ON İKİNCİ BÖLÜM

9.6K 582 96
                                    

Alp'in ağzından;

Her geçen gün Cansu'yum gördüğümde biraz daha hızlı atıyordu kalbim. Baran'ın düştüğü şeye mi düşüyordum ben ? Saçmalama.

Baran'la cafede oturmuş çocukları beklerken ona dönüp konuştum.

"Baran, sen Ezgi'yi sevdiğini nasıl anladın."

Başını telefondan kaldırıp anlam verememiş bir şekilde baktı. "Bu nereden çıktı şimdi ?"

"Merak ettim sadece."

"Hm" diye dudaklarını birbirine bastırıp konuşmaya başladı.

"Bir ortamda beraber bulununca, kalbimin sesinin duyulmasından korkmaya başladığım zaman anladım ..."

".. her baktığımda ona düştüğüm zaman anladım ..."

".. yaşadığımız en ufak güzel bir an bile hiç bitmesin istediğim zaman anladım ..."

".. bir gülüşünü hiçbir şeye değişemeyeceğimi gördüğüm zaman anladım .."

".. başkasına bakışını kıskanır olmuşum, uzağımda olan kokusunu özler olmuşum, ona bakmaya çekinir olmuşum. Bir baktım, ben aşık olmuşum.."

Baran'ın en hassas noktasıydı iki yıldır Ezgi. Dolu dolu olan gözlerine bakıp kendime doğru çektim. Koltuk altıma alınca yarasını kanattığım için lanet ettim kendime.

İki yıldır sevmesine rağmen seviyorum diyememişti bir türlü. Hep uzak tutmuştuk çevresinde ki erkekleri. Çok adam dövmüştük sırf bu yüzden. Başkasıyla görmeye dayanamazken seviyorum diyemiyordu.

Kendine itiraf edebilmişti en azından, ben bunu bile yapamazken.

Cansu'dan ;

"Ne demek kavga ettik Cansu?"

"Ya abi, biz etmedik diyorum sana. Kız bir anda atladı üstüme."

Yarım saattir durmuş abime dert anlatmaya çalışıyorduk. "Duk" çünkü abim Ezgi'yide salmamıştı.

"Ya bizi bir sal artık." Diye sitem etti Ezgi.

"Salcam ben sizi salcam, l-" abimin sözünü annem kesmişti.

"Yeter ! Gına geldi vallaha. Ezgi, Cansu, bir daha böyle bir şey istemiyorum annem, sakın. Konuşma bitmiştir, odalarınıza."

Ezgi ile okulun yanındaki manolya cafeye gitme kararı aldık. Zaten bugün olanlardan sonra havamız değişirdi.

Yürüme mesafesinde olan cafenin kapısına vardığımızda Ezgi'nin telefonu çaldı.

"Alo"
......

"İyiyiz. Sıkıntı çıkmadı sağol sorduğun için."
......

"Şimdi manolyaya geldik, sende gelsene."

......

"Tamam bekliyoruz."

......

Ezgi telefonu kapatınca soran gözler ile ona baktım.

"Mete aradı. Buraya geliyor."

Bugün yaptıklarından dolayı ona minnettardım zaten. Başımı tamam dercesine salladım.

İçeri girip boş bir masa bulup oturduk.

"Cansu, Baran arka masada."

Arkamı döndüğümde Baran'ı yanında da Alp'i gördüm.

Hadi Ezgi Baran'ı seviyor, sen niye heyecanlanıyorsun salak.

Tuğra cafeye girerken gördü bizi. Yanında da Meriç vardı.

"Siz niye burada oturuyorsunuz ?"

"Niye oturmayalım ?" İlk defa Tuğra'ya ters cevap vermiştim.

"Asi kızı oynuyoruz yine." Küçümseyen bakışlar atan Meriç'e dönüp konuştum.

"Oynuyoruz değil, oynuyorsun." Ona laf atmanın verdiği mutluluk ile önüme döndüm. Ezgi de Tuğra'ya kaş göz yaptıktan sonra önüne döndü.

"Selam kızlar." Dedi benim ve Ezgi'nin sağında, ortada kalan boş sandalyeye otururken Mete.

"Selam"

"Sonunda gelebildin."

O arada sandalye sürüklenme sesi ile sesin geldiği yöne döndüm.

Baran elinde sandalyesi ile buraya geliyordu. "Selam kızlar" diyip benim ve Ezgi'nin solunda, ortada kalan boş kısma sandalyesini koyup oturdu.

Soran gözler ile Baran'a bakarken Baran, benim ve Ezgi'nin sandalyesini tutup kendi tarafına sürükledi. Aklınca Mete ile aramıza mesafe mi koyuyordu ?

"Evet Baran, ne oldu ?" Dedi Ezgi.

"Ne oldusu mu var kızım. Canım istedi geldim bende."

"Tamam şimdi de git hadi."

"He gideyim de siz bu itle beraber kalın öyle mi ?"

"Sen kime it diyorsun lan" diye ayağa kalkan Mete'ye mi tutsam, Baran ile aynı anda ayağı fırlamış olan Alp'i mi tutsam bilemedim.

Ezgi Baran'ı kolundan tutup oturturken bende Mete'yi oturur musun diyip oturtmuştum. Ortam biraz daha sakinleşsin diye Ezgi Baran'ı cafenin bahçesine çıkarmıştı. Ben ve Mete masada tek kalmıştık.

Geri döndüklerinde Baran sinirle masaya dönüp telefonunu aldı. Ardından Ezgi'yi kolundan tutup cafeden çıkardı. Ben ve Mete aynı anda ayağı kalkınca, Ezgi eliyle oturmamız için işaret yaptı.

Biz muhabbet ettikçe diğer masadaki arkadaşların (!) X-ray bakışına maruz kalmıştık. En son hesabı ödedikten sonra Mete beni eve bırakmıştı. Yarın okul vardı ve Mete, ben, Alp müdürün yanına gidecektik.

Al işte, iki ucu boklu deynek anasını satayım.

Benim bu kitaba başlarken aklımda
Ezgi&Baran vardı ama Ezgi&Bora shipi yapan da var.

Ama ben Ezgi&Bora yı saçma buluyorum lsdlfkalslfqpsk


Hadi bb

;🦋

Yeni Okul AlarmıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin