Merhaba arkadaşlar buraya bayadır sık sık bölüm yazıyorum,çünkü sömestr tatilindeyim(z). Fakat üç dört gün sonra okullar açılacak ve daha seyrek yazacağım
Vote ve yorum yapmayı unutmayın. Sizi seviyorum.
Keyifli okumalar.♥
27. Bölüm;
Peri;
Sabah kuş cıvıltıları ile uyandım. Yavaş yavaş bahar geliyor, geldiğini de belli ediyordu. Camımdan içeriye girmek için çırpınan güneş ışıklarına daha fazla eziyet çektirmemek için güneşliği sonuna kadar açtım. Hala içeri tam anlamıyla girememişlerdi. Tülü sonuna kadar açtıktan sonra camı da açtım. Açtığım anda odanın içine dağılan oksijen, sanki daha yeni nefes alabilmemi sağlamıştı.
Yeniden yatağıma yattım,ama içimdeki kıpırtı beni yataktan itiyordu. Yorganımı üstümden attım ve hızlı adımlarla gardrobuma gittim. Dolabı açtıktan sonra şöyle bir göz gezdirdim. Genel olarak spor tarzı kıyafetler vardı. Demek ki çok sade bir tarzım vardı. Bugün hava iyi olduğundan bol triko kazaklar yerine daha ince bir t-shirt giyinmeyi tercih ettim. Siyah bir kot geçirdim üstüme. Arkamı döndüğümde yatağım, gözüme baya dağınık geldi. Elimden geldiğince topladım. Makyaj masama oturdum. Yeteri kadar makyaj vardı ama bir çoğu daha açılmamıştı bile. Demek ki makyaja başlanmak için alınmış ama daha makyaja başlanmamıştı.
Gözüme rimel sürdükten sonra toz pembe tonlarında bir ruj sürdüm. Parfümlerden sihay şişede olanından kulağımın arkasına ve boynuna sıktıktan sonra hazırdım. Siyah bir de kol çantası aldım. Kapıyı Aslı'yla aynı anda açtık.
-Aa, abla günaydın!
-Günaydın Aslı.
Üstünde kahve tonlarında mini sayılabilecek çizgili bir elbise vardı. Oldukça şıktı. Benim kıvırcık saçlarımın aksine düz sarı saçları çok tatlıydı. Aynı anda merdivenlerden indik.
Aşağıda tahminimce on beş yaşlarında olan yakışıklı bir çocuk vardı. Yıldız ile kahvaltı sofrasını hazırlıyordu. Aşağı indikçe annemi daha net görüyordum. Annemin yanına gittiğimde;
-Anne bizim bir kardeşimiz daha yok değil mi? Bu kim?
Annem sesli sayılabilecek bir kahkaha attı.
-Hayır ,o Yıldız'ın arkadaşı.
Bende kikirdedim, daha fazla ses çıkartmamak için. Yıldız o sırada koşarak yanıma geldi ve yanağıma kocaman bir buse kondurdu.
-Ablaların en unutkanı, günaydın.
Şakasını da hiç eksik etmez.
-Günaydın. Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın?
Kafasını öne eğdi.
-Aslında tanıyorsun abla. Ben lösemiyken birlikte adalara gitmiştik. Sen Yağız'la kaybolduğunda. Hastaneye de çok kez geldi.
Dedikleri karşısında kısa süreli bir şok yaşadım. Yıldız daha önce lösemi olmuş. Meğersem biz ne kadar çok şey yaşamışız. Dediklerini anımsamaya çalışsamda hiçbir şey hatırlayamıyordum.
-Şuan iyisin değil mi?
-Evet abla Beyza malı bana ilik verdi.
Beyza'mı? bu Yağız'ı arayan kişi mi acaba? Bana bu isim niye bu kadar tanıdık geliyor.
-Niye mal diyorsun? O sana ilik vermiş ablacığım.
Göz çevirdi. Üstünde tulum pantolon vardı. İçinde de tatlı bir toz pembesi olan bir t-shirt. Elimden tutup beni arkadaşına doğru sürüklerken;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat'ın kutup yıldızları (Tamamlandı)
Romance#wattsy2019 #kutupyıldızı1 Tülü çekti ve bu yıldızları sayabiliyor musunuz?Dedi. Hayır! Dedik. o zaman bizim gücümüz bu yıldızlar kadar. Biz bundan sonra tek başımızayız ve güçlü olmak için oku malısınız. -okuduk. 9 Yıl sonra... Aşkını kalbine gömüp...