Esther Zadia'ya sıkıca sarılmış ve onu neredeyse 40 dakika boyunca öpüp koklamıştı.
Zayn ise her zaman oturduğu koltuğa oturmuş onları inceliyordu.
Bakışları Zadia'dan çok Esther'in üzerindeydi ve gözleri dışarıdan bakıldığında hiçbir duygu barındırmıyordu."Özür dilerim." dedi birçok kez. "Seni bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. Söylediğim hiçbir şeyde ciddi değildim Zadia. Tanrıya yemin ederim ki sen benim yaşama sebebimsin."
"Biliyorum anne." dedi Zadia kıkırdayarak. "Babam senin söylediklerini anlattı bana."
Esther bakışlarını Zayn'e çevirdi.Zayn ise gözlerini kaçırmak ister gibi Zadia'ya çevirmişti.
"Ne söyledi baban?" dedi Esther kaşlarını kaldırarak.
"Beni sevdiğini farklı kelimelerle anlatma oyunu oynadığımızı söyledi. Ben anlamadığım için özür dilerim, oyunda olduğumuzu bilmiyordum.""Evet, seni çok seviyorum demek istemiştim." dedi Esther yalancı bir gülümsemeyle. Zayn'in böyle bir şey yapması hoştu ama bu artık hiçbir şey değiştirmiyordu.
"Zadia, oyuncaklarını özlemiş olmalısın, gidip onlarla oynamaya ne dersin?" dedi ve onunla birlikte yatak odasına geçti. Oyuncaklarını yatağın üzerine koyup onun saçlarının arasına bir öpücük kondurdu. Zadia hemen oyuna giriştiğinde ona pek belli etmeden odadan çıktı ve kapıyı kapattı.
Zayn kafasını geriye yaslamış, gözlerini kapatmış oturuyordu."Zayn, seninle bir konu hakkında konuşmam lazım." dedi ve onun tam karşısındaki koltuğa oturdu.
Yüzleri karşı karşıyaydı, duvarda perdeleri açık bir pencere, ortada boş bir sehpa, ortamda ise inanılmaz bir gerginlik mevcuttu.Zayn konuşması için kaşlarını kaldırdı ve dirseklerini dizine yaslayıp ona biraz daha yaklaştı.
"Boşanmak istiyorum."
Zayn'in yerdeki bakışları aynı saniyede Esther'e döndü.
O bir anlık bakışta Esther bir şeyler yakalamıştı ama yorum yapacak kadar anlayamamıştı.
Zayn ne düşünüyordu, ne hissediyordu bilmiyordu ve bunu ölesiye merak ediyordu."Senden boşanmak istiyorum Zayn." bir tepki vermesi için tekrarladı ama Zayn gözlerini kapalı pencereye çevirmiş gökyüzüne bakıyordu.
Alt dudağını dişleri arasına aldı ve kaşlarını kaldırdı.
Esther onun her bir hareketini dikkatle inceleyip yorumlamaya çalışıyordu."Bir şey söylemeyecek misin?"
Zayn Esther'e bir kez bile bakmadan omzunu kaldırıp indirdi."Hayır." dediğinde Esther'in kalbi parçalara bölündü.
Olmaz demesini umuyordu üstelik.
Hayır, ben seni seviyorum. Boşanmayacağız. Sadece bana bir şans daha ver. Her şeyi düzeltmenin bir yolunu bulacağım. Duymak istediği tek sözler bunlardı ama Zayn onu yine şaşırtmamıştı."Bir şey söyle." dedi Esther yalvarır gibi. "Sadece bir şey söyle."
"Ne duymak istiyorsun?"
"İçinden ne geçiyorsa onu duymak istiyorum."
Zayn keyifsiz bir gülümseme gönderdi.
İçinden geçeni söylese Esther ne yapardı bilmiyordu.
Belki yine ona haber verirdi."Yüzüme bak." dedi Esther sesi titrerken. "Bir kere yüzüme bak Zayn!"
Esther'in ses tonu yükseldiğinde Zayn ona döndü.
"Bir kere beni sevdiğini söyle! Tek bir kere yanımda olduğunu hissettir bana!"Zayn bakışlarını onun gözlerinde uzun süre tutmadı.
"Hala bakmıyorsun bana!" diye bağırdı Esther ve ayağa kalktı.
Zayn'de onun ardından ayağa kalktığında Esther onu göğsünden sertçe itti. "Neden böyle yapıyorsun?"Zayn gözlerini yatak odasının kapısına çevirdi. Kapı hala açılmamıştı ama Zadia'nın onları dinlediğini biliyordu.
Gözlerini tekrardan Esther'e çevirdi ve Esther kırmızı gözlerle ona baktı. "Bir şey söyle!"
Esther onun göğsüne biraz daha yumruklarını geçirdi. "Beni pişman ediyorsun!"