O zaman bu bölüm birinci yıl şerefine,
Keyifli okumalar ♡
•
"İki buçuk lira farkla sınav telaşınızı büyütmek ister misiniz?"
Biz derse odaklanmaya çalışırken Tuğra sürekli bir yerden girip konuyu dağıtıyordu.
"Ulan Tuğra, bir sus da çalışalım anasını satayım ya." Diyen Baran'a destek çıkan bakışlar atmaya başladım.
"Öyle deme kanka, olur da üniversiteyi tutturamazsam hamburgercide çalışacağım, alıştırma yapıyorum."
"Ben senin tutturamayacağın üniversitenin izzeti istikbalini -"
Öne atılan Alp sert sayılmayacak şekilde Baran'ın kafasına vurdu.
Ne dediğinin yeni farkına varan Baran derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Lan konservatuarın neresini tutturamayacaksın ?"
"Bana diyene bak, alt tarafı televizyonculuk istiyorsun, sanırsın tıp için çalışıyor."
"Hadi benim elimden başka bir iş gelmez, ya sen ?"
"Kes ağlamayı, sokarım bağlamayı."
"İki lira farkla bağlamanızı büyütmek ister misiniz ?"
Tuğra ne dediğini anlamaya çalışırken Baran çoktan ensesinden tutup sürüklemeye başlamıştı bile Tuğra'yı.
"Ben şunu adam edip geliyorum."
Sabır çekerek önüme döndüğümde yanağımda ıslaklık hissettim.
"Iyy, biraz daha sulu öpseydin canım ya, hatrı kaldı görüyor musun ?"
Alp kahkaha atarak önüne döndüğünde Ezgi'in çenesini avucuna dayamış bize baktığını gördüm.
"Sana ne oldu şimdi?"
"Acaba birkaç yıl sonra nerelerde olacağız."
Göz devirmeye çalıştıktan sonra Ezgi'ye dönüp konuştum.
"Nerede olacağız kızım, misal ben; otoriter bir avukat olacağım. Yargı dağıtacağım, bam bam bam. Alp de geleceğin en iyi topçusu olacak. Değil mi sevgilim."
"Topçu denir mi kızım, futbolcu desene." diyen Alp'e ters bakışlar attıktan sonra konuşmaya devam ettim.
"Baran ise çok iyi bir televizyoncu olacak. Bundan hiç şüphem yok."
"Hâlâ televizyoncu diyor ya,"
Kısık sesle konuşan Alp'in duymazdan gelerek lafımı bölmeden devam ettim.
"Tuğra'ya gelecek olursak, sahnelerin tozunu alacak kızım. Hep beraber sahnelerine gideceğiz, sonunda bir halta yaradı diye göğüs kabartacağız."
"Peki ya ben, ben istediğim mesleğe ulaşabilecek miyim ?"
Sanata düşkün olan Ezgi ilerde ünlü bir ressam olmak istiyordu.
Küçüklüğümüzden beri en büyük hayallerinden biri kendi eserlerinin bulunduğu bir sergi açabilmekti.
"Sen de yapamayacaksan Salvador Dali ne yapsın kızım. En az onun kadar yeteneklisin diyorum. Düşünsene, kendi sergini açmışsın. Herkes hayranlıkla baktığı eserlerinden sonra o şaheserlerin sahibiyle tanışmak için can atıyor. Yani seninle."
Yüzüne kocaman gülümsemesiyle bana bakan Ezgi'yi Alp'in sesi böldü.
"Tabii öncesinde girmemiz gereken bir sınav var değil mi hanımlar ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Okul Alarmı
أدب المراهقين"Ya benden uzak durursun, ya benim olursun." dedi genç adam alacağı cevabın korkusunu gizlemeye çalışırken. Yana yatırdığı başını dikleştirip cevap verdi genç kız. "O değil de, lahmacun mu yesek ?" & - Hocam bir şey sorabilir miyim ? Ah (!) Gene...