KORSAN

Bölüm 15

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN. WİLL VE MİCAH İLE SİZE İYİ EĞLENCELER DİLERİM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR

Will, kendini ondan kurtarana kadar adamı yumruklamaya devam etti. Kollarında çırpınmasının hiçbir anlamı yok gibiydi. Adam o kadar güçlüydü ki sanki fark etmiyordu. Aşağıdan tezahüratlar kulaklarına gelmeye başladığında genç kadın iyiden iyiye kızarmıştı.

Kendini erkekten kurtarıp geri sendeledi. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz, Kaptan?" diye bağırdı öfkeyle gömleğinin koluyla dudaklarını silerek.

Micah, neşeyle güldü. "Teşekkürlerimi sunuyordum, Madam Phelan?"

Will'in gözleri kocaman açıldı. Şaşkınlıkla ona bakakaldı. Teşekkürlerini mi sunuyordu? Yapmayacağına yemin ettiği şeyleri yaparak mı? Genç kadın ellerini iki yanında yumruk yaptı. Artık yüzündeki kızarıklığın nedeninin utanç değil öfke olduğunun farkındaydı. Bu adam ona ne hakla bu kadar rahat dokunabilirdi ki? "Bir daha bana dokunmaya kalkarsanız aletinizi keseceğim" diye haykırdı ve arkasını döndü.

Güvertenin ortasında duran mavi renkli yaratığı o zaman fark etmişti. Kuyruğu olan yaratık keldi. Gözlerinin olması gereken yerde derin çukurlar vardı. O kadar çirkindi ki Will, bir yandan bakamayacağını hissetse de bakmadan duramıyordu.

Micah, onun yanından geçti ve yaratığın hemen yanına indi. Yaratığın bedeninin bitip kuyruğunun başladığı yerde saplı olan kılıcı hala duruyordu. Yerlerde mavi renkli bir sıvı vardı.

Kaptan O'Cannor dizlerinin üzerine çöktü ve kılıcını çekip çıkardı. Yaranın olduğu yerden mavi renkli kan fışkırdı. Genç adam yüzündeki pisliği silkti. Ardından yaratığa doğru eğildi. "Demek denizcilerin ölümlerine neden olan denizkızları bu" dedi merakla. "Daha güzel olmalarını bekliyordum" diye mırıldandı.

Kaptan, tayfaya döndü. "Bıçak verin" diye bağırdı. Bir bıçak adamın eline verildi. Genç adam tekrar dizlerinin üzerine çöktü. Will, ne yaptığını anlamak için yaklaştı. Kaptan tam o anda bıçağı yaratığın göğsüne sapladı ve yarmaya başladı.

Tayfaların çoğunluğu denize doğru döndü. Bir kısmı öğürüp kusuyorlardı. Will ve Ryan gibi olanlarsa neler olacağını merakla izliyorlardı. Kaptan yaratığın kalbini söküp çıkardı ve elindeki kalple ayağa kalktı. "Bu pisliği ait olduğu yere gönderin ve gemimi temizleyin" diye hırladı arkasını dönüp gitti.

Harry, onun talimatlarını uygulamaya başlamıştı bile. Will ise şaşkınlık ve merakla Kaptanın kamarasına girip kapıyı ardından kapatmasını izledi. Harry, elini onun omzuna koydu. Genç kadın kaşlarını çatarak ona baktı. "Dümene geç" dedi Harry sakin bir sesle. "Ben, Kaptanla konuşacağım"

Micah, özel odasındaki masanın üzerinde bulunan kâğıtları yere döktü ve kanlı kalbi masanın üzerine bıraktı. Sıradan bir kalpten farkı yoktu. Tek fark mavi renkli olmasıydı. Mavi cıvık cıvık bir kanla kaplıydı. Bu şeyi almanın bu kadar kolay olacağı kimin aklına gelirdi ki? Genç adam elinde olmadan kıkırdadı. Bir iki tayfa önemli değildi. Micah, geminin yarısını feda edeceğini hesap ederek gelmişti.

Kapının çalınmasıyla genç adam başını çevirdi. "Ne var?" dedi sakince.

Harry, kapıyı açıp içeri girdi. "Sizinle konuşmak istiyordum, Kaptan" dedi genç adam kapıyı ardından kapatarak.