Kollarının arasından ayırdığında ellerini omzuma koyup bedenimi dikleştirdi. Gözleri gözlerimden ayrılmazken için de tuttuğu bütün siniri dışa vuruyordu,korkuyordum. Fakat bu bana bir şey olacak korkusu değildi,onu kaybetme korkusuydu...
Göz alanım gittikçe bulanıklaşırken yüzüne bakamıyordum. Diyecek bir şeyler bulamıyordum.
"Taehyung"dedi sinirlerine hakim olmaya çalışırken,avuç içlerine yüzümü aldığında yanağıma küçük bir öpücük kondurdu
"Neredeydin?" sustum,kirpiklerini,gözlerini,burnunu ve dudaklarını inceledim bir süre, bana kızmamak için zor duruyordu bunu biliyordum.
"Başka bir erkekle miydin?"sorduğu soru karşısında gözlerimi ondan kaçırdım, tekrardan yalan söyleseydim işleri daha mı berbat ederdim?
Benden uzaklaştığında yatağa oturdu ve saçlarını çekiştirip öylece bekledi. Bana olan sinirini kendisinden çıkarması içimdeki acıyı daha çok artırırken yanına oturdum.
Ellerini saçlarından çektim ve elinin üstüne öpücüklerimi kondurdum. Yaşlarla kaplanmış gözlerini üstüme diktiğinde sesi titredi.
"Kendimi durduramıyorum Taehyung." durdu ağlamasından dolayı zor nefes alıyordu. "Lütfen sana bir şey yapmama izin verme." sesi odada yankılandığında kollarımı onun güçsüz vücuduna sımsıkı sardım.
"Bir şey yapmadım Jungkook" yapacağım şey için kendime kızacağımı biliyordum. Fakat onu böyle görmektense içimde bu pişmanlığı ve acıyı saklamaya hazırdım.
"Sadece hocamız bana kütüphane temizliği için görev vermişti." akan gözyaşlarını tek tek sildiğimde her birinin üstüne öpücüklerimi bahşettim.
"Bunu sana söylemedim çünkü endişelenecektin." bir süre doğruluğunu sorgular gibi olduğunda ağlayan suratının yerine güzel bir gülümseme kondurmuştu.
"Başka bir adamla olacağından korktum." masumca söylediğinde gülümsemeye çalışmıştım. Önceden sürekli duygularını dışarıya vuran bir Taehyung varken artık iyi bir oyuncu olmuştum.
Dizlerimde hissettiğim ağırlıkla gülümsedim,ellerimi saçlarına geçirdiğimde konuşmasını bekledim.
"Sevmek bir yandan acı veriyor değil mi?" şaşırmıştım,düşündüm onu sevmek bazı zamanlar acı verici olsada onun bana acı vermesini bile sevmiştim.
"Sevdiğin kişi tarafından acı çektiğinde bile onu hala seviyorsun,çünkü ondan vazgeçemiyorsun." dikkatlice yüzümü inceleyip sırıtırken elini yüzüme yerleştirdi.
"Seni seviyorum." dudaklarından duyduğum iki kelime bile kalbimi hızlı atışa geçirirken gülümsedim, "Ben de " dedim dudaklarına yönelirken "Ben de seni seviyorum."
Hayatımın bir kısmı kötü anılarla geçmişti,fakat Yoongi hayatıma girdiğinde herşeyin artık bittiğini sanıyordum.
Bana sevgi verecek ve ben onun sevgisiyle iyleşeceğim sanıyordum. Fakat bir gece delicesine ağlarken "Işim var Taehyung" diyip beni geri çevirdiğinde anlamıştım her zaman tek olacaktım.
Fakat Jungkook hayatıma girdiğinde kaybolan diğer yarımı bulmuş gibiydim, hiçbir zaman güneş doğmayan dünyamı bir gülüşüyle bile aydınlatıyordu.
Kollarımda olan adam bambaşkaydı, bana hiç hissetmediğim duyguları tattıran, korktuğumda her zaman beni saran ve en önemlisi beni kendinden bile önemseyen biriydi.
Bunu bugün daha iyi anlamıştım. Kendi ile savaş verirken bana zarar vermemek için kendine zarar vermişti.
Ben günışığımı kaybetmek istemiyordum. Korkuyordum "Bir gün uyandığımda yanımda olmayacak" düşüncesi beynimin en derinliklerinde beni bitiriyordu.
"Taehyung!" sevinçle adımı seslendiğinde düşüncelerim ile savaştan çıkıp çocuk hallerine bürünmüş Jungkook'a baktım.
"Okula beraber gidelim!"diye söylediğinde öksürüklere boğulmuştum, o nasıl gidecekti ki? bir kimliği bile yoktu!
"Ama sen?" dedim gülümseyen suratının bozulmamasını umarak, "nasıl gideceksin?" gülümsediğinde sorumu cevapladı.
"Jimin nasıl girdiyse öyle" sinsice bana baktığında yüzüne korkunç bir sırıtma takındı.
"Ve sen Taehyung,o işi bana bırakıyorsun."