"Bir gün zaten beni görecek." dedi Harry, pek gitmek istemiyordu.
"Yalvarırım git." dedi Esther, gözleri doluyordu ve zor durumdaydı.
Harry Zadia'ya baktıktan bir süre sonra ceketini alıp odadan çıktı. Esther kızının yanına oturdu ve elinin üzerine girmiş olan iğneye baktı. Bu serum bitince ayrılacaklardı hastaneden.
Kuru dudaklarında dilini gezdirdikten sonra Harry'nin kendisini öptüğü aklına gelince gözlerini sıkıca kapattı. Neden ona bağırmamıştı? Neden ona öpmemesi gerektiğini söylememişti? Yıllar önce bittiğini düşündüğü hislerin bitmemiş olma ihtimali var mıydı? Bu hislerin yeniden bir çığ gibi büyümesinden korktu.
Kapının aynı saniye içinde açılıp kapandığını duyunca gözlerini oraya çevirdi, Zayn beklemeden Esther'in üzerine geliyordu. Esther ayağa kalkıp onu durdurmak ister gibi ellerini göğsüne bastırdığında Zayn onu kolları arasına aldı. Oysa Esther kendisine vuracağını düşünmüştü, neden böyle düşünmüştü ki?
"Tek başıma." dedi Esther bir anda. "Yani ateşinin çıktığını görünce tek başıma geldim, kimse yoktu yanımda."
"Baba?" Zadia'nın sesiyle Zayn Esther'i bıraktı ve sandalyeye oturup ona baktı. Elini alıp öpücük kondurmayı ihmal etmemişti.
"Nasılsın prenses?" Zadia onun bu söylediğine kıkırdadığında Esther'de gülümsemişti.
"Şimdi iyiyim babacığım."
"Bu gece burada mıyız?" dedi Zayn kafasını Esther'e çevirip.
"Hayır, serum bitince gidiyoruz, birkaç dakikamız kaldı." Zayn tekrar Zadia'ya döndü ve o an sanki bir şey olmuş gibi ellerini hemen başına götürdü ve gözlerini sıkıca kapattı. Ne onu bu kadar yoruyordu, Esther hala bunun cevabını almak istiyordu.
Dakikalar geçti ve hemşire odaya girdi, birkaç saniye süren klasik kelimelerden sonra kızlarının minik elinin üzerindeki iğneyi çıkardı ve üzerine bir bant yapıştırıp odadan ayrıldı.
Esther onun montunu giydirmeye başladığında Zayn onları izliyordu, hala içindeki endişeden kurtulamamıştı. Ona bu kadar alışmış olduğunu bilmiyordu. Ya bir gün bu bırakma gerçek olursa? O zaman neler yapabileceğini tahmin bile edemiyordu.
Zayn Zadia'yı kucağına aldı ve doktora son kez görünüp hep birlikte asansöre bindiler. Birkaç dakika içinde hastanenin bahçesine çıkmışlardı bile.
"Buradan." dedi Zayn onu otoparka yönlendirip. Esther bir arabanın önüne gelene kadar bir şey dememişti. "Bu kimin?" dedi daha sonra çünkü Zayn pek eski olamayan ama yeni de sayılamayan bir arabanın kapısını açtı ve Zadia'yı arka koltuğa yatırdı.
"Arkadaşımın." dedi Zayn sürücü koltuğunun kapısını açarken. Esther'de hemen yanına oturdu ve tekrar konuştu. "Hangi arkadaşının?"
"Liam." dedi ve eve gelene kadar kimse bir daha konuşmadı. Sadece Zadia'nın sesli nefesleri kulakları dolduruyordu, Esther onun nefesini bekliyor ve her geç nefes alışta ona dönüp kontrol ediyordu. Annelik böyle bir şeydi.
Eve geldiklerinde az önceki gibi Zayn Zadia'yı kucağına aldı ve katları bir bir çıktı. Esther anahtarı kapıya geçirdi ve Zayn'e kısa bir bakış attıktan sonra kapıyı açtı ama gördüğü şey onu şaşkına çevirmişti.