Kıral Thoru tüm ordusu ile Qlabdor Elf topraklarına, elflere destek için yola çıkmıştı. Yolu yarıladığında Qlabdor borusunun çaldığını duymuştu. Ve bu duyuntu ile aniden ordusu ile beraber durmuştu." Savaş başladı!" Demişti. Ordusuyla beraber olduklarından daha hızlı yol almaya başlamıştı. "Thoru cüceleri! Qlabdor için daha hızlı!" Diye arada bağırıp duruyordu. Bu bağırışla Thoru cüceleri olduklarından daha fazla hızlanıyordular. Kıral Thoru kendi topraklarına ve ordusuna ismini vermişti. Thoru ismi bir mirastı. Kıral çocuklarına verilir idi. Ve Thoru ismi sürekli yaşardı. Birinci Thoru egoist bir kıral olduğu için bu mirası bırakmıştı. Fakat birinci Thoru egoist olduğundan daha fazla da adaletli idi. Soyuna da bu adaleti lanse etmişti. Egoistlik ise soy ile alakalı bir durumdu. Şuanki cüce kıral Thoru soyunun dokuzuncusu idi. Qlabdor Elf topraklarına Thoru cüceleri ayaklarını basmıştı. Ve Qlabdor kalesine yakın bir yere üs kurmuştular. Qlabdor'dan kaçmaları için emir alan elfler Thoru cücelerini görmüş ve onların kamp alanına gitmiştiler. Qlabdor elfleri Thoru cüceleri eşliğiyle Kıral Thoru'un yanına götürülmüştü.
-Kaybınız için üzgünüm dostlarım zamanında yetişemedik.
Kıral koruması söz almıştı:
-Kıral Thoru bunlar için bizde üzgünüz. Fakat üzülmek için, yas tutmak için zaman yok! Bizimle gelin lütfen.
Kıral Thoru yanında en iyi on iki savaşçı cüce ile beraber elfleri takip etmişti. Elfler saklandıkları yere Kıral Thoru'yu götürmüştü.
-Kıral Thoru sur kapısına bakın!
Kıral Thoru gözlerini ovalamış, gördüğüne inanmak istememişti. Oldukları yerden hızlıca kurdukları üs bölgesine gitmiştiler. Kıral Thoru:
-Evet kıral muhafızı önce bana adını söyle.
-Adım Ârdas kıral korumalarının baş muhafızıyım.
-Pekala Ârdas. Bana neler olduğunu anlat.
-Tawg ve çirkin ordusu bütün gücü ile bize saldırdı. Uzun süren bu savaşta çok az kaldık. Kıral Rundanah bize kaçmamızı söyleyip, tek başına sur kapısının önüne çıktı. Bir sürü iğrenç ork öldürdükten sonra Tawg kara, pis bir okla Kıral Rundanah'ın tam göğsünden vurdu. Kale önündeki ölen Elf ve Orkları temizletti. Kıral Rundanah'ı da kaleye astı. Pislik yaratık!
-Göz dağı vermek istemiş. Rundanah onurlu bir kıraldı. Mirası daima yaşasın!
Elfler başlarını öne eğerek, ellerini kelebek şekline getirip, göğüslerine koymuş bir şekilde hep bir ağızdan:
-Ra helâ! (Daima!)
-Size söz veriyorum Elf dostlarım! İntikam alınacak. O iğrenç yaratık Ardıç Savaşını kazanamayacak!
Elfler Başlarıyla selamlayıp, onayladılar ve destekleri için minnettar olduklarını da bu şekilde dile getirmiştiler.
Thoru gece gündüz demeden savaşa hazır vaziyette bekliyordu. Arada Kıral Rundanah'ı görmek için gidiyor, üzülüyordu. Saldırmadan saldırıya geçmeyeceklerdi. Hata yapıp hem ordusunu hem de Ardıç Ağacını tehlikeye atmak istemiyordu. Fakat Kıral Thoru ve elflerin bilmediği bir şey vardı. Ork babası Tawg Mundark'dan bütün gücünü Qlabdorda toplamak için bekliyordu. Qlabdor savaşından geriye kalan gücü ile de olası bir saldırıya karşı Qlabdor'u savunmak için bekletiyor, başka bir saldırı yapmıyordu. Eğer Kıral Thoru bunu bilseydi kesinlikle Tawg'a saldırırdı!
-Neden Qlabdor'a hapsetti kendini bu yaratık!
Hiç bir şey bilmeyen Elfler birbirlerine bakıp cevap veremiyordu. Kıral Thoru birşey bilmediklerini anlamış ve başka soru sormamıştı.
Ârdas Kıral Thoru'ya bir öneride bulunmuştu:
-Kıral Thoru o saldırmadan biz saldıralım!
-Saldırmak güzel fikir. Benim aklıma gelmemişti! Teşekkür ediyorum baş muhafız Ârdas! Fakat ilk saldırı bizden gelirde hataya düşersek, Ardıç Ağacını tehlikeye atabiliriz.
Ârdas aceleci tavrında Ardıç Ağacını değil de intikamını düşünüyordu. Ve bu düşünce ile Orta Dünya'nın geleceğini hiçe saymış ve düşünmemişti. Bu da onu egoist Kıral Thoru için bencil kılmıştı. Ara ara Tawg ve iğrenç ordusunun Qlabdor surlarından sesleri duyuluyordu. Bu sese karşılık Thoru cüceleri hemen ayaklanıyordu, fakat duydukları seslerin savaş naraları değil de eğlence ve kahkaha olduğunu anlıyordular. Kıral Thoru bu seslerden rahatsız oluyordu, fakat daha çok rahatsız olan biri veya birileri varsa onlar da Ârdas ve yüze yakın elflerdi. Bilhassa Rundanah'ın o zarif ve güçlü bedeninin hayasızca Qlabdor surlarına asılması, elfleri derinden zedeliyordu. O iğrenç, pislik ipdidai yaratık Tawg! Zemmi yayıyordu Orta Dünya'ya. Bazen elfler toplanarak Kıral Thoru'nun bu durumdan rahatsız olmadığının ve Kıral Rundanah'ın zarif bedenin öyle asılı kalmasını istihfaf etmediğini düşünüp, konuşuyordular. Buna daha fazla dayanamayan Ârdas, Kıral Thoru'nun yanına gidip. Kendinin ve diğer elflerin bu durumdan rahatsız olduğunu izah etmişti.
Kıral Thoru öfkeli elfleri bu halde görünce kendisine durumu izah etmelerinden memnun olmuştu. Çünkü elflerin Ardıç Ağacı için tehlike unsuru olmalarından endişeleniyordu.
-Pekala Ârdas. Önerin nedir? Bir çözümün varsa anlat!
Ârdas Kıral Thoru'nun ilgisine inanmıştı. Ve bir tasarısının olduğunu söylemişti. Karşılığında onları daima koruyacağına dair söz vermesini istemişti. Kıral Thoru sözü vermişti. Ardından Ârdas tasarısını Kıral Thoru'ya anlatmaya başlamıştı:
-Kıral Rundanah'ın asılı bedenini oradan alacağız. Hızlıca buraya getireceğiz. Bizleri kovalayan orklar olacaktır. Bu durumda siz bizi koruyacaksınız Kıral Thoru.
Bu tasarı riskli olsada, risk almaya değerdi. Elflerin sorun oluşturmaması için en doğru karar olacaktı.
-Kabul ediyorum.
Ârdas diğer elflerle gizlice ve sessizce Qlabdor surlarına doğru gitmiştiler. Kıral Rundanah'ın bedenin tam altındaydılar. Elfler gizlenmek ve sessiz olmakta usta idiler. Elfler Ârdas'ı güçlü bir şekilde yukarı fırlatıp, Rundanah'ın boynunda bağlı olan ipi kesmişti. Rundanah'ın düşen bedenini aşağıda bekleyen elfler tutmuştu. Hızlı bir şekilde ilerlerken elflerden biri, ork cesedinin miğferine basmıştı. Gecenin sessizliğinde miğferden çıkan ezilme sesi gecenin sessizliğini bozmuş, tüm surlarda olan iğrenç orkları canlandırmıştı. Orklardan biri bağırmaya başlamıştı. Bu sırada elfler kaçmaya başlamıştı. Orklar elflerin peşlerine ork köpekleri salmıştılar. Bir orktan biraz daha büyük , gözleri kıpkırmızı olan bu köpekler hızlıca elfleri yakalamaya çalışıyordular.
Arkalarından bir kaç Elf bağırmaya başlamıştı. "Nerede cüceler!? Destek vereceklerini söylemiştin!" Diyordular. Ârdas umudunu tüketmişti. Kıral Thoru'nun sözünde durmadığını düşünmüştü. Bu düşünce ile koşmaya devam ederlerken köpekler elflerin tam arkasına gelmişti. Neredeyse elflere yetiştiklerinde arkalarından Thoru cüceleri çıkmış, baltaları ile ork köpeklerinin başlarını kopartmaya koyulmuş, elfleri korumaya başlamıştılar. Ârdas beklediği desteği aldığına çok memnun olmuştu. Kıral Thoru için yanlış düşüncelere kapılsada... Rundanah'ın zarif bedeni hâlâ parlıyordu. Gözlerindeki ışık sönsede bedeni ışıl ışıl ve güzeldi. Kıral Thoru elflere yaklaşmıştı:
-Kıral Rundanah'ı cüce usulü saklayalım. Daha fazla zarar görmeden savaş bittikten sonra Kıral Rundanah'ı kutsayıp, uğurlarsınız. Kıral Thoru içinden: "Umarım kazanırız." Diye geçiriyordu.
Ârdas kabul etmişti. Cüceler Kıral Rundanah'ı alıp cüce usulü sarmaya başlamıştılar. Özel yapım hafif, narin çelikten sargılarla Rundanah'ı sarmış saklamıştılar. Ârdas ve diğer elfler Kıral Thoru'nun çadırına gitmiştiler:
-Kıral Thoru bize güvenip şans verdiğin için, Sözüne sadık kaldığın için, bizim gibi bencil düşünmediğin için ve son olarak davamızı üstlendiğiniz için sana ve ırkına müteşekkiriz.
Bu sözleri söyledikten sonra elfler Kıral Thoru'nun karşısında eğilip kalkmıştılar. Kıral Thoru elflerin de egoist olduğunu bilirdi. Sonrasında Kıral Thoru kimsenin karşısında bırakın eğilmeyi, başını bile bükmezdi. İlk defa cüce kıral egosunu bir kenara bırakıp, elflere karşı kafasını eğmiş ve teşekkürlerini saygı ile karşılamıştı.
Ork babası Tawg, Qlabdor surlarına süs diye astığı Kıral Rundanah'ın bedeninin surlardan alındığının haberini alınca Qlabdor surlarına çıkmıştı. Ve avazı geldiğince bağırmaya başlamıştı.
-To quana qabdora! Uqna taqda dor raq
dıqana qanda
(Sizi sefil yaratıklar! hepinizin kellesini işim bittiğinde süs yapacağım!)
Böyle bir haykırıştan sonra Kıral Thoru derin bir nefes alıp bu illetin biteceği günü hayal ediyordu. Elfler ise hâlâ bencil düşünüyordu. Onlar için ilk intikam sonra Orta Dünya idi. Kıral Thoru ise elflere karşı yapılan bu onur kırıcı durumu anlayışla karşılıyordu. Kıral Thoru baş muhafız Ârdas'ı çadırına çağırtmıştı.
-Seni uyarmam gerekir Ârdas tekrar tekrar olsa da ve bu tekrarlar tekrar edip sürse de tekrar edeceğim. Birinci önceliğimiz her zaman Ardıç Ağacını korumak olacak! Savaş esnasında serbest olacaksınız bunu unutma!
Ârdas için bu seferki uyarı çok daha sertti. Ârdas Kıralını geri aldığı için daha sağlıklı düşünebiliyordu. Ve Kıral Thoru'n uyarısını ilk defa ciddi bir şekilde dikkate almıştı.
-Elbette Kıral Thoru sizi yüzüstü bırakmayacağız. Sizin bizi bırakmadığınız gibi..
Artık daha sağlıklı bir uzlaşmaya varmıştılar. Cüceler ve elflerin tek hedefi Orta Dünya'nın kaderi idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ardıç Ağacı (TAMAMLANDI) Wattys2019
FantasiaOrta Dünya'yı tekrar keşfetmeye ne dersin? Sürükleyici bir maceranın içinde kaybolacaksın. Ben yazarken heyecanlanıyor ve yaşıyorum. Sende okurken heyecanlanacak ve yaşayacaksın arkadaşım. Orta Dünyadaki bu macera dolu serüvende kahramanımızın yan...