*Bölüm 8*

784 119 61
                                    

Arkadaşlar bu bölümden sonra karakterler büyümüş olacak. Romanımız daha zevkli bir hal alacak, ilerde bizi hüzün ve aşk bekliyor olacak
_yüşra

Keyifli okumalar. ;-)

8. Bölüm;

Annem çok kötüydü. Bu sefer cidden çok kötüydü. Yine kötü bir haberdi. O anları bir daha hatırlamak çok kötü. Hıçkırarak ağlamaya başladı. Elini yer yatağına o kadar sıkı koymuştu ki koyduğu yer yok olmaya başlamıştı. telefondaki kişi her kimse ona sadece "ne? Olamaz!" Diyebiliyordu. Öyle çok bağırmış ki ses gercekten Türkan'ın kulağına kadar gitmiş.

Bizim yanımıza geldi. Şaşırmış ve soru sorar ifadesi vardı yüzünde elindeki ıslak bezi masanın üzerine bıraktı ,ellerini üstüne sildi. İlk anneme baktı sonra telefonu aldı. Onada bir şeyler söylüyordu. Oda annemin surat ifadesini takınmıştı. Annem koşarak çıktı. Ben Türkan teyzenin kolundan tuttum Aslı'yla Yıldız hala uyuyorlardı. Ona ne olduğunu sordum. Bana sinirli ve bir o kadar üzgün bir surat ifadesiyle
-baban intihar etmiş kızım başınız sağolsun dedi.

Dünya sanki o an başıma yıkılmıştı. Tamda o anda Aslı 'da uyanmış bizi dinliyordu. Ben çığlıklar ata ata ağlamaya başladığım sırada bana dönüp
-aaah! bıktım be! geldiğinizden beri kahrınız bitmedi. Dedi.

Ona aldırış etmeden Aslı'ya sarıldım. Ve bana dünyanın en zor sorusunu sordu. "İntihar etmek ne demek?"
Ona babamın bir daha bizle olamayacağını ve yıldız olduğunu söyledim.

O sırada Türkan teyzenin telefonu çaldı. Arayan annemdi.

Türkan teyze yine o patavatsızlığıyla bana dönüp:
"Babaanneniz felç geçirmiş.anneniz sizi babannenizin evine götürmemi istedi."
Allah'ım ne oluyordu böyle ayakta duracak gibi değildim. Görüntü bulanıklaşmıştı. Her yer dönüyordu.

Gözlerimi annemin kucağında açtım. Hastanedeydik babannem yanımızda ki yataktaydı. Biz refakatçi koltuğundaydık. Annemin kolunda iğne izi gibi bir şey vardı. Galiba serum yemişti.

Babannemin yanına gittim. Ayağımda ayakkabı bile yoktu. Uyuyordu galiba ona bir şeyler demek istemiştim. Beni duyar mı? bilmiyordum.

-babanneciğim biliyorum çok üzgünsün ,ama artık babam bir yıldız. Halam gibi. Sense annem gibi çok güçlü olmalısın.

O sırada anneme dönüp gözüne baktım. Kafa salladı onaylar gibi. Gözümden akan yaşı silip devam ettim.

- Ben senin yanında olacağım, her üzüldüğünde sana masal okurum ve yıldızlara bakarız.

Babannemin parmağının kıpırdadığını görünce beni anladığını hissetmiştim.

Sonra mı ? Babannemin yanındaki makine değişik sesler çıkarmaya başlamıştı. Ve makinede ki çizgi düz oluyordu. Bu ne demekti? Hızla doktorlar geldi. Bizi dışarıya çıkarttılar. Türkan hemen söze daldı.

-Aslı'yla Yıldız'ı annemin eline tutuşturup hadi size geçmiş olsun. Ben daha fazla duramayacağım, kalan paranı istediğin zaman gelip alırsın dedi.

Bu kovmak mıydı? Şuan pekte umrumda değildi.

5dakika sonra doktorlar yanımıza geldi ve ;

"başınız saolsun" dediler.

Bir günde iki kez başınız sağolsun çok ağır değil miydi? Bu bir şaka olmalıydı. Yoksa kabus mu? Kabussa biri beni bir an önce uyandırmalıydı. Annem olduğu yerde kaldı ve duvara yaslandı. O sırada yanıma Aslı geldi.

"Babannemde mi yıldız oldu?" ona cevap bile veremedim. O an bende yıldız olmak istemiştim.

Böyle bir iki saat geçti. Annem bana:

-Babannemin kardeşlerine de haber verelim. Dedi.

-Tamam dedim.

Açlıktan ölmek üzereydim. Hiçbir şey düşünecek gibi değildim. Annem telefonla konuşmak için ilerledi. Ağlayarak döndü.

Gene ne olmuştu? Babannemin kardeşlerini ona çok sinirlenip ağzına geleni saydığını söyledi.

Yarım saat oldu olmadı. Geldiler. Babannemin kardeşleri koşarak annenin üstüne mi geliyorlardı? bana mı öyle gelmişti?

Yok yok geliyorlardı. Ve birden annemin üstüne saldırdılar. Ben çığlık atmaya başlamıştım. Avaz avaz bağırıyor, bir yandan da onları çekmeye çalışıyordum. Hastane görevlileri zor ayırmıştı. Annemi ve bizi hastane personellerinin girebildiği bir odaya soktular akşam olmuş, hava kararmıştı.

Annem bu yaşadıklarına artık dayanamıyordu. Işığı bile açmamıştık. Annem odanın ortasına geldiğinde dayanamadı ve dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başladı. Annenin olduğu yeri sadece ay aydınlatıyordu. O an için en doğrusu üçümüz içinde susmaktı.

Yarım saat sonra biraz yemek getirdiler. Bu gece bu odada kalabileceğimizi söylediler. Annem bizi yanına çağırdı.

-tülü çekti ve gökyüzüne bakın. dedi bu yıldızları sayabiliyor musunuz?

-hayır dedik.

-O zaman bizim gücümüz ,Bu yıldızlar kadar. Biz bundan sonra tek başımızayız. Ve güçlü olmak için okumanız lazım.

-okuduk
________
9 yıl sonra..

Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin