Tawg Kazanıyor

22 5 4
                                    

BİR YANDAN HİKAYEMİN SONLARINA DOĞRU GELDİĞİNE ÜZÜLÜYOR, BİR YANDAN DA SEVİNİYORUM. NEDENİNİ TAM OLARAK ANLATAMAM. FAKAT BAŞLADIĞIM BU YOLDA SONU GÖREBİLİYORUM. EN ÇOK DA BENİ BU HEYECANLANDIRIYOR. SON 2 BÖLÜM KALDI. HERKESE İYİ OKUMALAR... 🙏🏼

Zifiri bir karanlık sarmıştı gökyüzünü. Ardıç toprakları solmuştu ve kararmaya başlamıştı. Neredeyse tüm ardıç toprakları karanlığa boğuluyordu. Etrafa ork babası Tawg'ın iğrenç gülüşü yayılıyordu. Kazanmaya çok ama çok yakındı. Ağaç çerisi Toyon tüm gücü ile savaşıyordu fakat yetmiyordu. Ne elfler ne de cüceler Tawg'ın ordusunu durduramıyordu. Gittikçe azalan elf ve cüceler artık umutlarını yitirmek üzereydiler. Kayıpları onların cesaretini kırıyordu. Yavaş yavaş geriye sadece cesareti kırılan elfler, cüceler ve Toyonun bitmek bilmeyen hiddeti ve gücü kalmıştı. Fakat bu ork babası Tawg için geçerli bir güç değildi. Savaş şiddetlendikçe yavaş yavaş Toyonun da durdurulmasına ramak kalmıştı. Ork babası Tawg çirkin gülüşü ile ağır ağır savaşın köşelerinden bir yerlerden gizlice ardıç Ağacına yaklaşıyordu. Amlaktan aldığı zehirli büyü suyunu zırhının göğüs tarafından çıkarmıştı. Sinsice ardıç Ağacına yaklaşmaya devam ediyordu. Tawgı fark eden cüceler, elfler Tawg'ın ın üstüne saldırıya geçiyordu. Tawg'a yaklaşan elf ve cüceleri ya orklar durduruyor ya da Tawg biçiyordu. İyice ağaça yaklaşmıştı. Zehirli büyü suyunun kapağını açtığında yeşil ve siyah karışımı bir renkte sis çıkmıştı. Çirkin gülüşünü tebessümle belirginleştirip suyu ardıç Ağacına serpmişti. Serptiği noktada, suyu açtığı andaki aynı renk yayılmıştı. Bir anda acı içinde bir ses duyulmuştu fakat, bu ses ağaçtan değil tüm ardıç topraklarından kopu vermişti. Ardıç Ağacının bir tarafı kirlenmiş ve çürümeye başlamıştı. Ve bu kir yayıldıkça ardından çürümeyide getiriyordu. Bu durum ağır ağır devam ediyordu. Kral Thoru aniden bağırmıştı: "Hayır! Başardı! Neredesin Basarkar? Neden kimse yok?!" Etrafına baktığında cücelerin ve elflerin ölü bedenini görüyordu. Dizleri üstüne aniden çökmüştü. Baltasını elinden bırakıp yenilgiyi kabul etmişti. Uzaktan bunu fark eden Tawg bir orka bağırıp cüce kralın boynunu istemişti. Ork koşarak Thoru'nun karşısına geçmişti ve siyah, parçalı ve pas içindeki kılıcını kaldırmıştı. Cüce kral onu hiç ama hiç umursamıyordu. Onu görüyor fakat tepki vermiyordu. Tek yaptığı çaresiz ve umutsuz bir şekilde orkun gözlerine bakmak olmuştu. Çirkin ork tam kılıcı Kral Thoru'nun kafasına indirecekken kuzey tepesinde güneş kadar parlak bir ışık beliri vermişti. Bir an da duran ork tepeye bakmış gözleri kızarmıştı. Bunu fark eden elflerin baş muhafızı olan Ardas hızlı ve atik bir şekilde kral Thoru'nun başında duran orkun kafasını gövdesinden ayırmıştı.
