum gelmişti ki gözlerimi kapattığım an uyuya kalmışım.

Tahminimce yarım saat uyuduktan sonra uyandım ama gözümü açmadım. Yağız başımdaydı. Koltuğun aşağısına elini dizlerine sarmış yanımda oturuyordu. Konuşmaya başladı.

-Neden beni sevmedin ki? İnanki o mektubu sen getirip bana verseydin,reddetseydin bile umutlanırdım. Ama Beyza ile göndermek. Sana aşık olmak ama sana yaklaşamamak. Şuan tamam desen herşeyi unutacağım. Ne biliyim.

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin