14. Bu Kaçıncı Ölüm

4.5K 316 93
                                    

Geçemiyorum Senden^^14. BÖLÜM
"Bu Kaçıncı Ölüm"

Bölüm şarkısı; Sena Şener / Sevmemeliyiz

Bir kuşun kanadında çırpan kalbime, yenik düşmekten yoruldum. Kaçtığım her olayın, namlusunda durmaktan yoruldum. Biliyor musunuz, birkaç ay içinde benliğimden çok daha başkası oldum. Korkmamayı öğrendim. Yeri gelince deli gibi korkmayı yeğledim. Tutunmayı, hayatta kalmayı, zayıflığımdan uzaklaşmayı ve defalarca kez ölmeme rağmen ölmemeyi öğrendim. Bunların birini bile başarı olarak görmedim. Hepsi bir insanda bulunması gereken özelliklerdi. Fakat yarım insan olduğumu, bir şeyleri öğrendikten sonra anladım. Hâlâ tam değilim. Tam olmayı başarabilmek için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.

Tam olmak istiyor muyum?

Aslında bu yönde bir isteğim yok. Ben hâlâ sevdiğim adamın gözlerine bakınca ölüyor muyum, yoksa yeniden mi doğuyorum arasındaki ikilemi seviyorum. Ben hâlâ gücüm içindeki kırılganlığı seviyorum ve seviyorum bir kuşun kanadında çırpan kalbimi.

Mesela yine bir ikilem içindeyim. Karşımıza dikilen adam hakkında düşüncelerim var. Bana söylediği her şeyi Hakan'a anlatmalı mıyım? Bu yolun sonu nereye varır, bilmiyorum. Bunca bilinmezliğin içinde bir şeyi çok iyi biliyorum. Yolum sadece birinde son bulsun istiyorum. Yolumda, sonumda Hakan olsun istiyorum. Hayatım, isteklerim doğrultusunda ilerlemeyi bırakalı çok oldu. Karmakarışık olan düzenime, bir de Bora'yı ekledim.

"Beni özledin mi Şimal?"

Dudaklarından çıkan tek cümleyle, beni alt etti. Hakan'ın bakışları, bir tek onda yoğunlaşmıştı. Ellerini cebine koymuş, serseri bir duruşla karşımıza dikilmişti. Sorduğu soruya bir cevap vermemi beklemedi.

"Dünden sonra ben çok özledim."

Diken üzerinde duran varlığım, içine giren gölgeden kurtulamadı. Vazgeçmediğim sessizliğimden, fırsat yaratmaktan vazgeçmedi.

"Benden ayrıldığın gibi soluğu Hakan'ın yanında almışsın."

Hakan, daha fazla dayanamamış gibi öne atıldı. Beni görmezden gelişi canımı yakarken, konuşmak için neyi beklediğimi bilmiyordum.

"Ne saçmalıyorsun?"

Bora, oralı olmadı. Tam da söylediği gibi hedefine yalnızca beni almıştı. Her yerime kadar çamura battığımı hissediyordum. Kendime güvenim sonsuzdu. Fakat yalan yanlış cümlelerle, Hakan'ı zehirleyeceğini biliyordum.

"Bir zamanlar yakın olan iki arkadaşı, bir arada idare etmeye utanmıyor musun?"

Tahminimde yanılmadım. Yine de şırıngaya doldurduğu zehiri, tek seferde Hakan'a enjekte edeceğini beklemiyordum. Çamura batan bedenimi, yukarı çekmeme izin vermiyordu. Sözlerinin sonu gelmeyecekmiş gibi davranmaya devam etti.

"Vay arkadaş, herkes mi şeref yoksunu olur?"

Oyunculuğuna ödül vermek istedim. Lâkin bu oyunları bana karşı oynamasaydı, bunu yapmaktan gocunmazdım. Yazdığı senaryoyu, tek başına büyük bir yetenekle oynuyordu. Bahsettiği yoksunluğa, bir tek onu dahil ettim.

"Laflarını seçerek konuş!"

Hakan, yakasına yapıştı. Bora, isteğine ulaşmak üzereydi. Gözlerinde çakan o şimşekleri gördüm. Ansızın esaretine düştüğüm gözlerin edasından, büyük bir zaferle çıkmayı diledim. Hakan, zeki bir adamdı. Ona inanacak olursa, düşüncemde yanılacaktım.

"Ona, dün gece beraber olduğumuzu söylemediğini tahmin ettim."

Hakan'ı sert bir şekilde ittirerek, yakasını silkti. Aşığı olduğum gözler bana döndü. Fakat bu defa bir ikilem arasında kalmadım. Çünkü sevdiğim adamın gözlerine bakınca, öldüm.

Geçemiyorum SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin