Alnı sevdiği adamın alnında Hâlâ nefesini düzene sokmaya çalışan Leyla zar zor konuştu.
"Bende bir an... beni hiç öpmeyeceksin sandım" Ömer hafif uzaklaşıp hayretle baktı.
"Ne dedin sen?"
"Önceleri bu kadar uzatmazdın" Ömer alayla baktı oyunbaz kadınına.
"Fırsatçı mısın acaba sen?" Leyla omuzlarını silkti.
"Ne yapayım, sen inatçı olunca fırsatçılık bana düştü" Ömer eğer biraz daha bu yakınlıkta kalırsa içeride ki kimseyi umursamayacaktı. O yüzden Leyla'dan biraz uzaklaştı.
"Neyse sonra konuşuruz, içeride bizi yemeğe bekliyorlar" Ömer kapıdan çıkarken durdurdu onu Leyla.
"Ömer o davayı neden açtın, Mert senin çocuğun biliyorsun değil mi?"
"Saçmalama Leyla bundan bir an bile şüphe duymadım"
"O zaman niye... niye açtın bu davayı?" Ömer daha cevap veremeden kapı tıklatıldı. Kapıyı açtığında Melek'i görünce soran gözlerle baktı.
"Dayı herkes sizi bekliyor, gelmiyor musunuz?" Melek bunları derken bir yandan da dayısının omzunun üstünden iyi mi diye Leyla'ya bakıyordu. Bunu fark eden Ömer'in dudakları alayla kıvrıldı, Eliyle Melek'in yüzüne bir iki kez hafifçe vurup Leyla'ya son kez baktıktan sonra cevabını verdi.
"Merak etme, hâlâ tek parça" Dedikten sonra iki şaşkın bakışa aldırmadan gitti Ömer. Leyla bir müddet arkasından baktıktan sonra kızgınlıkla söylendi.
"Aman yine lütfetti beyimiz"
"Vallahi onca insanın içinde, o tokattan sonra bence lütfetti Leyla'cığım" Bu sözlere gözlerini deviren Leyla bir şey demeden ayrıldı Melek'in yanından. Buna bozulsa da belli etmedi Melek, Leyla ona kızgındı anlaşılan, bunu en kısa zamanda konuşup halletmeliydi. Sonuçta Leyla artık müstakbel yengesiydi. Leyla yemek odasına geldiğinde şöyle bir etrafına bakındı. Bir zamanlar her gün lanet ettiği hayatına bu gün her saniye şükrediyordu. Odada Hakan haricinde herkes vardı. Gülizar Hanım'ın yanına gidip merakla sordu.
"Hakan yok mu?"
"Gelecek, yoldadır" Tam bu sırada çalan zil sesi ile kapıya yakın olan Ömer açtı kapıyı. Gelenler Hakan ve Aslı hanımdı, Ömer Aslı hanımı görmekten hiç memnun kalmamış ve bunu bakışlarına yansıtmaktan çekinmemişti. Ömer'e kalsa kapıda öylece dikilip duracaktı. Leyla farkına vardığı gibi Ömer'in yanına gitti.
"Hakan, Aslı hanım ne duruyorsunuz girsenize içeri" Hakan alaylı bir tonda söylendi.
"Birileri müsaade ederse gireceğiz zaten" Leyla Ömer'in koluna girip uyarır tonda konuştu.
"Ömer! Hadi ama acıktık, yemeğe oturalım" Ömer ister istemez kenara çekilince Hakan ve Aslı içeri girdiler. Ömer sinirle arkalarından bakarken Leyla sinirle söylendi.
"Ne yapıyorsun sen Ömer!?"
"Ne işi var bu kadının burada?"
"Kadın davet edilmiş gelmiş sana ne bundan"
"O kadın evladımızın ölümüne sebep olacaktı neredeyse!"
"Saçmalama Ömer, sanki bile isteye yaptı kazayı"
"Olsun ben onu yine de etrafımda görmek istemiyorum"
"Vallahi Ömer'ciğim burası ne senin ne de benim evim o yüzden bize kalmaz davet edilene karışmak" Leyla bu sözlerinin devamını biraz ileride kızıyla ilgilenen Sinem'e bakarak söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ı kıyamet
Ficción GeneralÜnlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağını Leyla... Bunu en başından söylemişti ona Ömer ama gönül Ferman dinler miydi? Dinlemedi! Kıyamet gününün geleceğini bile bile yaşayan her...