YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

7.8K 385 156
                                    

Ulan bölümü attım sanıyorum ya alqlksksamwlwodkdks

Keyifli okumalar ♡

Gözlerimi araladığımda merakla bana bakan iki çift göz ile karşılaştım.

Doğrulmak istesemde  vücudumda hissettiğim yorgunlukla bundan vazgeçtim.

Annemin meraklı sesi neler olduğunu hatırlarttı bana.

Panikle konuşmaya çalıştım. "M-mete, o, o"

Heyecan yine korkuyla karışık yayılmıştı  bütün bedenime.

Sakin olmam için elimi tutan Tuğra'ya baktığımda sıcak gülümsemesiyle gözlerimin içine bakıyordu.

"Sâkin ol, geçti. Mete ölmedi."

"Ama ama bana, bana..." Devamını getiremediğim cümleyi anlamaz gözlerle Tuğra'nın tamamlamasını bekliyordum.

"Dün gece sen korkudan bayılınca önce seni eve bıraktım. Sonra da neler olduğunu anlamak için Mete'yi buldum."

Gözlerini benden çekip  anneme bakınca sanki annem anlamış gibi "ben size içecek bir şeyler getireyim" diyip çıktı odadan.

Gözlerini tekrar bana çevirince konuşmaya devam etti.

"O çok dağılmıştı Cansu, üzerine sinen sigara kokusu, dağınık saçları, şişmiş ve kızarmış gözleri, hiç görmediğim kadar kötüydü. O seni seviyor. Şimdi birden bire Alp'le aranda olanlardan dolayı ne dediğini bilmez bir şekilde konuşmuş işte. Anlayacağın ölmedi ama, iyi de diyemem."

Duyduklarıma inanamıyormuş gibi Tuğra'ya bakıyordum. Bana karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydım ama bu kadar dağılacak kadar seviyor olamazdı.

Ne diyeceğimi bilmediğim için sadece sustum.

Onun kendime bağladığım için üzülmüştüm ama ben mutlu olduğum yerdeydim.

Belki bencillikti ama ben sevdiğim adamın yanındaydım.

Suratım düşünce Tuğra iki elini bir birine alkış tutup ayağı kalktı.

"Üzülmek yok, toparlayacaktır. Alt tarafı bir sevgi, âşık değil ya."

"Seni bir yere götüreceğim, hazırlanan. Alp'lere de yolda haber veririm."

"Nereye gideceğiz ?" Diye sordum merakla. Söylediği şey olanları bile unutturmuştu bana. Bazen bu kadar meraklı olduğum için lanet ediyordum kendime.

"Sürprizleri sevmezdin değil mi sen ?" diye sordu mutfağa giderken.

Bir hevesle "evet, hiç sevmem." Diyince zar zor duymuştum sesini.

"O zaman sürpriz!"

Tuğra'nın koluna girmiş önümdeki kocaman dönme dolaba bakarken daha kocaman gülümsediğime emindim.

Kapıda dikilmiş çocukların gelmesini bekliyorduk.

O sırada arkadan kollarını boynuma saran Alp'in tarçın kokusu burnuma doluşmuştu bile.

"Özledim diyorum ulan!" Diye bağırmaya başlayınca kahkaha atarak ağzını kapattım.

"Bunlar bizi de geçti." diyen Baran'a göz devirdikten, daha doğrusu göz devirmeye çalıştıktan sonra Alp'e dönüp sarıldım.

Hep beraber içeri geçtiğimizde Ezgi "siz yürüyün, ben fotoğrafınızı çekeceğim dedi. Biz de onu geride bırakarak ilerledik.

Az sonra yanımıza geldiğinde gösterdiği bir fotoğrafa hayranlıkla bakıyordum.

Yeni Okul AlarmıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin