57. Sevgilim

7.2K 468 265
                                    

Leyla Ömer'den ayrıldığında Ömer alayla güldü.

"Ben hâlâ bir cevap alamadım" Leyla Ömer'in kollarından sıyrılıp cevap verdi.

"Çünkü hâlâ bir cevap vermedim"

"Nasıl yani?"

"E diz çökmedin, sonra ben bir yüzük göremedim" Bu sözlere gözlerini deviren Ömer, cebinden bir kutu çıkardı. İçinde ki yüzüğü çıkarıp Leyla'nın elini kibarca tuttu, yüzüğü parmağına geçirirken alayla konuştu.

"Yüzük burada ama diğer isteğini hemen unut!" Leyla ufak bir kahkaha attı.

"Niye karizman mı çizilir?" Ömer Leyla'ya bir müddet baktıktan sonra parmağıyla bir işaret yapıp orada ki herkesin çıkmasını sağladı. Herkes çıktıktan sonra Leyla'yı kolundan çektiği gibi dudaklarına kapandı ama bu sefer ki öyle böyle değil nefesi tükenene kadar bırakmadı. Leyla elinin altında çırpınmaya başladığında bıraktı ancak ve sık nefeslerinin arasında hemen sordu.

"Şimdi cevabı alalım" Leyla ise hâlâ nefesini düzene koyamamışken zor da olsa konuşabildi.

"Ama bu haksızlık, resmen tehdit bu"

"Vallahi tehditse tehdit, eğer yetmediyse" Deyip yine kolundan tutunca Leyla heyecanla reddetti.

"Aman yok istemez tamam kabul ediyorum" İki sevgili birbirlerine bakıp kahkahalarla gülmeye başladıklarında sıkıca sarıldılar. Neden sonra ayrıldıklarında ilk konuşan Leyla oldu. 

"Ben acıktım yemek yok mu?" Ömer garsonları çağırıp yemek servisi yapmalarını istedi. Leyla ve Ömer yemeklerini yedikten sonra ilk konuşan Leyla oldu.

"Ömer?"

"Efendim güzelim" Güzelim  Ömer'in ağzından ne de özlemişti bu kelimeyi ama şimdi bu duygusallığa teslim edemezdi kendisini. Eğer gerçekten beraber olacaklarsa her şey konuşulmalıydı.

"Beni neden sorgusuz sualsiz terk ettin? Söyleseydin, en başından anlatsaydın sebebini, anlardım seni" Bu soruyla Ömer'in yüzünde ki gülümseme kademe kademe soldu.

"Sen gururlu güçlü bir kadındın gözümde, benden nefret edersin zayıflığımdan iğrenirsin ve daha güçlü ayağa kalkarsın diye düşündüm" Bu sözlere Leyla hüzünle cevap verdi.

"Ben babam öldüğünde henüz 13 yaşındaydım. O günden sonra annem sandığım o kadının eziyetlerini, aşağılamalarını hiç anlamadım. Ben o zaman acizdim sonra o adam geldi. Beni o pis yere sattıklarında, o Levent pisliğine gönderdiklerinde de acizdim" Derin bir nefes aldıktan sonra devam etti Leyla. Ömer hiç bir şey demedi içini dökmesine müsaade etti.

"Bir gün Yiğit bey, Banu girdi hayatıma. Artık beni koruyup kollayan birileri vardı. Biliyor musun bana Banu öğretti güçlü durmam gerektiğini. Bunu kavradıktan sonra hep güçlü oldum. O günden sonra da canımı yaktılar ama artık ağlamadığımı, yalvarmadığımı gördükçe çektiler ellerini üzerimden" Leyla suyundan bir yudum aldı ve bundan sonra söyledikleri Ömer'in yüzüne tokat gibi inmişti.

"Ta ki sen karşıma çıkana kadar. Evet bana yeni  bir hayat verdin, yetmedi etrafımda beni seven kollayan bir sürü insan. Sonra bana sevilmenin, güven duygusunun nasıl güzel olduğunu gösterdin ve beni o günden sonra yine aciz biri haline getirdin. Sana o kadar güvendim, o kadar kendimi bıraktım ki, beni terk ettiğinde düştüm ben Ömer. Sensiz nasıl olur bilemedim, sensiz nasıl yaşar..." Sözlerini tamamlayamadı Leyla çünkü bir anda kendini Ömer'in kollarında buldu.

"Affet beni affet ne olursun. Bilemedim inan, böyle olacağını bilemedim. Ben Yiğit abimin anlattıklarına inandım ama yapamadım Leyla, bununla başa çıkamadım. Sonra sana dediğim gibi nişanlandım ama istediğim için değil mecbur kaldığım için. O gün, seni terk ettiğim o gün anneme gidip istediği gelini alabileceğini söyledim. Daha ertesi sabah pişman olup vazgeçtiğimi söyledim ama annem yememiş içmemiş aramış Meryem'in ailesini. Ben de Meryem'le konuştum bir ay sürecekti sonra atacaktık nişanı ve ben sana gelecektim. Geldiğimde ise... seni bulamadım" Leyla sevdiği adamın yüzünü ellerinin arasına aldı.

Aşk'ı kıyametHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin