12. Bela Geliyorum Demez

4.5K 275 75
                                    

Geçemiyorum Senden^^12. BÖLÜM
"Bela Geliyorum Demez"

Bölüm şarkısı; Mehmet Erdem / Ağlayamam

Hiçbir zaman yarının bize ne getireceğini bilmiyorduk. Kurduğumuz çoğu plan, ani bir olayla çuvallıyordu. Biz neyimize güvenerek beş yıl sonrasını hayal ediyorduk ki, daha az evvel başımıza gelecekleri bile kestiremezken? Pelin, o akşam söyledikleriyle göz boyamamıştı. Sahiden kendine zarar vermişti. Şimdi içimdeki hırs balonu, kimin daha cesaretli olduğunu sorguluyordu? Sahiden biri için canından olmak, akıl kârı mıydı? O gün söylediklerimden caymıyordum. Sevdiğimin olmadığı bir dünyada yaşamak istemezdim. Ama onun yaşadığı bir hayatı da terk edemezdim. Bu karşılıksız aşk olsa bile.

İçinde bulunduğum hastane koridorunda yine kendi tarafımca bir sorguya çekildim. Benim burada ne işim vardı? Benden epey nefret eden bir kız için burada olmam ne kadar doğruydu? Fakat yine de aramızdaki sorunlara rağmen burada olmayı insanlığa bağlıyordum. Pelin, kendine gelmişti. Yine de bu gece gözetim altında kalacaktı. Tuğçe, Fırat ve Olcay yanına girmişti. Ardından Hakan, gidecekti.

"Gelecek misin?"

Diye sorduğunda, başımı iki yana salladım. Hastaneye gelmiş olabilirdim, ama bu kadarını yapamazdım.

"Beni gördüğüne sevineceğini sanmıyorum."

Bir süre gözlerime baktıktan sonra içeri girdi. Tuğçeler kantine inerken, boş koridorda yalnız kaldım. Aklımdan binbir tane düşünce geçiyordu. Kendimi suçlu görmem gerekiyor muydu? İntihar etmesine az da olsa ben sebep olmuş muydum? Pelin'i hafife almamam gerektiğini en başından hissetmiştim. Düşüncelerin yoğunluğu ardından Hakan'ın bağırdığını duydum.

"Kendimizi feda ederek bir kalbi elde edemeyiz."

Ardından yine yoğun bir sessizlik hakim oldu. Söylediklerinde haklı olsa da, şu durumda Pelin'le tartışması doğru değildi. Bileğinin durumunu merak ediyordum. Gözlerinin içine bakıp, gerçekten bunu nasıl yaptığını sormak istiyordum. Kendime engel olamayarak kapıya doğru yürüdüm. Emin olduğum tek şey, hiçbir zaman bir adam için kendimi ölüme sürükleyecek duruma gelmeyeceğimdi. Kapının kulpunu indireceğim sırada koridorun başında birini gördüm. Bu Bora'ydı ve sinirle yanıma doğru yürüyordu. Tam karşımda durduğunda, içeri girmekten vazgeçtim.

"Senin burada ne işin var?"

Bu soruyu kimin sorması gerektiğine karar veremedim. Ama Bora aceleci davranmıştı. Karanlık bakışları ve yine karanlık gözleri vardı. Karşımda fotoğraftaki adamdan çok daha başkası vardı. Yıllar ve belki de ihanete uğradığı düşüncesi onu böylesine korkunç biri yapmıştı.

"Hakan içeride mi yoksa?"

Bu sorusuyla ürperdim. Hakan'a zarar verebileceği gerçeği, beni korkutmaya yetiyordu. Zihnimin aniden böyle düşüncelerle bulanmasına istemeyerek de olsa izin verdim. 

"Hakan, hiçbir zaman Pelin'i sevmedi."

Nereden gelmişti şimdi bu delicesine koruma isteği? Bora, alayla güldü. Gerçekten Pelin'le benziyorlardı. İkisininde deli bir tarafı vardı. Yine de Pelin, Bora kadar korkunç görünmüyordu.

"Benimle gel."

Birkaç adım attı. Korkuyla duvara yaslandım. Gerçekten deli olduğunu anladım. Onunla gideceğimi de nereden çıkarmıştı? Peşinden gitmediğimi hissedince arkasına döndü. Bakışları zaten beni olduğum yere çivilemeye yetiyordu.

"Benimle gel dedim! Yoksa o piçin başına geleceklerden sorumlu olmam."

Benim başıma gelecekler daha az korkmamı sağlıyordu. Sanırım Hakan'ı düşündüğümden fazla seviyordum. Korkarak peşine takıldım. Yine güldü. Birkaç adım gerisinden ilerlerken, sinirle homurdandığını duydum.

Geçemiyorum SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin