Bir yeni bölümle daha sizlerleyim. Bu bölüm yine tüm okurlarıma gelsin. Yarın bir duyuruyla yeni hikayemin tanıtımını yapacağım. Tabi bu hikayeye Aşk'ı Kıyamet bittikten sonra başlayacağız.
Seviliyorsunuz, iyi okumalar :))
Ömer evin kapısından çıktığında iki eliyle kulaklarını kapattı çünkü Leyla hâlâ gitme diye ağlıyordu. Sonra birdenbire sesler kesildi o an Ömer arkasını döndü,sanki bir an nefesi kesildi. Bir sey olmuştu! Leyla'ya bir şey olmuştu, koşarak eve girdi. Leyla yerde baygın yatıyordu. Kucakladığı gibi koltuğa yatırdı onu, kolonyayı alıp yüzünü ovmaya başladı.
"Leyla uyan güzelim hadi" Leyla her sinirlendiğinde üzüldüğünde böyle bayılıyordu, o yüzden hastaneye gitme gereği duymadı. Nasıl olsa bir beş dakika sonra uyanırdı. Ömer bir taraftan kolonya döktüğü bezi Leyla'nın burnuna tutarken bir taraftan da biraz önceki konuşmalarını düşünüyordu. Evet çok acımasız ve soğuk davranmıştı ama öyle olması gerekiyordu. Leyla'nın içindeki acı en kısa zamanda nefrete dönüşmeliydi. Eğer nefret ederse ayağa kalkması daha kolay olurdu. Leyla iki dakika kadar sonra kendine gelmeye başladı. Gözlerini tamamen açtığında karşısında Selçuk'u görmesiyle şaşkınlıkla baktı.
"Selçuk?"
"Nasılsın iyi misin?"
"Ne oldu Selçuk bana"
"Bayılmışsın abla abim de seninle ilgilenmemi istedi"
"Abin bayıldığımı biliyor yani"
"Evet beni yanına o çağırdı"
"Benim bayıldığımı gördüğü halde bıraktı gitti öyle mi?" Bu soru üzerine sessiz kaldı Selçuk ne diyebilirdi ki. Leyla aniden kalkmaya çalışınca başı dönüp tekrar oturdu yerine.
"Abla dur otur biraz düşeceksin"
"Selçuk beni hemen Ömer abinlere götür"
"Abla daha iyi değilsin biraz dinlen hem Ömer abim şimdi iştedir" Leyla biraz düşününce hak verdi ama bu akşam gidip konuşacaktı. Bu ayrılığın bir sebebi olmalıydı, yoksa Ömer'in onu sevmediği için bıraktığına inansaydı o zaman böyle gurursuz davranmazdı.
Ömer gün içinde Selçuk'u arayıp Leyla'nın durumunu sormuş ve niyetinden haberdar olmuştu. O yüzden işten çıktıktan sonra o Leyla'nın yanına gitti. Leyla kapıdan gelen anahtar sesini duyunca heyecanla kapıya geldi."Ömer sen! Geldin"
"Ben hem anahtarı vermeye hemde bir iki parça eşyamı almaya geldim" Deyince Leyla'nın yüzündeki gülümseme soldu. Ömer hiç bir şey demeden yukarı yatak odasına doğru gidince Leyla'da peşinden gitti. Ömer odaya girip ufak bir bavul çıkarıp yatağın üzerine koydu. Arkasında Leyla'nın varlığını hatta gözündeki yaşları bile hissedebiliyordu.
"Ömer, niye söylesene dünden bu güne ne değişti" Ömer derin bir nefes alıp Leyla'ya döndü.
"Ben değiştim Leyla, dün başıma gelen bir daha başıma gelirse yapamayacağımı anladım"
"Yapma Ömer, tanıyorum ben seni ve bu olmadığına eminim"
"Yeter artık Leyla yeter bitti kelimesinin nesini anlamıyorsun" Dedikten sonra içine ne koyduğunu bile önemsemediği bavulunu kapatıp merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Bir an önce gitmeliydi bu evden yoksa bırakamayacaktı.
"Anlamıyorum, anlamayacağım Ömer!" Bu sözleri duyduğunda çoktan kapıya gelmişti. Leylaya dönüp ufak bir hatırlatma yaptı.
"Hani bitti denildiğinde bitecekti"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ı kıyamet
Ficción GeneralÜnlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağını Leyla... Bunu en başından söylemişti ona Ömer ama gönül Ferman dinler miydi? Dinlemedi! Kıyamet gününün geleceğini bile bile yaşayan her...