"Hadi Tae biraz hızlı olun. Beklemekten sıkıldım artık."
Arkamdan ayaklarını neredeyse yerlerde sürerek gelen ikili bugün bütün hevesimi alıp götürmeye niyetli gibiydi.Ben sabahın erken saatlerinde kalkıp hazırlanmaya başlarken bunların benden 2,5 saat sonra kalkıp bir türlü hazırlanmamaları cidden canımı sıkmıştı.
Sabahtan beri o kadar heyecanlıydım ki arabaya bindiğimizde bile sürekli telefonu açıp haritayı kontrol ediyor ve daha ne kadar kaldığını hesaplıyordum.
Sonunda 2 katlı özel kliniğin önünde durduğumuzda Taksi parasını ödemiş ve diğerleriyle birlikte arabadan inmiştim. Onların bugün neden bu kadar durgun ve yorgun olduklarını bilmiyordum ama gittikçe benimde hayat enerjimi emdiklerine emindim.
"Pardon! Bay Min'e bakmıştık acaba şuan onunla görüşebilir miyiz? Müsait mi?"
Sekreter bayan klavyede bir kaç tuşa basmış ardından gözlüklerini düzeltip tek tek gözlerini üzerimizde dolaştırmıştı. En sonda gözleri benim üzerimde durduğunda "Randevunuz var mıydı Beyfendi?" diyerek kibarca sormuştu."Ah hayır randevum yok,zaten hasta olduğum için burda değilim. Sadece Bay Min'i görmek için gelmiştim."
Bayan ilk önce beni baştan aşşağı süzmüş ardından hafifçe kıkırdayarak bana doğru eğilmişti.
"Bay Min'in şuanda yanında hastası var üzgünüm ama randevunuz yoksa sizi içeri alamam.""Bay Min yokmuş Jimin hadi gidelim sonra geliriz biz." Jungkook ve Taehyung aynı anda kolumu tutup beni geriye çekiştirdiğinde sabahtan beri ne karın ağrıları olduğunu daha da merak etmiştim. Garip davranışlarını sorgulamayı daha sonraya bırakıp kollarımı ellerinden kurtarmış ve sekreter bayana dönmüştüm.
"peki işi ne zamana biter sorabilir miyim?"Kadın anlamadığım imalı bir bakış ile bana bakmış ve kıkırdamıştı."Üzgünün ama hastası yeni geldi ve işlerinin erken biteceğini hiç sanmam."
Kadının neden böyle davrandığını anlamamıştım. Saf saf kadına bakarken dayanamamış ve son kez şansımı denemiştim.
"Bugün Bay Min ile görüşmemizin başka bir yolu yok mu? gerçekten bu kadar meşgul olabileceğini düşünmemiştim." Kadın gözlüklerini düzeltip masada bir şeyleri karıştırmış ve sonra bir kağıt ve kalemi bana uzatmıştı.
"Neden bu kadar Bay Min'i görmek istediğinizi pek anlayamadım ama madem bu kadar görmek istiyorsunuz Adınızı ve telefon numaranızı buraya yazın Bay Min müsait olduğunda size geri döneceğiz."
"Hayır gerek yok biz sonra tekrar uğrarız hoşçakalın" bu sefer sert bir şekilde kolumdan çeken Taehyung ile neya uğradığımı şaşırmıştım. Tek duyabildiğim Sekreterin "siz bilirsiniz" tarzındaki ifadesiydi.
...."Bütün gün neden bu kadar garip davrandığınızı sorabilir miyim acaba?" Taehyung ve Jungkook koltukta kafaları önlerinde ve elleri kucaklarında sessizce otururlarken Jimin arkadaşlarını azarlıyordu. Jungkook eve gelirken Hoseok'a ikisini alması gerektiğini yoksa Jimin'in azabından asla kurtulamayacakları ile ilgili uzun bir mesaj atmıştı ve şuan ikisininde tek temennisi Hoseok'un bir an önce onları kurtarmak için gelmesiydi.
Jimin arkadaşlarının Bugün neden öyle davrandıklarını öğrenmeye kararlıydı. "Neden geldiğinizden beri sadece oturuyor ve bir şey söylemiyorsunuz? Cidden beni delirtiyorsunuz.Bilmediğim bir şey mi var ya da bilmem gereken." Jimin hala arkadaşlarından geri dönüt alamamanın verdiği sinirle saçlarını geriye atmış ve sessli bir şekilde oflamıştı.
Jimin tekrar arkadaşlarını sorguya çekmek için ağzını açmıştı ki peş peşe çalan zil Jungkook ve Taehyung'un kurtarısıcısı olmuştu. İkisi de aynı anda birbirlerine dönüp sırıttığında jimin çoktan kapıyı açmak için ayaklanmıştı.
