Beklediğimin aksine epey sıkıcı geçen bir banyodan sonra aşşağıya inmiş ve birlikte kahvaltı hazırlamaya başlamıştık. Daha doğrusu babacığım kahvaltı hazırlıyor bende sandalyelerden birine oturmuş kahvaltı hazırlarken ne kadar seksi olduğunu düşünüyordum." Daha ne kadar orda orurup beni izlemeye devam edeceksin jimin"
" tıch tıch jimin değil bebeğim unuttun mu?"
"Peki bebeğim orda oturmak yerine kalkıp babacığına yardım etmeye ne dersin" bana göz devirdiğini görmezden gelerek ayağa kalktım ve babacığıma arkadan sarıldım. Kafamı boynuna yerleştirip fısıldadım.
"Ama benim popom acıyor babacığım" dudaklarımı büzüp fısıldadığımda altımdaki bedenin titrediğini hissetmiştim. Kıkırdayıp kollarımı ayırdım ve geri sandalyeye oturdum.
"Hadi babacığım sen yaparsın"———
Kahvaltıdan sonra direk oturma odasına kaçmış ve telefondan bir şeylere bakıyordum. Kaçmamın nedeni kesinlikle(!) işleri babacığıma bırakmak değildi.
Telefonda gezinirken aklıma taekook ikilisine verdiğim kutu geldi. Yenisini sipariş vermeliydim sonuçta babacığım ile önümüzde çok uzun ve eğlenceli geçecek zamanlar vardı.Ben hala neler almam gerektiğine karar vermeye çalışırken babacığım çoktan işlerini bitirmiş ve diğer koltuktaki yerini almıştı.
" babacığım kalk hazırlan lunaparka gidiyoruz. Bende şunları sipariş verdikten sonra kalkıyorum." Şaşkınca bana dönmüş ve hala ciddi olup olmadığımı sorgulamaya çalışıyordu. " ne aipariş veriyorsun"" gelince görürsün ama şimdi kalk ve hazırlan bebeğin lunaparka gitmek istiyor"
Oflaya puflaya odaya ilerlediğinde bende alacağım şeyleri sepete ekleyip sipariş verdim. İşimi hallettiğimde bende yukarı çıkıp üstümü giyindim.
Aşşağıya indiğimde babacığımın çoktan hazırlanmış koltulta telefonda birşeylere bakarak beni beklediğini gördüğümde koşarak kucağına oturmuş ve boynuna sarılmıştım. Bir süre sonra oda kollarını beline dolamış ve beni kucağından indirmeden ayağa kalkmıştı. Kucağından İnmeye çalıştığımda beni zor zoruna yere indirmiş ve ikimizde kıkırdamaya başlamıştık.———
"İlla Lunaparka gelmek zorunda mıydık?"
"Hadi ama o kadar kötü değil emin ol" kolundan tutmuş ve onu jeton almaya sürüklemiştim. Annemin bana bıraktığı kredi kartından 10 tane jeton almış ve ilk bineceğimiz çarpışan arabalara doğru yol almıştık.
Çarpışan arabalara zor zoruna bindiğimizde-çünkü babacığım binmemek için inat etmişti-eğlence başlamıştı. İkimizde birbirimize çarpıyor ve kahkahalr atıyorduk.3 tur çarpışan arabalara binmemizden sonra inmiş ve hız trenine ilerlemiştik. Benim aksime babacığım bunda hiç korkmamış sadece ufak çığlıklar atmıştı. Ben ise hiç susmamıştım. Aşşağıya indiğimizde başım dönüyor bahanesi ile babacığımın beni sırtına almasını sağlamış ve pamuk şeker almaya gitmiştik.
Pamuk şekerleri aldığımızda bir bankın önüne gelip inmemi söylemişti. Banka oturduğunda bende yanına yerleştim ve ikimizde iştahla pamuk şekerimizi yemeye başladık." pamuk şekerlere bayılıyorum. Hem pembeler hem tatlı" iştahla pamuk şekerimi yerken babacığım beni durdurmuş ve dudağıma eğilmişti. Herkesin ortasında dudaklarımızı birleştirdiğinde gözlerim şaşkınlıktan dolayı iyice açılmıştı. Dilini dudağımda yavaşça dolaştırdıktan sonra dudağımı emmiş ve benden ayrılmıştı. Ben utançla kafamı eğdiğimde oda başka bir yere bakarak konuşmuştu.
" şurda biraz pamuk şeker kalmıştı." Şurda demişken dudağını göstermiş ve dahada kızarmama neden olmuştu.
"Şey artık eve gidelim babacığım" pamuk şekerin çubuklarını çöpe atmış ve ellerimizi birbirine kenetlemişti. Birbirimize bundan daha yakın olduğumuz zamanlar olmuştu ama bu daha çok randevudaymışız gibi hissettiriyordu. Bu yüzden o kadar şeyi yaparken utanmayan ben utançtan kıpkırmızı olduğumu hissediyordum.———
Eve vardığımızda saat geç olduğundan akşam yemeği için bir şeyler sipariş vermiş ve yemiştik. Yemekten hemen sonra üst kata çıkıp pijamalarımı değiştirmiş ve aşşağıya babacığımın odasına adımlamıştım. Banyodan sesler geldiğini duymamla sırıtmış ve yatağa yatmıştım. Onunla uyumayı seviyordum. Gece ona sarılmak güzeldi ya da uykusunda mırıldanması. Bazen dediklerinden hiçbir şey anlamasamda sadece dinliyordum. Aslında Onunla alakalı bir çok şeyi seviyordum.
"Bebeğim yatağına gitmeyecek misin?"
"Bebeğin babacığıyla yatmak istiyor." Gözlerimi açmadan mırıldandığımda yatakta arka tarafımda bir çöküntü hissetmiştim. Bir kaç saniye sonra belime dolanan kollar ile kalbim olduğundan daha hızlı atmaya başlamış ve endişelenmeme neden olmuştu. Kalbim böyle hızlı atmamalıydı ya da biz böyle tatlı şeyler yapmamalıydık.
"Bugün babacığın sana sarılarak uyumak istiyor bebeğim." Kafasını boynuma gömmüş ve dahada konuşmamıştı. Ben ise ne yapmam gerektiğini bilmiyordum kalbim böyle hızlı atarken uyuyamazdımki.
———
Yeni bir kitap yayınladım.
Kitabıma göz atmayı unutmayın.!!💜 sizi seviyorum.
———
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʙᴀʙʏ ʙᴏʏ ☽ ʏᴏᴏɴᴍɪɴ
Fanfiction☽ BoyxBoy Min Yoongi işinde başarılı bir psikologtu. Park Jimin ise bir hasta (!)