5

3.8K 263 300
                                    

Esther gözyaşlarını sildi ve adrese son kez baktıktan sonra adımlarını tekrardan Harry'nin bürosuna çevirdi.
Oraya gidiyor ama içeriye giremeden geri uzaklaşıyordu.
Bu sefer kararlıydı, girecekti içeriye.

İçeriye girer girmez birkaç göz kendine döndü.
Sekreter gülümsediğinde gözyaşları içinde gülümsemeye çalıştı.

"Harry Styles ile görüşecektim."

"Randevunuz var mı?" dediğinde başını iki yana salladı.

"Pekala." dedikten sonra bilgisayar ekranından bir şeyler yaptı ardından ismini alıp ona boş koltuklardan birine oturmasını söyledi ve Esther o an bu yaptığından pişman oldu.

Herkesin gözünü çekmediği odanın kapısı açıldığında içinden orta yaşlı bir kadın ve Harry çıktı.
Harry hemen onun arkasındaydı.

Onunla kapıya doğru ilerlerken gözleri Esther'e değdi ve geçti ardından hızla gözlerini tekrar ona götürdü.
Kadına bir şeyler söylerken Esther'e bakıyordu.
Ona kapının önünde en kısa sürede halledeceğini söyledikten sonra büyük adımlarla Esther'in yanına ilerledi.

"Esther." dedi endişeyle. "Neyin var?"

"İyi değilim." dedi Esther nefes nefese.
Gözyaşları onu boğuyordu.
Harry ona beklemesini söyledi, odasına girdikten saniyeler sonra ceketini alıp tekrar çıktı ve sekretere bir şeyler söyleyip Esther'in yanına adımladı, ona destek olmak ister gibi kolundan tuttuktan sonra birlikte dışarıya çıktılar.

"Ne oldu?" dediğinde Esther gözyaşlarını sildi ve Harry o anda arabanın kilidini açtı.
Esther bundan da emin değildi ama kendini bir anda Harry'nin arabasında bulmuştu.
Ne yapıyordu o?
Bu yaptığı doğru muydu?

"Mutlu değilim."

Harry onun devam etmesini bekledi.
Şu an Esther'in her gözyaşı damlası için Zayn'i öldürebilirdi ama zamanında o da Esther'i ağlatmıştı ama Zayn'in tek yaptığı Esther'e destek olmaktı, hoş dedi Harry kendi kendine bunu konuşmadan nasıl yaptıysa...

"Beni sevmiyor." dediğinde Harry seni deli gibi seviyor demedi çünkü Zayn ne kadar severse sevsin Harry'nin sevgisiyle eşit olmayacaktı.
Olamazdı.
En azından o böyle düşünüyordu.

"İki haftadır eve gelmiyor, aramıyor bile. Sadece ne yapıyorsa ona devam ediyor, sanki biz hiç yokmuşuz gibi."

"Üzülme." dedi Harry, tek odaklandığı şey gözünden yanağına düşen yaşlardı.

"Üzülme diyorsun bir de." dediğinde Harry onu ikinci kez kaybetmekten korktuğu için ona teselli vermeye çalıştı.
Genelde ona gelen müvekillere böyle bir durumda kalınca boşanıp kendilerine daha iyi bir hayat seçmelerini -çünkü öyle evlilik devam etmezdi- tavsiye ediyordu ama bunu Esther'e söylemeyecekti.
Çünkü söylerse her şey yine karışırdı.

"Zadia var." dedi Harry. "Evet, onun hayatta kalmak için her gün sana ihtiyacı var ama bununla sınırlı değil onun babasına da ihtiyacı var."
Esther onun konuşmasına izin vermeden devam etti.

"Ama babası burada yok." dediğinde Harry bir şeyler söylemek istedi ama Esther tekrardan konuştu. "Ona tek başımayken bakmak çok zor." Harry onun gözyaşlarını parmaklarıyla sildi.
Ağlama diye yalvardı içinden, ağlama.

"Sana yardımcı olabilirim." dediğinde Esther'in kızarmış gözleri ona döndü.

"Nasıl yardımcı olacaksın?" dediğinde Harry omzunu kaldırıp indi.

"Elimden gelenin en iyisini yaparak."
Esther koltukta ona yaklaştı ve başını onun omzuna tedirgince koyup gözlerini kapattı.

Bu hareket Harry'nin kalp atışını hızlandırırken Esther'de sadece kafasını yaslayacak bir omuz olmuştu.

-

"Aklımdan çıktı!" dedi Esther gerginlikle. Harry'nin de ondan farkı yoktu.

"Kızımın çıkış saati aklımdan çıktı! Beni bekliyordur." dedi ve öğretmeninin numarasını tuşladı ama o kadar şanssızdı ki telefonunun şarjı tam o anda bitmişti.

"Sola dön." dedi bir yandan yolu takip ederken.

"Korkma." dedi Harry arabayı ustalıkla çevirirken. "Emin ol bir köşede seni bekliyordur."
Esther o an içindeki aşağılık duyguyu yok edemedi.
Kızı okuldan çıkmıştı ama annesi başka bir adamın kolları arasında ağlıyordu.
Bu onun için yeterince aşağılayıcıydı.

"Özür dilerim." dedi okula gittikçe yaklaşırlarken.
"Seni işinden alıkoydum."

"Benim en önemli işim sensin." dedi Harry bir anda.
Ona duyduğu hislerin hala bu kadar yoğun olduğunu biliyordu ama ona bunu şimdi söylemeyi düşünmüyordu.

"Burada insem iyi olur." dedi Esther, Harry o an arabayı park etti.

"Özür dilerim." Harry o arabadan inmeden önce Esther'in eline uzandı.
"Bunu söylememem gerektiğini biliyordum kendimi durduramadım."

"Sorun değil." dedi ve arabadan indikten sonra okulun ön tarafına dolandı.
Harry onun kafasını karıştırıyordu.
Onun her kelimeyi söylemeden önce defalarca kez düşündüğünü çok iyi biliyordu.
Bunu da düşünmüştü, bunu söylemesi bir plandı, en azından Esther böyle düşünüyordu.

Okulun ön tarafına dolandı ve çıkış kapısının önünün boş olduğunu gördü.
Endişe kalbini kaplarken okula koşarak girdi.
Ama bahçede gördüğü şey onu adım atmaktan alıkoydu.

Zadia okulun bahçesinde babasına hep göstermek istediği o uçak hareketini yapıyordu ve Zayn yanındaydı.
Sırtına Zadia'nın çantasını öylesine geçirmişti ve pek belli etmese de gülümseyerek onu izliyordu.

Sırtına Zadia'nın çantasını öylesine geçirmişti ve pek belli etmese de gülümseyerek onu izliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-

(YALNIZ HASTALIKTAN GEBERİYORUM BU ARA BİRAZ GİREMEYEBİLİRİM....)

GEL DE BU ZAYN'İ YEME.....

AŞAĞIDAKİLERDEN HANGİSİNİ SEÇTİĞİNİ YORUMLARDA BELİRT DOSTUMMMM

A-) HARRY

B-) ZAYN

SİZCE ESTHER'İ
ZAYN Mİ DAHA ÇOK SEVİYOR
HARRY Mİ?

#HESTHER

#ZESTHER

#ZADIA BEN BU ÇOCUĞU ÇOK SEVDİM

secrets | zm-hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin