•Ardıç Savaşı •

89 7 6
                                    

Ork babası Tawg Mundak'tan aldığı destekle tam gücüne ulaşmıştı. Yenilmez bir ordunun sahibi olmuştu. Qlabdor'u ork kalesi haline getirmiş, burada güçlenmişti. Artık onu durdurabilecek hiçbir gücün olmadığını biliyordu. Ordusundan gelen o çirkin ses, ardıç topraklarına kadar yayılıyordu. Çiçekleri soluyor, ağaçlar küsüyordu. Ne Qlabdor'a ne de Ardıç topraklarına güneş düşmüyordu. Ve bunun sebebi ejderha boyunda olan Mundak yarasaları idi. Karanlık bir yorgan gibi üstlerindeydi. Tawg, karanlığın ta kendisiydi. Cüceler ve elfler Qlabdor kalesinin arkasında olan orduyu bilmiyordu. Tawg'ın en büyük neşesi ise buydu. Büyük taaruzun ne kadar şiddetli ve şirretli geçeceğini cüceler ve elfler bilmiyordu. Tawg, bu durumu düşündükçe Qlabdor surlarından o çirkin sesi ile kahkahalar atıyordu. Cüce kıral Thoru:
-Bu ucubenin sesini duymaktan gına geldi. Hiç kimseden yahut hiçbir yerden bir ulak dahi yollanmadı. Tek yaptığımız, o, ucubenin bişeyler yapmasını beklemek; beklerken de neler yaptığını bilmemek.
Yanındakiler çıt dahi çıkarmıyordular kıral Thoru'nun bu sözlerine. Haklı olduğunu bildikleri için. Elfler, sessiz sessiz orta dünyanın kaderini belirleyecek bu savaşı uzun süredir bekledikleri için kendi intikamlarını unutmuştular. Bencil fikirleri akıllarının ucundan bile geçmiyordu. Thoru, şuanki ordu sayısı ile Qlabdor'un içinde olan ordu sayısına denk getirebiliyordu. Hatta kendi ordusunun elflerle birlikte daha fazla olduğunu düşünüyordu. Bu düşüncesi yüzünden saldırı yapmıyor, bekliyordu. Ve ilk saldırıyı ork babası Tawg'dan bekliyordu. İnançı sağlam bir kıral olduğu için kuşkusuz ve korkusuzdu. Ordusuda öyleydi. Fakat bu uzun bekleyiş hepsinin yüreğine biraz da olsa korku salmıştı. Çünkü tek duydukları şey Tawg'ın ara ara çıkardığı o çirkin kahkaha sesiydi. Bu korkuyu çok geçmeden fark eden cüce kıral Thoru:
-Yoldaşlarım! Atalarımız yıllardır Ardıç ağacını, kendi topraklarımızı karanlıktan korumuştur. Dibe düştüğümüzde, bir yolunu bulup tekrar gün yüzüne çıkmayı başarmıştılar. Bunu sizin atalarınız, benim atalarım yaptı. Şimdi! Söyleyin bana! Bizi bu günlere getiren atalarımızın yüzünü kara mı çıkartacağız. Hayır! Bizler bunu yapabiliriz. Damarlarımızda atalarımızın kanı dolaşıyor. Ve yoldaşlarım! Eğer o kan akacaksa, tekrar atalarımızın kanlarının aktığı yerde aksın! Ve akacaksa aynı mukaddes dava için aksın! Yürekleriniz korkuya düşmesin! Şimdi tekrar söyleyin bana! Kim benimle!?
Tüm ordu bu tüyleri diken diken eden konuşmada... "Biz, biz cüceler, ha!" Kıral Thoru: "Heyhat!" Demişti. Artık cücelerin, hatta elflerin yürekleri tekrar ateşlenmişti. Bu hararetli hummada Tawg, Qlabdor surlarından bakmış ve ürkmüştü. Buna dayanamayıp tekrar surlardan çekilmişti. Yeryüzü ve gökyüzü ani bir sessizliğe gömülmüştü. Mundak yarasaları koyu karanlık bulutların üstüne çıkmıştılar. Qlabdor surlarında çıt yoktu. Bu ani sessizliğin sebebini öğrenmek için Thoru çadırından dışarı çıkmıştı. Fakat neler olduğunu anlamamıştı. Çok geçmeden Qlabdor surlarından orkların savaş borusu çalmış, sessizliğe gömülen yeryüzünü ve gökyüzünü çığlıklara boğmuştu. Tawg, çift başlı bir mundak kertenkelesinin üstünde:
-Qoa karbdanar!
Diye bağırdıktan sonra kaleden ordu çıkmıştı. Ve bunu fark eden cüceler ve elfler ani savaşın başlayışından dolayı, bazıları zırhlarını bile giyememişti. Savaş çok mihnetli ve çetindi. Cüceler ve elfler orkların Ardıç topraklarına adım atmamaları için kendilerini siper etmiştiler. Orklar ellerinden geleni yapıyor fakat, cüceler ve elfler orkları bozguna uğratıyordu. Orklardan bir tanesi bile daha Ardıç topraklarına adım atamamıştı. Tawg, kale önünde savaşı seyrediyor, ölümleri gördükçe gülüyordu. Orkların sayısı gittikçe azalıyordu; cücelerin ve elflerinde öyle... Fakat cüceler ve elfler savaşı kazanacaklarını anlayıp iyice hiddetli savaşıyordular. Azalan orklar artık geri çekilmeye başlamıştı; cücelerden, elflerden zafer naraları yükseliyordu. İşte o an! Cücelerin ve elflerin kazandığı düşünüldüğü zaman, ork babası Tawg, son bir sesleniş yapmıştı:
-Gırrraahq!
