55. Devlerin Aşkı

7.3K 522 304
                                    

İyi okumalar:

Leyla bir kollarından tutan Yiğit beye birde arkasında duran Ömer'e baktı. Ömer kendilerine iyice yaklaştığında, ellerini çekti Yiğit. Leyla hâlâ tek kelime etmemişti, edememişti. Bu gergin ortamda ilk Ömer'in öfkeli sesi duyuldu.

"Abi!?" Yiğit Ömer'in sesindeki öfkeye kızmış ve sertçe karşılık vermişti.

"Ömer!" Bir köprüde karşı karşıya gelmiş boğa gibiydi ikisi de, Leyla bu gerilim hattının ortasında kalmak istemedi.

"Be... ben Mert'e bir bakayım" Deyip ayrıldı yanlarından. Korktuğu kadar, Yiğit beyin evine gittiği o gün aklına gelince utanmıştı Leyla. Sonrasında her Yiğit beyle görüştüğünde onunla çok iyi anlaşmışlardı ama şu an durum başkaydı. O zamanlar kendine yardım eden destek olan biriydi oysa şimdi evladının akrabası olarak karşısındaydı ve Leyla geçmişinden hiç bu kadar utanmamıştı.

Ömer sinirle Yiğit'in karşısına dikildi.

"Ne işin var senin burada abi!?" Yiğit'te aynı sinirle Ömer'in kolundan tutup cevap verirken, aynı zamanda da odaya doğru ittirmişti.

"Ne demek ne işin var!" Ömer doğrulduktan sonra hiddetle Yiğit'in üzerine yürüdü.

"Abi! Bunca olaydan sonra nasıl gelirsin sen bizim yanımıza" Yiğit öfkeyle soludu.

"Ne demek nasıl gelirsin! Leyla'nın yaşadığını öğrenmişsin, yeğenim kaza geçirmiş, geçmiş olsun demek için geldim gördüğüm muameleye bak!"

"Abi delirtme beni! Sen Leyla'nın olduğu ortama nasıl..."

"Sakın o sözünü bitirme. Sakın!" Ömer yüzüne inen sert tokatla neye uğradığını şaşırdı. Sendeleyerek odanın ortasına savrulan Ömer doğrulurken yediği ikinci tokatla bu sefer dengesini kaybedip odadaki koltuğun üzerine düştü. Yiğit'in öfkeli sesi tüm odayı inlettiğinde, dinlemekten başka çaresi kalmamıştı.

"Kimim Ömer ben, kim! Anlattım sana her şeyi, inanmadın mı sen bana!?..."

"Abi..." Yiğit Ömer'in yakalarından tuttuğu gibi kaldırdı.

"Sus! Sakın tek kelime edeyim deme. Hiç mi tanımadın sen beni? Ulan Leyla ile aramda en ufak bir mesele olsaydı, değil sizin olduğunuz yere, sizin olduğunuz Ülkeye ayak basar mıydım acaba!" Dedikten sonra Ömer'i ittirerek bıraktı ve sözlerine devam etti.

"Şimdi ben gidip gelinimle konuşacağım, sende rahat duracaksın" Deyip konuşmasına fırsat vermeden çıktı odadan. Yiğit odadan çıktığı gibi arkasından gelen sese döndü.

"Yiğit dayı!" Yiğit yanına gelen Melek'e sevgiyle sarıldı.

"Nasılsın en güzel yeğenim benim?" Bu sözlere gözlerini devirdi Melek.

"Çok teşekkür ederim Yiğit dayı ama senin zaten benden başka yeğenin yok ki"

"Aslında artık var ama şanslısın senin tahtın yine sağlamda, Sen en güzel, artık o da en yakışıklı yeğenim olacaksınız"

"Ah Yiğit dayı bir görsen daha şimdiden o kadar tatlı ki, ileride çok can yakacak çok"

"Aslında bende onu görmeye gidiyordum, hangi odada kalıyor?" Melek odayı gösterdikten sonra annesine haber vermek için ayrıldı yanından. Yiğit kapıyı tıklattıktan sonra Leyla'nın gir demesiyle hiç tereddüt etmeden girdi içeri. Leyla gayriihtiyari kimin geldiğine bakıp Yiğit'i görünce hemen ayağa kalktı.

"Yi...Yiğit bey!" Leyla şaşkınlıkla baktı karşısında ki adama, eskiden olsa mutlulukla karşılardı onu ama şimdi hissettiği tek duygu utançtı. Bu yüzdendi başını önüne eğmesi. Çenesine değen parmaklarla ürperse de bakmak zorunda kaldı yine.

Aşk'ı kıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin