ON DOKUZUNCU BÖLÜM

7.5K 458 206
                                    

Sonra döndüm ve dedim ki neden bölüm atmayayım ?

Sakinleştiğimi gören annem yüzümü avuçlarının arasına alıp gözyaşlarımı sildikten sonra konuştu.

"Peki ya niye ağlıyorsun ?"

"Dedim ya anne, yüzüme bile bakmıyor."

Ellerini birbirine çırparak ayağa kalktı. "Bakmıyor oluşu bakmayacağı anlamına gelmiyor değil mi ?"

İçim içime sığmadığı için doğru düzgün uyuyamamıştım. Okula gitmek için çoktan hazırlanmış, aynanın karşısında kendimi süzüyordum.

Gözlerimi açılan kapıya dikince abimin şaşırmış bir ifadeyle bana baktığını gördüm.

"Cansu ?"

"Abi ?"

Gözlerini ovup tekrar bana baktığında sanırım gerçekten uyanık olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu.

"Seni kim uyandırdı ?"

"Kendim uyandım." dememle odadan geri geri çıkmaya başladı.

İçerden gelen "Anne, Cansu'nun içine üç harfliler girmiş. Ben çok korkuyorum, bu şartlar altında bu evde kalamam." seslerini umursamamaya çalışıyordum.

Mor kulaklığımı da alıp mutfağa yöneldim. Patates kızartmasını üçer beşer yerken ağzım dolu söylendim.

"Ben çıkıyorom."

"Bugün de pek bir acelen var." diye gönderme yapan annemi duymamazlıktan gelerek ayakkabılarımı alıp çıktım evden. Beni resmen kendi elleriyle kocaya gönderiyordu, seni hınzır.

Kapıyı açtığımda Alp'te çıkmış ayakkabılarını giyiyordu.

İçimdeki Mahmut Tuncer halay ekibi çoktan başa geçmiş coşarken, sakin kalmaya çalışarak konuştum.

"Günaydın."

Bakışlarını bana çevirmeden asansöre binip tuşlara bastı.

"Beni beklesene" Diye atladım. "Bu asansör ortak kullanalım diye var." Bakışlarıyla beni süzerken umrunda olmadığım âşikardı.

Bahçe kapısından çıkmış olmamıza rağmen hâlâ konuşmamıştı benimle.

"Konuşmayacak mısın benimle ?"

Dümdüz yola bakarak ilerliyordu.

"Bari bekle, yetişemiyorum."

Ne dersem diyeyim ikna edemeyeceğimi anladığımda son kozumu oynadım.

"Hem, mor kulaklığım da yanımda. Tamam konuşma, yüzüme de bakma. Ama dinleyelim ?"

Adımları önce yavaşladı, ardından olduğu yerde durup bana döndü. "Ne dinliyoruz?"

Açtığımız parçayı dinlerken içimden sayamadığım kez teşekkür etmiştim mor kulaklığıma.

Bu ânın büyüsü bozulmasın istiyordum ama okula yaklaşmıştık.

Kulaklığın tekini kulağından çekip serbest bıraktı. Ardına bile bakmadan uzaklaşırken arkasından seslendim.

"Ben de Cansu'ysam, barışacağız ulan!"

Durup arkasına kısa bir bakış attıktan sonra yürümeye devam etti.

Yeni Okul AlarmıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin