İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN İLGİSİ DOĞRULTUSUNDA GELİYOR...
10 HAZİRAN 1855
Bir insanın başarabileceklerinin sınırı olmadığı söylenir. Kaptan Desari Black, bunun en büyük örneklerinden biri olduğuna inanıyordu. Her baktığında başarısını yeniden görmek onun için istekli bir fahişenin koynunda geçmiş bir geceden bile daha büyük bir haz veriyordu.
Bir zamanların hanımefendisi Bayan Willow Phelan, uzun bir süredir adı kokuyla anılan bu lanetli korsan gemisinin en iyi adamlarından biri, kaptanının sağ kolu haline gelmişti. Çoğu erkeğin bile ismini anarken korkuyla karışık arzu duyduğu bir kadındı.
Dümenin başında duran kadının kafasında kendininkine benzeyen daha küçük üçgen bir şapka vardı. Uzun kumral saçlarını sıkıca örmüştü ve beline doğru iniyordu. Üzerinde kahverengi bir pantolon ve dizlerine gelen siyah çizmeler vardı. Beyaz bir gömleğin üstüne pantolonuyla aynı renk bir ceket geçirmişti. Deniz mavisi gözleri şapkanın gölgesinin altında gizleniyordu.
Ona özen göstermeden bakan biri bir kadın olduğunu başta anlamazdı. Ancak vücut hatları oldukça belirgindi aslında. Bu gemiye ilk geldiği zamanlardaki sağlıksız ve tedirgin kadın gitmişti. Yerine dövüş yetenekleriyle her erkeğe dudak ısıracak, güçlü ve sağlıklı bir kadın gelmişti.
Tayfası başta gerçekten onunla çok uğraşmışlardı. Bir kadının tayfa olamayacağı yönünde laflarla uğraşmış, tacizden kaçınmıştı. Elbette, Black sözünü tutmuştu. Tayfası ve o, kadına karşı uygunsuz bir harekette bulunmamışlardı ancak Black'de ona karşı son derece acımasızca davranmıştı. Gerçi bu konuda onu uyarmıştı ve hakkını yememek gerekirdi ki Willow ya da kendisi söylediği isimle Will, çok iyi başa çıkmıştı bunlarla.
"Bir zamanlar insanların bir kadının gemiyi kontrol edemeyeceğini söylediğini hatırlıyorum" dedi Desari neşeyle. "Şimdi seni görseler tanrıların onları lanetlediklerine inanırlardı"
Will, neşeyle ona dönüp ona baktı. "Bugün keyfinizi yerinde görüyorum, kaptan" dedi. "Özel bir nedeni var mı?"
Desari omuz silkti. "Uzun zaman sonra karaya çıkıyoruz" dedi. "Üstelik güzel bir kazanç alacağımız bir yere. Bir korsan bundan daha fazla ne isteyebilir ki?"
Will, başını arkaya atıp kahkahayı patlattı. "Tabi ki daha fazlasını, kaptan" dedi gülerek. "Her daim daha fazlasını ister"
Evet, Will Phelan güzel bir gelişme göstermişti. En azından sarsak kocasından çok daha iyi bir korsandı. Jhon Phelan, evini beklerken karısını denize göndermeliydi en başında, diye düşündü genç adam acımasızca. O zaman çok zengin bir adam olabilirdi.
Genç kadın, tekrar önüne baktı. Gözetleme kulesinden bir tayfa seslendi. "Kara göründü, Kaptan! Aramızda çok az bir mesafe kaldı"
Will, kaşlarını çattı. İşte yine o his sarıyordu bedenini. Adrenalin ve güç hissi doluyordu. "Demir atıyoruz" diye bağırdı tayfaya. "Gemiyi burada bırakıp sallarla ilerleyeceğiz." Tayfa ona herhangi bir şey söylemeye cesaret edemiyordu. Will, bu hissi seviyordu. Güçlüydü.
Arkasındaki adam sayesinde...
Yelkenler kapatıldı ve bulundukları yere demir atıldı. Gemi, daha fazla hareket etmeyecekti. Will, beline bağlı olan kılıcını kontrol etti tekrar. Ateşli silah taşımıyordu. Bıçakları ve kılıcı vardı yalnızca. Bir korsan olarak öldürdüğü ilk adamdan almıştı bu kılıcı. "Salları hazırlayın, sizi tembel herifler" diye bağırdı sertçe. "Gecikirsek ve planlar aksarsa hepinizi fahişe niyetine satarım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORSAN
FantasyBen her zaman mücadele etmeye hazırım. Çünkü benim adım Willow Helois O'Cannor. Ben bir canavarın karısı ve bir meleğin annesiyim. Daha da önemlisi ben bir kadınım!