9. Zincirlerini Kıran Adam

4.4K 295 36
                                    

Geçemiyorum Senden^^ 9. BÖLÜM
"Zincirlerini Kıran Adam"

Bölüm şarkısı; Mazhar Alanson / Ah Bu Ben

Uzun zamandır parmaklarım bir kitabın sayfalarında gezinmiyor. Kafamı alıp, hiç olmayan bir dünyanın içine koymadığım epey oluyor. Bunun için Giray'ın geçen hafta hediye ettiği bir kitaba başladım. Çevremdekiler beni hangi hediyenin mutlu ettiğini iyi bilir. Bir kitap, bazıları için anlamsız gelebilir. Benim için, içine girdiğim yeni ve uzun bir hayat gibi. Hatta kendi hayatımı kısa bir süreliğine sessize aldığım güzel bir dönem.

Giray, bana Küçük Kara Balık diye bir kitap hediye ettiğinde önce güldüm. Bu daha çok bir çocuk hikayesi gibiydi. Ama okudukça büyüleniyordum. Dikkatimi çeken bir paragraf, şu sıralar içine girdiğim en büyük düşünce. Şöyle diyor;

"Şunu öğrendim ki balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirip durduklarını söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp herkesten şikayet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?"

Bir şansım olsa, bu hayata ikinci kez başlamayı isterdim. Hayatımda olan insanların çok başka insanlar olmasını isterdim. Küçük bir kasabada, annem ve babamla yaşamak isterdim. En çok da çevrem olsun isterdim. Birkaç tane samimi arkadaş... Yalnızlığı taşımak artık gün geçtikçe güç geliyor. Sıradan yaşadığım bir hayatın ardından ölüp gitmek istemiyorum. İçine kapandığım bu odada birgün nefesime son vermekten korkuyorum. Bir güç, beni dışarı çıkarmayı, yaşadığım hayattan uzaklaştırmayı başarmıştı. Fakat bu güç, aynı zamanda yüreğimle de oynadı. Şöyle bir cümle duymuştum; 'terk eden her zaman pişman olur en sonunda.' O zaman anlamlı gelmemişti. Şu an da gelmiyordu. Çünkü Hakan'da pişman olacak bir tip yoktu. Telefonu elime alıp son kalan cesaret kırıntımla bir mesaj yazdım.

"Kalbimin varlığından haberdar olduğum bir zamanda, beni terk etmek zorunda değildin."

Ve ardından yollamadan sildim. Şimdiden kendimi ucuz biri gibi hissediyordum. Bir hafta önce yazdığı o mesajdan sonra kendime gelmem zor oldu. Tekrar başa dönmek faydasız. Sadece bir şeyi merak ediyorum. Neden, neden en çok ihtiyaç duyduğum zamanda beni kapı dışarı etti?

Onunla geçen günlere o kadar alıştım ki, şimdi onsuz geçen günler zehir zemberek. Bazen kısa süren şeyleri unutmak daha fazla zaman alabiliyor. Çünkü zaten birkaç tane anımız var. Onları unutmak mümkün olabilir mi? İlk dansımız, ilk karşılaşmamız, ilk el ele tutuşmamız, adımla seslendiği ilk an ve daha nicesi. Bütün bunların, Zehra teyzenin acısını bastırmasından dolayı utanç duyuyorum. Hakan'ın yaptıkları, bana bir ölümün acısını unutturuyor.

Şimdi soruyorum kendime, ruhumu alıp giden bir adam aşktan ne anlar? Biliyor musunuz, bunu da aşacağım. Benden gittiğini kabullendim. Geriye sadece başbaşa kaldığım acıyla, baş etmek kalıyor. Başarabilirsem kazanırım. Her şeyi unutsam 23 Aralık 2016 tarihini unutamam. Onunla tanıştığımız gün... doğum günümden bir gün sonraydı. Kütüphaneye gitmiştim, delicesine aşık olacağım adamla orada karşılaşacağımı bilmeden. Sanırım henüz onunla tanıştığım için pişman olmadım. Bir şeyi epey düşünüyorum. Onunla bir daha karşılaşacak mıyız?

Telefonumun bu aralar alışık olduğum bildirim sesi kulağıma nüfus ettiğinde, elime aldım. Mesaj yine tanımadığım bir numaradan gelmişti.

"Şimal, ben Adnan amcan. Hakan evde değil. Seninle konuşmam gerek. Bana gelir misin?"

Dudağımı dişlerimin arasına aldım. İçime düşen merak tohumu, tıpkı bir fasulye tanesi gibi çabucak filizlendi. Kendime düşünme fırsatı tanımadan Adnan amcaya gideceğime dair mesaj attım. Montumu ve çantamı kaptığım gibi kendimi dışarı attım. Bana gelen bir mesajla kendime soru bile sormamıştım. Beynim, Adnan amcanın bana ne anlatacağını merak ediyor ve yalnızca oraya odaklanıyordu. Geriye kalan her şeyi ebediyyen düşünmemek üzere bir rafın en üst köşesine yerleştirmişti.

Geçemiyorum SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin