Geçmişten kalma

8.7K 622 40
                                    

son bir nefesle sana sarıldımdı.
en acısı buydu.
en acısı buydu.

Birhan KESKİN



Bugün

"Yarın şirket yemeği var."

"Biliyorum, Mai. Karar alınırken oradaydım."

"Biraz umurundaymış gibi davranamaz mısın?"

Kadın bir saniyeliğine düşünür gibi gözlerini kıstı ve ardından dosyaya geri dönüp ilgisizce: "Hayır," dedi. Ne giyeceğinden, kiminle geleceğine kadar cevapsız kalan her sorusu için Mai'nin suratı biraz daha asılıyordu. Ali kapıdan girip de Sera'yı bilgisayarına odaklanmış, Mai'yi de homurdanır halde odada dolanırken bulduğunda gülümsedi. İki kadın birbirine kırmızı ve lacivert kadar zıttılar. Evet: İkisi de göz kamaştırıcı ve görkemliydi. Sadece biri daha karanlıktı. Bu zıtlık -Sera'nın ketumluğu ile Mai'nin konuşkanlığı- bir araya geldiğinde de izlemesi keyifli bir piyese dönüşüyordu.

"Yarın şirket yemeği varmış," dedi ilerleyip masanın önündeki koltuğa otururken.

Mai gözlerini devirmiş, huysuzca homurdanmıştı: "Ben de sabahtan bu yana aynı şeyi söylüyorum."

"İşinle ilgilenseydin eğer daha mutlu insanlar olabilirdik."

"Kim?" "Kim?"

Sera tek kaşını kaldırıp ikisini de süzdükten sonra: "İkiniz de," diye yanıtladı.

Gözlüklerini çıkarıp masanın üzerine bıraktı. Hayatını zorlaştırmak için bütün dediğim dedik ve meraklı insanları çevresinde topladığına inanmaya başlıyordu. Aksi halde ne Güz'ü, ne Mai'yi ne de Robin'i açıklayabilirdi. Ya da hayatına girdikten sonra içlerindeki sinsi canavar ortaya çıkıp onları bu hale dönüştürüyordu. Güz hariç. O hep koca bir canavardı.

"En azından kiminle geleceğini söyleyemez misin?"

"İşinizin başına dönün."

"İddiadan haberi var mı?" diye mırıldandı sessizce Ali, Mai'ye dönüp.

"İddialar ilk senin döneminde açılmadı, Robin," dedi Mai bezgince gözlerini devirip. "Elbette ki iddiadan haberi var." Omuz silkip gülümsedi. "Hatta bence para bile yatırdı."

"Dışarı," dedi Sera dudak ucunda asılı kalan gülümsemesini gizlemek için bilgisayarına dönerken.

"Kimin üzerine oynadı ki?"

"Hala benim ofisimdesiniz," diye homurdandı kadın. "Dedikodunuzu dışarıda yapın!"

"Ah sevgili Robin," dedi Mai, adamın koluna girip onu kapıya doğru yönlendirirken. "O hep aynı kişiye oynar."

"Peki, kazanır mı?"

"Hep."

Öykü Mai ARUZHAN hakkında her şey

Kadın küpesinin klipsini takmaya çalışırken çalınan kapıya huysuzca söylendi. Şimdiden davete geç kalmıştı. Ayakkabılarını aceleyle ayağına geçirip çantasını aldı. Geriye kalan tek şey paltosuydu ki o da kapının yanında asılıydı. Zil bir kez daha çaldığında, "Geliyorum," diye homurdandı. Kapıyı açıp karşısında kocaman bir buket bulduğunda şaşkınlıkla kaşları havalandı.

"Öykü Mai ARUZHAN?"

Teslimatı yapmak için bekleyen çocuğun sorusuyla hızla kendini toplayıp başını salladı. Çiçeği almadan önce "Benim," diye mırıldandı. "Kimden bu çiçekler?"

MeftunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin