Zayn ve Esther günlük rutinine döneli birkaç hafta olmuştu.
Her şey o ilk haline dönmüştü.
Zayn geliyor ve gidiyordu, Esther kızıyla uğraşıyordu. Onunla boyama yapıyor, şarkı söylüyor, hatta onunla yemek yapıyordu.Hayatları yine bundan ibaretti.
Esther Zadia'nın sırt çantasını ona verdi ve birlikte evden çıktılar. Merdivenlerde oturmuş ot tüttüren Jackie gelen birinin olduğunu duyunca başını çevirdi.
"Esty." dedi onu baştan sona inceleyip.
"Seninki seni bu sıralar pek sikmiyor, ha?"Esther ona cevap vermedi, Zadia'nın elini farkında olmadan biraz sıktı ve adımlarını hızlandırdı.
"Esty." diye seslendi Jackie tekrardan.
"Paran var mı?"
Esther başını iki yana salladı ve merdivenlerden iner inmez ondan uzaklaşmış oldu.Ve hikaye tekrardan başladı.
Esther onu okula bırakmış ve eve gelip evi biraz olsun düzenledikten sonra kendisi için kitap okumuştu. En sonunda Zadia'nın okuldan ayrılma saati geldiğinde okula gitmiş ve onu alıp eve giderken Zadia o mısırcıyı görmüştü.
Cebinde soğukluğunu hisettiği bozuklukların mısıra yeteceğini o an bilmişti."Anne." dedi yine de. "Mısır alalım mı?"
O sırada bozuklukları annesine uzattı. Esther onu onayladı ve mısırı aldılar.Zadia yolda onu yiyerek giderken binaya geldiler. Merdivenleri çıkmadan önce Zadia hala mısır dolu olan bardağı annesine uzattı.
Yine döküp mısırlarını kaybetmek istememişti çünkü.
Esther ona gülümseyip bardağı aldı ve evlerinin olduğu kata çıkana kadar taşıdı. Merdivenler bittiğinde Zadia annesinin elinden bardağı aldı ve evlerinin kapısına kadar koşarak ilerledi.
Esther ona dikkat etmesini söyleyemeden Zadia yere kapaklanmıştı ve mısırları yine yere saçılmıştı.
"Ama!" diye bağırdı Zadia gözyaşlarının arasında. Esther ona hızla adımladı ve ayağa kaldırdı. "Üzülme, yarın bir daha alırız."
"Ama bu en güzeliydi." Zadia daha sesli ağlarken. Molly kapısını açtı ve bağırdı.
"Sustur şu siktiğim çocuğu!" Esther aceleyle onu kucağına aldı ve kapıyı açtıktan sonra Zadia'yı bıraktı. O koşarak yatağına gitmişti. Kendisi onun okul eşyalarını yerine koydu ve evin temiz olduğundan emin olduktan sonra bedenini koltuğa bıraktı masanın üzerindeki kırışık kağıt ve kalemi aldı ve hiç düşünmeden çizmeye başladı.
Çizdiği şey bir güldü.
Daha sonra bu gülü annesine uzatan bir çocuk çizdi. Birkaç dakika bu resimle uğraştıktan sonra televizyonu açtı ve boş gözlerle ona bakmaya başladı. Bundan hoşlanmadığını fark edince Zadia için yemek hazırladı ve birlikte yediler. Hava kararmaya başladığında Zadia'nun uykusu gittikçe bastırıyordu.
"Ben uyuyacağım anne." dedi Esther'e dönerek.
"Tamam meleğim, iyi geceler."
"İyi geceler." Zadia odasına gittiğinde Esther koltuğa uzandı ve çizdiği resmi inceledi.
Acı sadece üç harfti.
Esther yine huzursuzdu, çaresizdi ve yetersizdi.
Kendisini hiçbir şeye değmeyecek biri gibi görüyordu. Annesine ihtiyacı vardı.
Ona bir şeyler anlatmalı, sıkıca sarılmalı, özür dilemeliydi.
Sahi neden özür dilemeliydi?
Bunun cevabını bilse de kendine söylemekten çekindi.