5. Huzur...

13K 682 222
                                    

DÜZENLENDİ!

Multi Media: Ali

İyi okumalar :)

----------

"Tamam mı Leyla? Kalıyor musun?" Leyla, başını kaldırdı ve gözlerini Ömer'in gözlerine kilitledi. "Kalıyorum. Ama ben o tazminat davasını açamam Ömer Bey."

"Neden?"

"Çünkü o görüntülerin çekilmesinde benim de payım var. Bu haksızlık olur."

"Sen nasıl bir insansın böyle? Kime haksızlık olacak Leyla? Seni pis işleri için kullanıp, sonrada tek kuruş ödemeyen o aşağılık adamlara mı yoksa 16 yaşında bir kızın hayatını mahvettiklerini düşünmeyip, yeğenlerini kurtarmanın peşine düşen sapıklara mı?"

Bu adam neden hep haklı. Ya da ben niye bu kadar aptalım, diye içinden geçirdi Leyla.

"Haklısınız. O zaman yarın Ahmet Bey gelsin." Ömer, tam olarak rahatlamıştı artık. "Tamam, bunu da hallettiğimize göre..." deyip, cebinden telefonunu çıkardı ve birini aradı.

"Ali'm, yanıma gelir misin?"

Aradan iki dakika geçmeden yanlarına 25 yaşlarında, oldukça yapılı ve yakışıklı bir delikanlı geldi.

"Buyur abi." Ömer, bakışlarını Ali'den Leyla'ya çevirdi. "Leyla, bu Ali... Bundan sonra seni o koruyacak ve sana ne lazım olursa ondan istersin. Bana ulaşamazsan bile, Ali hep yanında olacak."

Ömer, cebinden başka bir telefon çıkarıp, Leyla'ya uzattı.

"Bu telefon senin. İçinde Ali'nin ve benim numaralarımız var. Uzun bir zaman dışarı çıkma ve telefonla da bizden başka kimseyle görüşme. Ama mecbur kalırsan, Ali her zaman yanında olacak ve nereye gideceğinizi bana mutlaka söylemen gerekecek."

Leyla, başıyla Ömer'in söylediği her şeyi onayladı. Ömer ise Leyla'dan onayı alınca, Ali'ye döndü.

"Sana güveniyorum Ali'm."

"Sen merak etme abi. Emanetine gözüm gibi bakacağım ve canım pahasına koruyacağım."

Ömer, Ali'ye oldukça güvenirdi. Bu yüzden hiç gözü arkada kalmayacaktı.

"Eyvallah Ali'm." Ömer, sessizce onları dinleyen Leyla'ya döndü ve ellerini onun omuzlarına yerleştirdi. "Sen iyisin değil mi?"

Leyla, başını eğdi ve Ömer'in bakışlarından kurtuldu. Onun gözlerine baksa, tekrar ağlamaya başlayacaktı çünkü.

"İyiyim Ömer Bey."

Ömer, doğruldu ve gülümsedi.

"Şu Bey'i kaldıralım mı artık?" Leyla'da mahcupça gülümsedi. "Olur, Ömer Be... Olur, Ömer."

Ömer'in gözlerine bakınca, gözlerinden birkaç damla yaş süzüldü ve Leyla onları tutamadı.

"Artık ağlamak yok, tamam mı? Bundan sonra sadece güleceksin." Leyla, Ömer'e şaşkınca bakarken, nasıl bir iyilik yapmıştı da, böyle bir adam hayatına girmişti diye düşündü. "Ben... Her şey için teşekkür ederim. Sen olmasaydın..." dedikten sonra, devamını getiremedi gözyaşlarından dolayı. Ömer, Leyla'nın gözyaşlarını elleriyle silerken, onu biraz da kendine doğru yaklaştırdı.

"Ama ben biraz önce ne dedim?"

"Tamam, ben iyiyim."

Leyla, hızla yüzünü kurulayıp, kendini toparladı. Ömer'de Ali'ye döndü.

"Benim gitmem lazım artık yoksa Hanife Sultan beni kıtır kıtır keser vallahi!"

"Aman abi, hemen git! Allah gazabından korusun Hanife Ananın... Kızdırmaya gelmez."

Aşk'ı kıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin