Merhaba arkadaşlar misafir, hastalık derken anca bitirebildim bölümü. Çok kontrol edemedim hatam varsa af fola.
İyi okumalar :)
Kemal hiddetle kalktı oturduğu koltuktan.
"Ben de gideyim artık" Bu sözü hırsla ve Deniz'in gözlerinin içine bakarak söylemişti. Çünkü geldiğinden beri ne zaman Deniz'in yanına gitse kendisinden uzaklaşmış, ne zaman konuşmaya kalksa terslenmişti. Artık tahammül sınırının sonuna geldiğinden, kavga etmektense gitmeyi tercih etmişti ama Deniz'in sözleri ile anında yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Kemal gitme, konuşmamız gerekiyor" Tabi ya anlamıştı sevgilisi hatasını özür dileyecekti kesin.
"Olur konuşalım" Deniz, misafirler teker teker giderken mesaj çekmişti Cem'e gelmesi için, neredeyse gelirdi.
"Deniz! Konuşacağız demiştin" Kemal bu sözleri sarf ettikten hemen sonra evin zili çalınca Deniz kapıya giderken Kemal'in de cevabını verdi.
"Beklediğim misafir geldi, konuşacağız merak etme" Bir müddet sonra Deniz Cem'le içeri girdiğinde ilk Yusuf bey fırladı oturduğu koltuktan, Kemal durduğu cam kenarından dönüp baktığında, gözlerine inanamadı. Hakan hemen Yusuf beyin yanında yerini alırken Gülizar hanım korkulu gözlerle bakıyordu. Bir tek Leyla olanlara anlam veremiyordu. Söze ilk Yusuf bey girdi.
"Bunun ne işi var burada Deniz!" Cem kendini muhatap almayan Yusuf beye sinirlenmişti.
"Benim bir adım var Yusuf bey!"
"Adın batsın senin!" Bu sözlerden sonra kızına döndü Yusuf bey.
"Söylesene kızım niye getirdin bu adamı" Deniz cevap veremeden Kemal konuştu.
"Bunu bende çok merak ediyorum" Deniz histerik bir kahkaha attı.
"Vallahi Oscarlık oyuncularsınız, şimdi siz cevabını bildiğiniz soruyu mu soruyorsunuz cidden!?" Yusuf bey artık sinirlerine hakim olamayarak sesini yükseltti.
"Deniz! Ne diyorsun kızım sen!?"
"Baba! Bu gün Cem bana her şeyi anlattı, Annesinin hastalığı için gelip senden para istediğini, senin de bunu bizi ayırmak için kullandığını. O senin büronda bana yaşattığın hayal kırıklığı hep tiyatroymuş, Cem benim orada her şeyi dinlediğimi biliyormuş" Yusuf bey duyduklarıyla konuşma yetisini kaybetmişti sanki, kızı karşısına geçmiş ona hesap mı soruyordu? Neyse ki içindekileri Kemal dile getirmişti.
"Sende bu serseriye inandın, öyle mi Deniz!" Deniz babası yerine cevap veren nişanlısına hiddetle döndü.
"Sen bence hiç konuşma! Hadi babam Cem'i serseri belledi beni ondan kurtarmak için yaptı. Ya sen, senin ne haddine benim hayatıma karışmak, sen nasıl bir adamsın ki karşında annesi için çaresizlikle kıvranan bir adamı aşağılıyorsun!" Kemal hayretle sordu.
"Ne yapmışım ben!?"
"Babam Cem'in bana oynayacağı tiyatroyu kurgularken sende oradaymışsın ve yeterince aşağılamışsın Cem'i" Kemal Deniz'e iyice yaklaşıp canının yanmasını ve ailesinin orada olmasını umursamadan kolundan tutup hiddetle konuştu.
"Bana bak küçük hanım! Baban bunu yapmıştır yada yapmamıştır beni ilgilendirmez, ama sakın! Sakın beni yapmadığım bir şeyle itham etme. Ben bu adamla hiç bir zaman, hiç bir ortamda bir araya gelmedim!" Dedikten sonra parmağında ki yüzüğü çıkarıp Deniz'in avucunun içine bıraktı ve son sözlerini söyledi.
"Hem benim bu şerefsizi aşağılamama hiç gerek yok, zaten aşağılığın teki kendi!"
"Sen kime şerefsiz diyorsun lan!?" Dediği gibi yumruğu Kemal'in yüzüne indirmişti Cem. Kemal hamleyi hesaplayamadığı için biraz sendeledikten sonra, kendine gelince hiddetle gidip Cem'in yakalarına yapıştığı gibi kafasını şiddetli bir şekilde yüzüne vurdu. Yere düşen adamı yine yakalarından tutup ayağa kaldırdıktan sonra gözlerinin içine bakarak konuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/47500485-288-k135628.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ı kıyamet
Tiểu Thuyết ChungÜnlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağını Leyla... Bunu en başından söylemişti ona Ömer ama gönül Ferman dinler miydi? Dinlemedi! Kıyamet gününün geleceğini bile bile yaşayan her...