İyi okumalar. Çok kontrol edemeden paylaşıyorum, hatalarım varsa af ola.
Ömer evin terasına bakan büyük camın önünde, sabah kahvesini içerken, arkasından hissettiği ayak sesiyle kim olduğuna bakacakken, cama yansıyan görüntü ile olduğu yerde kalakaldı. O sabah Leyla ile birlikte oldukları gecenin sabahı, Leyla aynen böyle merdivenlerde durmuş kendisini izlemişti. İşte orada duruyordu, yine öyle hayran hayran seyrediyordu. Ömer elini cama götürdü sanki seviyordu Leyla'sını, gelmişti işte gelmişti, arkasına dönse gidecekti sanki. O anda duyduğu annesinin sesiyle gerçek dünyaya döndü Ömer.
"Günaydın oğlum" Ömer annesine kısa bir bakış attıktan sonra yine arkasını döndü.
"Günaydın" Dedi sadece hiç bakmadan. Aslında annesini suçlamıyordu Ömer, sonuçta Leyla'yı terk etme kararını kendisi vermişti. Sadece kendinden nasıl nefret ediyorsa, baştan beri Leyla'yı istemeyen biri olarak annesine de kızgındı.
"Oğlum biraz konuşalım mı?" Ömer bıkkın bir sesle sordu.
"Ne konuşacağız anne"
"Oğlum bana verdiğin yüzüğü Meryem'e verdim ama..." Ömer kaşlarını çatarak baktı annesine.
"Ama?"
"Yüzüğü aldı ama ayrılığı kolay kolay kabul etmeyecek gibi"
"Ne demek kabul etmeyecek, yine ne işler çeviriyorsunuz siz?"
"Oğlum ben sadece senin dediğini yaptım"
"Ben bilirim senin benim dediklerimi nasıl yaptığını"
" Hâlâ o konuda beni mi suçluyorsun oğlum, sen demedin mi gidip isteyebilirsin diye?"
"Evet dedim ama ertesi günü gelip vaz geçtiğimi söyledim, kafamın karışık olduğunu, hiç bir şey yapmamanı söyledim"
"Ama oğlum..."
"Ama sen bunları söylememişim gibi, gittin konuştun onlarla!"
"Ya ne yapsaydım, sana kalsa o kadına geri dönecektin!" Ömer hiddetle yaklaştı annesine.
"Sana seviyorum dedim! Onsuz yaşayamam dedim! Keşke dönseydim, keşke hiç bırakmasaydım, şimdi o da ben de yaşıyor olurduk!" Ömer'in gözünden düşen bir damla yaş Hanife hanımın canını yaktı. Oğlunun yüzünü ellerinin arasına alıp göz yaşını sildi.
"Sen yaşıyorsun oğlum" Hanife hanım elini oğlunun kalbine koydu
"Bak kalbin atıyor, yapma oğlum, yapma ne olursun"
"O kalp artık boşuna atıyor anne"
.....................
Leyla Hakan'ın evlilik teklifini, düşünmek istediğini söyleyip cevapsız bıraktı. Zaten bu aralar Deniz ve Kemal'in nişanı için Gülizar hanıma yardım ediyordu. Evde herkes, özellikle de Yusuf bey çok mutlulardı bu durumdan. Kemal Deniz'e gerçekten aşıktı ama Deniz bu durumu sadece kabullenmişti kendince. Leyla ile bir konuşmalarında "Ben bir Cem'e aşık oldum ama yanıldım, Kemal yakışıklı, başarılı ve ailemin seveceği bir damat adayı, bende zamanla sevebileceğime inanıyorum" Demişti ama farkında değildi çoktan onu sevdiğinin. Her fırsatta yanına gidiyor, yanına dişi kuş yanaşsa kıskançlıktan ne yapacağını şaşırıyor ve her seferinde rezil oluyordu Kemal'e, hatta belki de aşık bile olmuştu da itiraf edemiyordu.
.........................
Ömer kendini önünde yığınla duran dosyalara vermiş nefes almadan çalışıyordu. Aslında bu işi Elif'te yapabilirdi ama Ömer düşünmemek için çareyi hiç durmadan çalışmakta bulmuştu. Tam da bu sırada kapısı çaldı, gelen Elif'ti.
![](https://img.wattpad.com/cover/47500485-288-k135628.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'ı kıyamet
Ficción GeneralÜnlü bir iş adamı ve bir hayat kadını... Olacak şey miydi? Yolları kesiştiğinden beri biliyordu olmayacağını Leyla... Bunu en başından söylemişti ona Ömer ama gönül Ferman dinler miydi? Dinlemedi! Kıyamet gününün geleceğini bile bile yaşayan her...