"Müsaadenle Jimin sevgililerimi alabilir miyim? Bugün beraber takılacaktık ama sanırım onlar bunu unuttular." Hoseok koltukta o şekilde oturan ikiliyi gördüğünde geç kaldığı için kendini biraz suçlu hissetmişti.Jimin ikiliye dönmüş ve bu işin burda bitmediğini sonra bu konuya devam edeceklerini belirten bir bakış atmış ve bugünlük gitmelerine izin vermişti.
"Kurtarıcınız Hoseok geldi gidin bakalım."İkili kendini dışarıya attığında Taehyung Hossok'a sarılmış ve Jungkook sarılan ikiliye dönüp "Onun için endişeleniyorum. Bugün Bay Min ile karşılaşmalarını engelledik ama Jimin hiç pes edecek gibi durmuyor." demişti. Taehyung Hosok'un boynundaki kollarını hafifçe gevşeterek Jungkook'a döndü.
"Bende onun için endişeleniyorum ama belkide Bay Min'in gerçek yüzünü görmesi onun için daha iyi olur."Hoseok tam karşısında konuşurken hareket eden dudaklara daha fazla dayanamamış ve sevgilisini belimden tutup dudaklarını birleştirmişti. Taehyung'un dudaklarından dudaklarını ayırdığında Jungkook'un elini kavramış ve ikisine ithafen konuşmuştu. "Biliyorum arkadaşınız için endişeleniyorsunuz ama birazda benim için endişelenemez misiniz? Ne zamandır beraber takılmıyorduk. Hadi bugün biraz eğlenelim."
...
Tık tık
"Girebilirsiniz." Yoongi'nin ifadesiz ve boğuk sesini duyan sekreter sessiz bir şekilde içeri adımlamıştı.
Yoongi geleni görmek için okuduğu kitabın sayfalarından kafasını kaldırmış ve karşısında sekreterini görünce hafifçe sırıtmıştı. "Günaydın Bayan Lee" sekreter karşılık olarak mırıldanmış ve Her zamanki yerine yani Yoongi'nin kucağına doğru ilerlemişti. Yoongi karşısında dikilen sekreterinin baldıranlarından tutup kucağına yerleştirdiğinde her zamanki rutinlerinde sakince ilerliyorlardı.Sekreter kıkırdamış ve yerine daha çok yerleşmek amacıyla yerinde kıpırdanmıştı.
Yoongi kucağında sinsi bir şekilde kıkırdayan sekreterinin kalçasına sert bir şaplak atarken sekreter hafifçe inlemiş ve Yoongi'ye daha çok sokulmuştu. İlkinden daha sert gelen ikinci şaplak ile kadın Yoongi'nin boynuna hafifçe dişlerini geçirdi. Yoongi hafifçe elinin altındaki kalçaları okşarken sekreter birden aklına gelen şey ile sokulduğu boyun girintisinden çıkmış ve Yoongi ile yüz yüze gelmek için hafif geri çekilmişti."Bay Min dün çok meşgul olduğunuz için size söyleme fırsatım olmadı ama dün 3 tane genç buraya sizi görmeye gelmişti. Ne olduğunu anlayamadım ama bir tanesi sizi görmek için baya uğraştı." Yoongi kaşlarını çattı ve gelenlerin kim olabileceğini tahmin etmeye çalıştı ama aklına bir türlü kim olabilecekleri gelmiyordu. "İsimlerini ve telefon numaralarını bıraktılar mı?"
"Hayır Bay Min sadece aralarında konuşurken sadece birinin adını duyabildim. Neydi adı Jimin gibi bir şeydi herhalde."
Yoongi duyduğu isimle donakalmıştı. Gerçekten gelen kişi Jimin miydi? Ama bu imkansızdı. Jimin'in geri döneceğini hiç düşünmemişti. Annesinin onları bastığı günden beri Jimin'i hiç görmemişti ya da ondan bir haber almamıştı. Bayan Park'ta zaten yapacağını yapmış ve Yoongi'yi bir daha Jimin'in yanında görürse neler olabileği hakkında Yoongi'ye baya deteylı bir bilgi vermişti(!).
Yoongi o zaman olanlardan sonra dersini almıştı bir daha reşit dahi olmayan bir çocuğa ne dokunacak ne de öyle anlamsız bir ilişki içerisinde bulunacaktı.
"Bayan Lee eğer o çocuk tekrar buraya gelirse bir şekilde geri gönder. Meşgul falan olduğumu söyle"
...
♡ ♡ ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʙᴀʙʏ ʙᴏʏ ☽ ʏᴏᴏɴᴍɪɴ
Fanfiction☽ BoyxBoy Min Yoongi işinde başarılı bir psikologtu. Park Jimin ise bir hasta (!)