KORSAN

Bölüm 21

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... BÖLÜMLER SİZLERİN YORUMLARINA GÖRE GELİYOR... 

Genç kadın uyumuştu. Yatağın bir yanında kıvrılmış uyuyordu. Micah, elindeki şarap kadehiyle yatağın yanına çektiği koltukta oturmuş onu izliyordu. İkisi de hala çıplaktı. Erkek onun bu tuhaf tepkilerini düşünmeden edemiyordu.

Will, ona yaklaştığı anda bambaşka bir kadın haline geliyordu. Tecrübeli fahişelerin bile cesaret edemeyeceği zevkler isteyen bir kadın oluyordu. Micah'ı tüketmek konusunda o kadar istekliydi ki genç adam elinde olmadan korktuğunu hissetti. Onun gözlerindeki o bakışlar kendini tamamen zevk denizinde kaybetmiş bir kadının bakışlarıydı. Daha önce arzuları bu kadar rahat yaşayan bir kadın görmemişti. Onu harekete geçirmek için yalnızlık yetiyordu ve Willow Phelan, Micah'ın hayal dahi edemeyeceği zevkler için çırpınan bir kadın oluveriyordu.

'Yalnız ölmek istemiyorum'

Onun sözleriydi bunlar. Micah, ne demek istediğini anlayamamıştı başta. Ancak o sıradan bir kadın değildi. Her şey bir yana Willow Phelan, değişik bir kadındı. Gemisine ilk bindiği zaman basit bir denizcinin karısından beklenmeyecek kadar hanımefendi tavırları vardı. Micah, o zaman onun başta bir asilzade olduğunu düşünmüştü. Zamana ayak uydurmak onun en büyük yeteneğiydi belki de. Zamanla hanımefendi tavırları gerçek bir denizcinin sert ve kaba tavırlarıyla yer değiştirmişti.

İnatçı ve hırçın kişiliğiyse zerre kadar değişmemişti...

'Sana boyun eğersem beni istemezsin'

Will, ona karşı olan asi tavırlarından dolayı onu istediğini zannediyordu belki de. Aslında haksız sayılmazdı. Micah tanınmış bir korsandı. Bugüne kadar hiçbir kadın ve hiçbir erkek onun karşısında Willow kadar sert bir duruş sergileyememişti. Ancak bu tavrı onu sadece ilginç kılıyordu. Bunun dışında Will, tavırlarıyla ateşten yaratılma gibiydi ancak gözleri onun suya ait olduğunu söylüyordu.

Genç adam başını iki yana salladı ve başını koltuğun arkasına bıraktı. Şuana kadar istediği her şeyi rahat bir şekilde almıştı. Zorlanmıştı belki ama her istediği onun olmuştu. Bu son planı da şuana kadar son derece başarılı bir şekilde ilerliyordu. Yavaşça ayağa kalktı ve genç kadının yanına oturdu.

'Yalnız ölmek istemiyorum'

Micah, kadının omzunu okşadı nazikçe ardından başını eğdi ve omzunu dişledi. Genç kadın sanki erkeğinin ona olan ihtiyacını anlamış gibi gerildi ve inledi. Gözlerini açıp erkeğe baktı. Uyku mahmuru bir halde doğruldu ve erkeğe yanaştı. "Seks kokuyor" diye fısıldadı. "Bizim gibi kokuyor"

Bu odada olduğu sürece Willow Phelan hep sekse aç bir kadın olacaktı anlaşılan. Genç adam derin bir nefes aldı. "Anlat" dedi sertçe. "Bana gerçekte kim olduğundan bahset"

Genç kadın geri çekildi ve oyuncu bir şekilde ona gülümsedi. "Senin kadınınım. Geminin bir parçası ve sadık bir tayfayım" dedi ardından tekrar ona uzandı.

Erkek başını iki yana sallayarak ondan uzaklaştı. "Willow Phelan" dedi sertçe. "Bana kim olduğunu söyle? Sen anlatana kadar seni düzmeyeceğim." Will, bundan hoşlanmamış gibi somurttu. Erkek aya kalktı ve tekrar koltuğa oturdu. Erkeğin rahat duruşu kadının mırlar gibi bir ses çıkarmasına neden oldu.

Genç kadın bir kedinin zarafetiyle yataktan kalktı ve odanın içinde döndü. "Bir baronun aforoz edilmiş kızıyım" dedi sakince. "Beş yıl önce Jhon ile evlenmek için ailemden kaçtım ve onlar beni evlatlıktan reddetti. Genç ve saf bir kızdım ve Jhon'a âşık olduğumu sandım" Erkeğe doğru döndü ve gerindi. Bütün bedenini gözler önüne serdi. "Ama o senin gibi değildi. Beni yakmıyordu. Şehveti hissettirmiyordu. Yine de yalnız ölmek istemiyordum ama çok yalnızdım ve bu yüzden evliliğime katlandım." Genç kadın elleri ve dizlerinin üzerine çöktü ve ona doğru emeklemeye başladı. "Sonra sen çıktın karşıma" diye fısıldadı erkeğin hemen önünde durarak. "Beni kendime getirdin. Karşıma geçip kim olduğumu soruyorsun ama cevabımı beğenmiyorsun." Dudakları erkeğin kasık çizgisinde gezindi. "Ama doğru cevap bu. Ben seninim"