Zadia bunu kolayca heceleyip doğru telaffuz edebiliyordu ama bu yaşadıklarının acı olduğunu bilmiyordu. Daha doğrusu böyle adlandırıldığını bilmiyordu.
Huzursuzlardı, çaresizlerdi ve yetersizlerdi.
"Anne?" Zadia'nın sesiyle Esther ona döndü.
"Efendim?" Zadia endişeyle bakarak kapıyı işaret etti. Esther kimin geldiğini bilmediği için işaret parmağını dudaklarına bastırıp kapıya yaklaştı.
Geceydi, karanlıktı, elektrikler yoktu.
Kapıya yaklaştığında Zadia yerinde durmamış hemen annesinin arkasına sığınmıştı. Esther korktuğunu ona belli etmemeye çalıştı. Kapının kancasını kapatıp yavaşça açtığında Zayn'in "Benim." dediğini duydu. Kapıyı kapatıp kancayı açtı ve o içeri girdikten sonra tekrar kapattı.
Zayn yavaş adımlarla koltuğa ilerledi ve oturduktan sonra elindekini -Esther bunu güle benzetmişti- yanına koyup elleriyle başını sıkıştırdı. Yine başı ağrıyor olmalıydı.
"Uyku zamanı." dedi Esther Zadia'nın elini tutarken. Eve giren ay ışığı Zadia'nın gözlerini parlatıyordu ve babası geldiği için mutluydu. Ama onunla oyun oynayacağım, parka gideceğim diyemeyecek kadar uzaktı ona.
Gözlerini babasından yatağına çekti ve dilinin ucunda babasına söylemek istediği tüm kelimeleri yine yuttu.
"Esther." dedi Zayn tam onlar odaya girecekken. Zadia babasının sesine annesinden önce döndüğünde Esther ona yatağına gitmesini söyleyip Zayn'e döndü.
"Bu sana." dedi gülü Esther'e uzatırken. Esther verecek bir tepki bulamadı, en sonunda onu beklettiğini düşünüp elinden gülü aldı ve teşekkür edip odaya döndü.
Zayn ona gül almıştı -ya da gelirken gördüğü bahçelerin birinden koparmıştı, bilmiyordu- ama bunu düşünmesi birkaç yılı dolduran ilişkilerinde bir ilkti.
Esther içindeki heyecanı yarına saklamaya karar verip gülü kokladıktan sonra masanın üzerine koyup Zadia'nın yanına uzandı.
Onun bu gece de yanlarına gelmeyeceğini biliyordu ama bir umut onun da uzanması için yatağın sol kısmında biraz yer bırakmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