"Asla pes edemeyiz efendim."
Thoru başını sallamıştı ve baltasını yerden eline alıp sıkıca kavramış, bağırmıştı.
"Savaşın Thoru'nun cüceleri! Savaşın Rundanah'ın yıldız elfleri!" Bu haykırışta kral Thoru'nun sesindeki gücü duyan elf ve cüceler tekrar umut varmış gibi cesaretleri yüreklerini yükselmişti. Tawg biraz şaşkındı fakat, direnmeleri hoşuna da gidiyordu. Basarkar hızlıca arkasında Od'lar, Oryankisitler ve hemen arkasından kükreyerek ve yeri titreyerek Abra geliyordu. Orklar cephesini kuzeye çevirmişti. Savaşın tekrar çetin bir hale geleceği kesindi. Orklar ürkek durumda duruyordu fakat geri çekilmiyordular. İyice yakınlaşmıştı Basarkar.
Kılıçların çarpıştığı, zırhların kırıldığı o savaş tekrar alevlenmişti. Tawg'ın ordusunu durdurmak için bir şans değildi fakat, genç Dom'un yetişmesi için bir umuttu. Kılıçlar tekrar çarpışıyordu. Tawg bu savaşın uzamasından haz alsada çabucak neticeye ulaşmayıda o kadar çok istiyordu. Tawg, Basarkar'ı gözüne kestirmişti. Üstüne doğru bir kılıç darbesi ardından da balta darbesi indirmişti. Basarkar beklenmedik bu darbeleri zar zor savuşturmuştu. Tawg'ın kurtları da aniden Basarkar'a saldırmıştı. Basarkar kurtların bir tanesinin boynunu biçmişti ve diğerini büyü ile kayalıklara doğru fırlatmıştı. Tawg tekrar saldırmıştı. Basarkar tekrar sendelemişti. Öfkelenen Basarkar bir büyü topu atmıştı Tawg'a. Basarkar attığı büyü kürelerinden hemen sonra Tawg'ın üstüne doğru koşmuştu fakat, onu devler durdurmaya çalışmıştı ve o sırada toparlanan Tawg gizlemiş savaşı Ardıç Ağacı'nın yakınlarında seyretmeye başlamıştı. Korkakça fakat akıllı bir davranıştı. Savaşın zaferini görmek için hayatta kalmak zorundaydı. Savaş uzadıkça kayıplar artıyordu ve bu kayıplar Tawg için bir hiç Basarkar için değerliydi. Od Ana onlarca orkun arasında kalmıştı ve  bir an dengesini kaybetmişti. O zarif bedeni sendeledi. İki ork bunu fırsat bilip hırçın bir şekilde saldırdılar. Od Ata: "Hayır!" Od Ana zor durumdaydı. Od Ata hızlıca gelip onlarca orkun canını okumuştu. Od Ata için savaş neredeyse tam olarak bitecekti. Eğer hayatının aşkına zeval gelseydi. Od Ana'ya bayık ve korkmuş bakışlarla bakmıştı. "Dikkat etmelisin birimizden biri asla diğerini terk etmemeli. Eğer öyle olacaksa ayrılıkta beraber olur ölümde." Od Ana toparlanarak ayağa kalkmıştı. Od Ata'ya hala güçlü olduğunu göstermişti. Ardıç Ağacı için son yaklaşıyordu. İyice gücünü kaybetmişti. O hayat dolu ağaç solgunlaşmaya tam olarak yakındı. Dallarındaki rengarenk yapraklar, meyvalar tek tek yere düşmeye devam ediyordu. Artık son umut genç Dom gelmesiydi. Tüm gözler onu arıyordu. En çokda ardıç ağacının...

Ardıç Ağacı (TAMAMLANDI) Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin