04.26 Günaydın mı demem gerekiyor? Ben daha uyumadım. İyi okumalar..
Kendi yok oluşumu izliyordum.
Sadece bir saniye nefes alabilmek için saatler boyu çabalıyordum, böyle almaktansa hiç almamak daha iyiydi.Bunu çok önce yapmak istedim, ilk yalnız, sensiz kaldığım gün. Bunu düşündüğüm sırada senin gözlerini görüyor ve kendime aklını başına topla diyordum.
Bu kadar zaman yaşayıp dayandıysam bu benim için değil, senin içindi.
Seni yalnız bırakmak istemediğim için yaşamak zorundaydım.
Evlendiğin adamın sana iyi davrandığından emin olabilmek için biraz daha dayanmak zorundaydım.
Tüm bu çabalarım sadece senin içindi.
Bunu okuduktan sonra kendini suçlayacaksan lütfen yırtıp at.
Beni anlayabiliyorsan okumaya devam et, anlamıyorsan tek kelime bile etme.
Anlatacak çok şeyim var aslında ama hiç birini anlatacak gücüm yok.
Oynadığımız oyunları, geçtiğimiz sokakları ve birbirimize yaslanacak bir duvar olduğumuzu unutma.
Beni unutma.
Ben seni unutmayacağım.Seni seven benim, suçlanacak birini arayan herkese beni işaret et.
Yaşamak isterdim belki de, Toprak..
Eğer çok yorulmuş olmasaydım ve nefes alabilseydim yaşamak isterdim.
Acım öyle büyüktü ki, üstesinden gelebileceğim bir büyüklük değildi, ben her saniye altında daha da eziliyordum.
Son günlerde bedenim acı içinde olsa da, yanımda sen olduğun için yalnız hissetmedim. Senin olduğun her saniye kalbim yeniden attı, düzenli nefes alabildim.
Toprak, Anne ve Sedat..
Benim için kimsenin üzülmesini istemiyorum. Ben intihar etmedim, yorulduğum bu hayattan farklı bir hayata yolculuğa çıktım.Neden öldüğümü cansız bedenime sorarsanız, ruhumu uyutabilecek bir masal kalmadığını söylerdim size.
Son olarak isteyeceğim bir şey var.
Gülümseyemeseniz bile beni ağlayarak uğurlamayın.
Hayatta ki tüm masalların en güzel prensesi, prens gidiyor bu yüzden masalımız burada sona erdi.
Ben artık sende ki eski masal kitabının ölmüş bir karakteriyim.
Seni son nefesime kadar sevdim, hep seveceğim.
Hoşça kal.
Çünkü ben sensizken hoş kalmayı beceremedim.Toprak, gözyaşlarının sırılsıklam ettiği mektubu hıçkırıklarla okuyup kalbinin üzerine götürerek sıkıca bastırdığında, yüreğinde ki pişmanlığın verdiği acıyı yaşıyordu iliklerine kadar.
"Özür dilerim, özür dilerim. Çok özür dilerim.." dedi hıçkırıklarının arasından. Hayatta en sevdiği insanın üzerine atılan toprağa değiyordu parmakları.
"Senin yalnız bıraktığım için özür dilerim.. Tüm hata benim, özür dilerim."
Bir eli toprakların üzerinde dolaşıp, onun altında kalan bedeni hissetmeye çalışırken diğer eli de ona bırakılan mektubu tam kalbinde sıkıca tutuyordu.