ZAYN'SİZ GEÇEN ALTINCI GÜNÜN GECESİ;
Zayn kötü durumdaydı, dikişleri fazlasıyla acıyordu ama her şeye rağmen eve çıkmadı. Zadia'nın ve Esther'in kendisini böyle görmesi iyi olmazdı zaten.
Giriş kapısının hemen yanında duran bankları apartmanın içine çekti ve oraya oturup göğsüne havluyu bastırdı.
Kanın akması biraz dursa hastaneye gitmek için hareketlenecekti ama durmuyordu ve Zayn orada oturarak beklediği her saniye daha da kötü oluyor, soğumuş hava uykusunu getiriyordu.Saatlerce oturdu orada, bir ara eli göğsünde banka kıvrılıp uyumuştu. Bunu yaptığına inanamıyordu ama adım atacak gücü yoktu. Korktuğu şey ise Esther'in markete veya parka giderken kendisini burada, bu halde görmesiydi.
Kalkmak için çabaladığında buna gücü yetmemişti. Biraz kan kaybı yaşıyordu ama güneş doğmuştu. Hatta güneş doğalı uzun bir süre olmuş olmalı ki dışarıda yürüyüş yapan insanlar çoğalmıştı.
Orada bu sebepten dolayı ölmeyeceğini biliyordu ama hafiften de bir acı çekiyordu.
Pek net görememeye başladığında gücünü topladı ve banktan kalktı, artık hastaneye gidip bir çözüm bulması gerekiyordu."Siktir, şimdi değil." dedi başı dönerken.
Bayılmak şu an istediği son şey bile değildi.
Kapıya doğru ilerledi, ilerledi ve ilerledi. Bir hastaneye gidip daha sonrasında eve dönmeliydi, tek yapması gereken buydu.
Fakat ona ne kadar uzun bir süre gibi görünmüş olsa da sadece üç adım atabilmişti.
Banka tekrardan döndü ve yere oturup kafasını koydu, oraya sıkıca tutundu.
Bankın üzerindeki kanlanmış havluyu yeniden aldı ve hareket etmesiyle tekrardan kanamaya başlayan yaraya bastırdı."Niall, oğlum bir siktir git, daha kaç kere anlatacağım sana, eğlenceye çevirdin konuyu amına koyayım."
Zayn gözlerini sesin geldiği apartmanının girişine çevirdi ve o an Harry ile göz göze geldiler. Aldığı acılı nefesler, gözlerinin pek net görmeyişi, terleyen yüzü...
Bunların hiçbiri onu görmesine engel olamamıştı."Görüşürüz." Harry telefonu kapattı ve ona bakmayı sürdürürken merdivenlere yaklaştı.
Zayn'in ağzını açıp bir şey söylemeye bile gücü yoktu ama "Çıkma." diyebildi sadece.Harry onu duymamış gibi yapıp merdivenleri çıkmaya başladı, yarısındayken içindeki bir ses onu durdurdu ve birkaç saniye sonra arkasını dönüp merdivenlerden tekrar indi.
Zayn'in gerçekten yardıma ihtiyacı vardı.
Onu tutmaya çalıştığında Zayn onu kendinden uzaklaştırdı. Ayağa kalkıp ona yumruklarını geçirmek için hareketlendiğinde tek yapabildiği sadece ayağa kalkmak olmuştu.
"Siktir git buradan."
Harry'i yine de olan gücüyle itti.
"Duymuyor musun?" dedi ve onu iterken sanki adımı boşluğa gelmiş gibi sendeledi.
Gözlerinin önü bu sefer daha fazla kararmış ve zihni boşluğa düşmüştü.
Harry onun bilincinin tamamen kapandığını anlayınca tekrardan bir düşünme süreci gerçekleştirdi.Yukarı çıkıp Esther ve küçük kızıyla ilgilenebilirdi ya da bu yardıma ihtiyacı olan o eskiden tanıdığı adama yardım edebilirdi.
"Bunu yaptığım için kendimden nefret edeceğim." dedi Zayn'in ifadesiz yüzüne bakarken. Daha sonra onun kolunu alıp kendi omzuna koydu ve onu neredeyse sürükleyerek arabasına götürdü.
Arka koltuğa onu yatırdıktan sonra kendisi sürücü koltuğuna geçti ve geldiği tüm o yolu tekrardan döndü. Hastaneye götürmedi çünkü işleriyle uğraşmak istemiyordu, soruları cevaplamak veya onun hakkında ezbere bildiği şeyleri doktorlara söylemek istemiyordu.
Yoldayken sıkı bir dostu ve aynı zamanda doktor olan Ray'i aradı ve kendi evine davet etti.