İşte, bu seslenişle göklerden kaybolan mundak yarasaları karanlık bulutları delerek saldırıya geçmiştiler ve surların arkasında bekleyen mundak ordusu çığlıklarla saldırmaya başlamıştı. Bu saldırıya karşı cücelerin ve elflerin dayanacak ve direnecek ne güçleri ne de sayıları kalmamıştı. Kıral Thoru:
-Cüceler! Geri adım atmak yok! Bu savaş onların soyu kurumadan bitmeyecek!
Cüceler ve elfler bağırarak karşı saldırıya geçmiştiler. Fakat, mundak yarasaları, tuttuğu elfleri ve cüceleri fırlatıyor yahut parçalıyordu. Mundak ordusu; troller, devler, goblinler, yarasalar ve kertenkelelerle, cüceleri ve elfleri süre süre Ardıç topraklarına girmiştiler. Artık savaşın kanı ve hiddeti Artıç topraklarında buluşmuştu. Ork babası Tawg, kahkahalarla artıç topraklarına girmişti. Kan döke döke, Ardıç ağacına doğru gidiyordu. Kıral Thoru çok fazla cücenin ölümüne öfkelenerek, bir cücenin kafasını koparıp elinde sallayan Tawg'a doğru koşmaya başlamıştı. Ve çetin bir kavga başlamıştı. Thoru baltasını indiriyor, Tawg savurduktan sonra vuruşlar yapıyordu. Arada goblin saldırısına uğrayan Thoru, goblinleri öldürdükten sonra tekrar Tawg'a saldırıyordu. Thoru, Tawg'a sert bir balta darbesi indirmişti. Tawg sarsılıp yere düştükten sonra yarasaların birine bağırmıştı. İki yarasa Thoru'yu kapmıştı. Göklere doğru çekerken bunu fark eden elfler düzenli bir ok saldırısı yapıp, Thoru'yu kurtarmıştılar. Kenara çekilen Tawg, savaşı uzaktan seyretmeye ve yönetmeye başlamıştı. Tawg'ın ordusu artık iyice Ardıç ağacına yaklaşmıştı. Fakat bir sorun vardı. Buradaki en büyük sorun... Tawg'ın tek endişesi... Karanlık ordu hiçbir şeyi aldırış etmiyor, iyice Ardıç ağacına doğru kan döke döke yaklaşıyordular. Ardıç Ağacını koruyan; ağaç çerisi Toyon... İşte, Tawg'ın tek sorunu... Toyon, tek başına bir ordu gibiydi. Delinmez derisi, bitmek tükenmek bilmeyen bir gücü vardı. Karanlık ordu ilerledikçe ağaç çerisi Toyon, uyanmaya başlıyordu. Cücelerin sayısı azalmış, güçleri bitmişti. Kıral Thoru, artık dayanamamıştı:
-Ağaca doğru koşun, hadi, çekilin geri!
Cüceler, Thoru'nun emri üstüne ağaça doğru koşmaya başlamıştılar. Tawg'ın ordusu kaçan cüceleri kovalıyor; geride kalan cüceleri biçiyordular. Ardıç ağacı neredeyse sönmüş, bitap düşmüştü. Aşağıya eğilen dallarındaki yapraklar adeta matem tutuyordular. Ardıç ağacını arkalarına alan cüceler son bir savunma haline geçmiştiler. Elflerin ve cücelerin sayıları bi hayli azdı. Mundak ordusu ise hâlâ sayılamayacak kadar çoktu. Kıral Thoru, ağacı da cüceleri ve elfleride arkasına alıp, en önde baltası ile duruyordu. Ve ara ara: "Gelecek için..." diye bağırıyordu. Ork babası Tawg, cücelerin ve elflerin biçare durumuna gülüyor ve bu durumdan mutluluk duyuyordu. Mundak ordusu Tawg'ın eşliğinde çirkin sesleriyle bağırıyordular. Tawg'dan işaret bekleyen karanlık ordu ani bir sessizliğe gömülmüştü. Tawg, bineğiyle beraber bir adım öne çıkarak tekrar saldırmalarını emretmişti. Karanlık ordu hızlıca koşmaya ve bağırmaya başlamıştılar. Cüceler ve elfler muttarit sıralarını bozmadan sadece bekliyordular. İyice yaklaşan ordunun üstüne aniden bir bela çökmüştü. İşte, o kişi ağaç çerisi Toyon'du. Toyon'u gören cüce ve elfler, hemen tekrardan saldırmaya başlamıştılar. Savaş bir nevi eşit hale gelmişti. Toyon sadede yıkıyor, cüceler ve elfler destekliyor ve savaşıyordular. İyice çetin bir hâl alan bu savaş, ork babası Tawg'ı rahatsız etmişti. Toyon, Mundak yarasalarının ayaklarından tutuyor yere çalıyordu. Kertenkelelerin, devlerin, trollerin kafasını koparıyordu. Önünde kimse duramıyordu. Tawg, goblin yapımı çelik mızrağı Toyon'un kalbine atmak için dev yayı germişti. Ateşli ucunda zehirde vardı. Tawg, hedef yerini belirledikten sonra gergin yayı fırlatmıştı. Çelik mızrak Toyon'un tam kalbine isabet etmişti fakat, derisini delememişti. Sadede küçük bir yarık açmıştı. Buna öfkelenen Toyon, var gücü ile öfkesi ateşlenmişti. İyice saldırıyor ve öldürüyordu. Tek sorun derisinin altına işlenen zehirdi. Vakit geçtikçe ve güç harcadıkça yorgun düşecekti. Savaşın şiddeti ise tüm orta dünyayı sarsıyor idi.

Ardıç Ağacı (TAMAMLANDI) Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin