14.BÖLÜM: •KRİZ•

8.2K 494 44
                                    

Medya: Toprak

Yıllarca girmekten kaçındığı sokağa hızlı adımlarla girdi Dilek. Elindeki çantasını sıkıca tutarken, birazdan karşılaşacağı kişinin onun oğlu olması hâlâ kabullenemediği bir durumdu. Evet, Toralp'in burada olduğunu ve eski kocasının da buralarda olduğunu biliyordu ve korkuyordu. Mutlu yuvasının yıkılmasından ve Yusuf'un mutsuz olmasından.. İnsanın en çok korktuğu şey başına gelmeden bu hayattan ayrılmıyordu. Şimdi anlamıştı ki bu bir gerçekti.

"Toralp'i arıyorum, buralarda mı?" diye sordu barın kapısında dikilen adama. Böyle bir yer işletmesine babası nasıl izin veriyordu şaşırmıştı Dilek. Bu tür yerlerde her türlü pislikle karşı karşıya kalınıyordu, tahmin etmesi zor değildi ama Toralp için Yusuf kadar endişelenemiyordu. Yusuf onun hayatının anlamı olmuştu adeta.

"Kimsiniz?" diye sordu adam kuşkulu gözlerle karşısındaki kadına bakarken. Buraya gelmek için yaşının biraz fazla büyük olduğunu düşünmüştü. Toralp beyi neden arıyordu?

Kadın duyduğu soruyla afallamıştı bir an. Kimsiniz sorusuna ne gibi bir cevap verecekti? Annesiyim demek istediğini fark etti ama duygularını bastırmak zorundaydı. Toralp'i koruyup kollayan bir babası vardı ama Yusuf'u koruyan sadece oydu. Şimdi Toralp'i düşünmenin zamanı değildi. Buraya Yusuf için gelmişti.

"Toralp sizi bekliyor, içeride." dedi kıvırcık saçlı bir çocuk hızlı adımlarla kadına doğru ilerlerken. O nereden çıkmıştı birden bikmiyordu ama şu dağ gibi adamdan daha anlayışlı olduğu belli diye düşündü Dilek ve kapıdaki adamın kenara çekilmesiyle genç çocuğu takip ederek içeri girdi. Duman ve sigara kokusu her yere hakimdi. Genç çocukların ellerinde bardaklar, gülüp eğlenenler.. Bunların anne babası nerede diye düşünmeden edememişti kadın. Ama burayı yönetenin de onun oğlu olduğunu hatırlayınca bu düşüncelerine son vermek zorunda kalmıştı.

"Koridorun sonundaki oda." dedi Bünyamin siyah kapıyı aralayıp kadına dönerken. Söylenilenler doğruysa ve bu kadın Toralp'in annesiyse eğer, Onun da teyzesi oluyordu. Annesiyle de çok benziyorlardı sima olarak. Dilek onaylarca başını sallamış ve çocuğun gösterdiği kapıdan karanlık koridora girmişti. Küçük adımlarla koridorda ilerlemeye başladı. Toralp'i 11 yaşından sonra hiç görmemişti ve ilk defa görecek olması tuhaf hissettirmişti. Kocaman adam olmuştur şimdi diye düşündü. İlerleyip kapının önünde öylece durdu. Onunla karşılaşmaya hazır değildi ama Yusuf için bunu yapması gerekiyordu. Kapıyı bir kez tıklatıp içeriden ses gelmesini beklemeden kapıyı araladı ve içeri girdi. Gözlerini yerden alıp karşısındaki adama çevirdiğinde içinde tarif edilemez bir acı oluşmuştu. Buradaydı. 11 yaşında elinden alınan çocuğu koca adam olmuştu ve tam karşısındaydı. Büyük bir masanın başında oturmuş, iki eli masanın üzerindeydi. Arkasına yaslanmış ve rahat bir tavırla onu izliyordu.

"Sizi bekliyordum." dedi Toralp hafif bir gülümsemeyle. İşte, sonunda annesi tam karşısındaydı. Ama onu görmek için değil, Yusuf'dan uzak durması için gelmişti buraya.  Yusuf'dan nefret etmek için bir sebep daha diye fısıldadı zihni. Kendi annesi bile karşısına Yusuf için geçiyordu.

"Toralp.." diye fısıldadı Dilek gözleri yaşlarla dolarken. Buraya gelirken duygularına asla yenilmemesi gerektiğini söyleyip durmuştu kendine ama bu düşündüğü kadar basit değildi. Ona sarılmak, çok özlediğini söylemek ve oğlum demek geliyordu içinden. Toralp, karşısındaki kadına ne kadar öfke duysa da gözlerinin dolduğunu görünce bu öfkesi yatışır gibi olmuştu. Ama sadece olmuştu çünkü öfkesi Yusuf'u perişan halde görmeden asla dinmeyecekti. Çektiği acılar ve ve benimsediği yalnızlık onu asla terk etmeyecekti.

"Evet benim," dedi Toralp onaylarca başını sallarken. Daha sonra ayağa kalkmış, masanın karşısındaki koltuğa oturmuş ve hemen oturduğu yerin karşısındaki koltuğu işaret etmişti.

SOĞUK CEHENNEM (kitap oldu) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin