Ünlü bir iş adamı ve bir hayat kadını...
Olacak şey miydi?
Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağını Leyla... Bunu en başından söylemişti ona Ömer ama gönül Ferman dinler miydi?
Dinlemedi!
Kıyamet gününün geleceğini bile bile yaşayan her...
Yeni bir bölümle daha birlikteyiz arkadaşlar, bu bölüm sevgili yazarım @@selin-visne ye gitsin.
İlk hikayesi Kiraz Mahallesi ile beni alıp, insanların bir aile gibi yaşadığı, komşun açken senin tok uyuyamadığın, dedikodunun da yardımlaşmanın da iç içe yaşandığı o mahalleme götürmüş ve orada yaşanan tertemiz ve masum bir aşkı anlattığı hikayesiyle, beni benden almıştı. İkinci hikayesi yine aynı mahallede yaşanan, bu sefer zor bir aşkı anlatmakta. Kalbi kırılmış, terkedilmiş, sevmeye de bir daha güvenmeye de mecali olmayan, mahallemizin ağır abisi Halit ile yaşadığı büyük şehri terk etmiş, huzuru bulmaya bu küçük mahalleye gelmiş, kitap aşığı kızımız Nazenin' in aşkını anlatan, benimde bölüm başlığımla aynı olan Neredesin Sen hikayesi de mutlaka okumanız gereken harika bir kurgu.
Bu bölüm bir ithafım da günlerdir yeni bölüm bekleyen sevgili okurum @@ftmzehra34 e gitsin. Sevgili okurum söz verdiğim halde dün yetiştiremedim bölümü. Umarım bölümü beğenir ve bunu mazur görürsün. İyi okumalar
Bu bölümde hikayemize yeni katılan Ömer'in can dostu Hakan'ın acı aşk hikayesinin bir kısmını okuyacaksınız. Sevdiklerinize daha bir sıkı sarılın ve onları ne kadar sevdiğinizi bir kez daha söyleyin, çünkü yarın çok geç olabilir.... İyi okumalar
Hepinizi çok çok çok seviyorum!!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Multi Hakan & Bahar (Engin Altan Düzyatan & Berrak Tüzünataç)
Yaptığı telefon konuşmasından sonra dağılmış bir şekilde önce evine gitti Ömer. Onu evde ilk karşılayan yeğeni Melek oldu. Dayısının halinden bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı, yanına gelip...
"Dayı iyi misin sen?"
"Değilim Melek hiç iyi değilim"
"Korkutma beni dayı, ne oldu?"
"Annemler içeride mi?"
"Evet oturma odasındalar" Ömer elini kendisine korkuyla bakan yeğeninin beline koyup onunla birlikte odaya kadar gitti. Her zaman yaptığı gibi önce annesinin elini öptü ve yanına oturdu.
"Ben sabah 6.00 uçağıyla İzmir'e gidiyorum" deyince herkes şaşkınlıkla baktı. Hanife hanım oğluna dönüp...
"Neden ne oldu?" Diye sorunca Ömer...
"Hakan... Trafik kazası geçirmiş komadaymış"
"Ne diyorsun sen oğul çok mu kötüymüş durumu" Hanife hanım çok severdi Hakan'ı, kimsesiz büyümüş ama kendini yetiştirmiş, okumuş ve Ömer'in yanında işe girdikten kısa bir süre sonra çok iyi iki dost, evinde oğlu gibi olmuştu.
"Bilmiyorum anne bilmiyorum, gidip göreceğim"
"Git oğlum yalnız bırakma arkadaşını"...................................
