Bölüm 12-13

8.9K 734 64
                                        


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... BİZ ARTIK FARK ETTİĞİNİZ ÜZERE AKSİYONUN TAM ORTASINDAYIZ... BU HİKAYEYİ SONUNDA YAYINLAYABİLDİĞİM İÇİN GERÇEKTEN ÇOK MUTLUYUM... ÇOK FAZLA ERTELİYORDUM :D... NEYSE YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN LÜTFEN... SEVEREK OKUYORUM...


Harry, titreyen sırılsıklam olmuş kadını kucakladı ve kaptan kamarasına taşıdı. Kaptan içeride duruyordu. Dudaklarını büzmüş düşünceli bir şekilde masanın üzerindeki bir şeyi inceliyordu. Harry kapıda bir süre durdu. Kadın birazcık ısı için ona öyle bir tutunmuştu ki bırakmaya kalksa muhtemelen onu da kendisiyle aşağı çekerdi. Adam hafifçe öksürdü.

Micah, bakmaya gerek görmedi. "Onu koltuğa bırak" dedi ellerini önemsiz bir şeyi savar gibi sallayarak.

Harry, kendine söylendiği gibi kadını tahta bıraktı ancak Will onu bırakmak istemedi. Çok üşümüştü ve adam sıcaktı. Genç kadının ellerini zorla gömleğinden söktükten sonra kadına acıyan bakışlarla baktı ama hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitti.

Micah, tahtını ıslatan kadına bakmadı. Bir süre elindeki kalemle masanın üzerindeki şeylere bir şeyler karaladı ardından durdu. Başını kaldırıp yeni fark etmiş gibi koltukta büzülmüş haldeki kadına baktı. Gerçekten de onu ilk defa bu kadar savunmasız görüyordu. Kadını adada fahişe olması için bıraktığında bile bu kadar zavallı değildi.

Genç adam derin bir nefes aldı ve tahta doğru yürüdü. Genç kadını kucağına aldı. Will, erkeğin yanan sıcaklığına karşı inledi ve ona sıkı sıkı tutundu. Her ne kadar bunu yapmaması gerektiğini bilse de kendini engelleyemiyordu. Bu sıcaklıktan vazgeçebilecek bir lüksü yoktu.

Micah, kadını kamaranın hemen arkasında duran bir bölmeye doğru götürdü. Tam fark edilmeyen ufak bir kapıyı açtı ve içeri girdi. Kapı çok ufak bir odaya açılıyordu. Odanın içinde çift kişilik büyük bir yatak vardı. Yatağın biraz uzağında duvara gömülü şömine cayır cayır yanıyordu. Bunun dışında büyük bir çalışma masası üzeri kâğıtlarla dolu bir halde duruyordu. Genç adam kadını yatağın üzerine attı ve üzerindeki ıslak kıyafetlerini çıkarmaya başladı.

Gömleğini çıkardı ve yanan şöminenin içine attı. Şömine tıslar gibi bir ses çıkardı ama ateşler ıslak gömleğe acımadı. Erkeğin teni güneşten esmerleşmişti. Sırtında ve göğsünde eskiden kalma olduğu belli olan yara izleri beyaz izler bırakmışlardı. Bir korsan olarak güç isteyen bir iş yaptığından dolayı bedeni de bu işe uygun olarak güçlüydü. Yağ yoktu sadece kas vardı.

Genç adam pantolonuna da aynı acımasız muameleyi gösterdi. Şöminenin alevleri kumaşı tıslayarak yuttu. Genç adam iç çamaşırı giymiyordu. Bacakları da gövdesi gibi kaslıydı ve ince çizgilerle bezeliydi.

Will, yatağa kıvrılmış kendini ısıtmaya çalışıyordu. Oda sıcaktı ve bu son derece rahatlatıcıydı ancak üzerindeki kıyafetler hala çok ıslaktı ve genç kadının ısınmasını engelleyen bir düşmandı. Elleri yatağın örtülerini sıkı sıkı kavramıştı bir kere daha bulduğu sıcaklıktan koparılmak istemiyordu.

Micah, kadını sertçe tuttu ancak kadın ondan uzaklaşmak için çırpındı. Micah sertçe kadının üzerindeki elbiseyi tuttu ve boydan boya yırttı. Kadının güzel pürüzsüz sırtı olduğu gibi ortaya çıktı. Will, kocaman açılan gözleriyle kaskatı kesildi. Adama bakamıyordu. Arkasını dönüp onunla yüzleşemiyordu.

KORSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin