Saat sabahın erken saatleri sıcacık yatağımdan çıkarken buz gibi zemine basmamla tüylerimin diken diken olması bir oldu.
O sıcacık pjamalarımı çıkartıp soğuk kıyafetleri giymek,bu bana tek bir şeyi hatırlatıyor. Okul yıllarımı. Okula giderken de böyle olurdu gitmek istemezdim sabahları tuvalette uyuya kalırdım tıpkı bugünkü gibi.
Bugün hava ciddi anlamda soğumuştu artık. Kış gelmişti galiba. Buz gibi ellerime aldırmadan yüzüme hızlıca bir nemlendirici sürdüm ve kendime çeki düzen verdim. Bugün gerçekten üşüyordum niye böyle olmuştu.Sabahın erken saatleri olduğu için elif uyuyordu ve onu uyandırmak istemiyordum. Bu yüzden çok yavaş ve sakin bir şekilde evden çıktım ardından arabaya bindim ve hastahaneye doğru yol aldım.
Hastahaneye geldiğimde yüzüme çarpan o iğrenç kokuyla birlikte burayı hiç özlemediğimi fark ettim. Aslında işimi seviyordum özellikle çocuklarla ilgilenmeyi ama beni çok yoruyordu ve artık sanırım bu hastahane kokusundan bıkmıştım.
Okul yıllarımdan farkı ne sınavlara girmiyorum eve gelip deli gibi çalışmıyorum ha bir de yaptığım işin karşılığını alıyorum.
Ama hala çok yoruluyorum.
Kendi içimde yaptığım isyandan sonra merveyle konuştuk ve üzerimdeki montu çıkartıp askıya astım ardın kantinden bir çay alıp tekrardan odaya doğru ilerlemeye başladım merve hala kantindeydi.
Ve ben koridoru bitirmeden merve koşarak arkamdan geldi ve beni durdurdu.Merve:ay dur be yoruldum valla.
Nefes nefese kalmış merveye bakarken yüzümde hala bıkkın bir ifade vardı.
Ben:noldu?
Merve:kantine bi adam geldi seni soruyor.
Ben:kim tanıdık mı?
Merve:ya valla tanımıyorum ben ama yanında bir kaç kez görmüştüm.
Kantine doğru ilerlerken aklıma abim geldi. Abim olamazdı heralde bundan sonra sürekli yanındayım derken bunu kastememiştir heralde.
Allahım inşallah abim değildir bir de onunla uğraşamayacağım.Kantine geldiğimde etrafa yavaşca bir göz gezdirdim fakat kimseyi göremiyordum tam geri dönüyordum ki birisi elleriyle gözlerimi kapattı.
Ben:ya bak abi allah aşkına saçma sapan hareketler yapma senin işin yok mu ya bi rahat bırak beni.
Abim olsa şimdiye cevap verirdi. Ama cevap vermiyordu. Elimdeki çayı masaya bıraktım zaten bir masanın hemen yanındaydım.
Ardından ellerimle gözlerimin üstündeki elleri tuttum ve çekip arkamı döndüm.
Gelenin yusuf olduğunu görünce sabahtan beri asık olan suratım birden düzelince yusufun boynuna atlayıp sıkı sıkı sarılmaya başladım.Sabahtan beri ihtiyacım olan şey bu muymuş yani? Onun kokusu o kadar iyi gelmişti ki bana. Ben yusufa sıkı sıkı sarılırken yusufta benden farksız değildi belimi kollarıyla git gide sıkarken birden durdum ve geri. Çekildim.
Ben:sen bana küsmemişmiydin.
Yusuf:bilmem küsmüş müydüm?
Tekrardan yusafa sarıldım. Ve sonra birlikte bir masaya oturduk.
Yusuf:birlikte kahvaltı yapalım istedim.
Sonra elindeki poşeti sallayarak
Yusuf:simit de aldım.
Dedi.
Ama ben hala onu dinlemek yerine onu izlemekle meşguldüm.
Ben:seni abim sandım.
Yusuf:ha benim geldiğime pek memnun olmadın galiba.
Ben:ne alakası var şimdi.
Yusuf:doğru biz sevgili de değildik tabi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BULUTLAR ŞAHİDİM OLSUN REYNMENİM (TAMAMLANDI)
Fiksi PenggemarNasılda birden hayatım oldun... Hayattan aldığım en büyük hediye oldun. Seninle hayat buldum ve yine seninle son bulurum. Gözlerinde kaybolduğum her dakika benim için mehtaplı bir gece gibi... Ömrümün sonuna kadar o geceye tutsak olmak gibi.