11. Soğuk Sırlar

5K 313 138
                                    

Geçemiyorum Senden^^11. BÖLÜM
"Soğuk Sırlar"

Bölüm şarkısı; İkiye On Kala / İyi ve Güzel Kadınlar Hep Ağlar.

Suskunluğun sonu gelmez dizeleri, bir merakın en büyük başlangıcıydı. Hiç kimse konuşmuyor, bir Hakan'a bir de bana bakıyorlardı.

"Hiçbir ölüm, bu kadar güzel anlatılamazdı."

Bu başlangıcın sonunu Olcay getirdi. Ben de henüz o cümleleri söylemenin şaşkınlığını yaşıyordum. Gözümü sadece oyunu kazanma hırsı bürümüştü. Hakan, aklımdan uçup gitmişti. Sanırım Pelin'in küçük oyunları aklımı bulandırıyordu.

"Şimal, ortada skor falan bırakmadı."

Fırat'da, Olcay'ı destekliyordu. Bir an için Hakan'a baktım. Göz ucuyla bana bakıyordu. Bu biçimde epey tatlı görünüyordu. Ama yelkenleri suya indirmemekte kararlıydım. Sonuçta beni zor günlerimde sebep ne olursa olsun yalnız bırakmıştı.

"Biz kalkalım."

Hakan'la beraber ben de ayaklandım. Ortam değişik bir hâl almıştı. Tuğçe ve Pelin'in nefret dolu bakışları katlanılmaz oluyordu.

"Hakan, bu kız nasıl bizi unutturdu? Neden rotanı şaşırdın? Sen kimin arkadaşısın, üç günlük birinin mi, yoksa bizim mi?"

Pelin, bir anda içindeki bütün kini kustu. Kimse ne olduğunu anlamamıştı. Gerekli zamanlarda sessiz kalan ve olmadık yerlerde patlayan insanların yersizliği, bana daima samimiyetsiz geliyordu. İnsanlar nerede nasıl davranması gerektiğini bilen varlıklar olmalıydı.

"Ne saçmalıyorsun Pelin?"

Hakan şaşırmaktan ziyade, sinirli görünüyordu. Pelin, ayaklanıp karşısına geçti. Yüzünde daima sarhoş bir ifade vardı. Bazen bir deliyi andırıyordu. Bu deliliğiyle nedense bize zarar verecekmiş gibi hissettiriyordu. Basit duran tehlikeli bir kadındı. Belki de ben hiç kimseyi hafife alamıyordum.

"Söylediklerimi her zaman saçma buluyorsun. Bu yıllardır böyle sürdü. Bu kızın hangi söylediği doğru geliyor kulaklarına? Üç gün içinde ne yaşamış olabilirsin?"

Artık benden bu şekilde söz etmesi canımı sıkıyordu. Yine de aralarına girmemek için direniyordum. Ne de olsa her şeyin bir sonu olduğu gibi bu saçmalığında sonu gelirdi.

"İşte sen tam olarak bu kısmı anlamıyorsun. Önemli olan yıllar değil, yaşanmışlık. Mesela Olcay'la da üçünüzden sonra tanıştım. Ama onunla neden daha samimi olduğumu düşündünüz mü hiç?"

Hakan, uzun sayılabilecek bir açıklama yaptı. Sanırım Olcay'dan örnek vererek benim içinde güzel şeyler söylemişti. Bu adam fazla zekiydi. Gerçekten nasıl konuşması gerektiğini biliyordu.

"Hiç kimse umurumda değil, anladın mı? Gör artık beni ya! Beni gör!"

Bir anda çaresizce ağlamaya başladı. Tanıştığımız günden beri onu sadece şu an samimi buldum. Kendimi kaybedip, sevdiğim adamı seven bir kızı teselli edebilirdim. Fakat bir gerçek fısıldadı. Bir gün bu durumda olacağımı ve hiç kimsenin bana el uzatmayacağını söyledi.

"Seni fazlaca gördüm. Artık hiç görmek istemiyorum. Bunu iyi bilirsin, ağlayan insanlardan nefret ederim."

Başımı yanımda duran kalpsiz adama çevirdim. En azından karşısında duran kızın aşkına saygı duyabilirdi. Sessiz kalmak onun için kolay bir eylemdi. Neden şu an için de bunu gerçekleştirmiyordu?
Arkasına dönüp salonu terk edeceği sırada Pelin'in sesi boş duvarlarda yankılandı.

Geçemiyorum SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin