Bölüm 11

7.2K 690 48
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

Gemiden sakin adımlarla ayrıldıklarında bir sorun olmadı. Ancak karaya adım attıkları anda kargaşa başladı. Bir asker kamara kapısının altından sızan kanı fark etmişti ve Capital öldüğünü haykırdı. Micah, tam o anda durup başını çevirdi. "Unutmuşum" diye mırıldandı. "Adamı yatağın orada öldürecektim"

Koşmaya başlamaları çok sürmedi. Ancak Will'in elbisesi genç kadını yavaşlatıyordu. Micah'ın elinden tutmuş arkasından yarı koşar yarı sürüklenir halde geliyordu. Arkalarında Capital'in öldüğünü duyan askerler kılıçlarını çekmiş geliyorlardı.

Micah, aniden yönünü değiştirdi ve başka bir gemiye doğru atıldı. Will hemen ardından çıktı. Gemide sadece nöbet tutan iki asker vardı. İkisi de ne olduğunu anlayamadan Micah, bir bıçakla adamları öldürdü. Will, korsesinin giderek onu daha da sıktığını hissediyordu. Patlayacak gibiydi. Genç adam bir an limana baktı. Ardından Will'e döndü. "Bu gemiyi sadece seninle yüzdüremem" dedi. "Yüzme biliyorsunuzdur umarım" dedi ve genç kadın cevap veremeden Will'i tutup denize attı.

Bir iki kurşunun arkasından geldiğini hissetti genç kadın. Dibe doğru düştü ve ardından ayaklarıyla zeminden destek alarak kendini ileri itti. Çok geçmeden kaptan da arkasından suya girdi ve hızla ona doğru yüzdü.

Will, yüzemiyordu. Elbisesi ıslanmış iyiden iyiye su çekmişti ve kendisini de suyun dibine götürüyordu. Kaptan onu suya attığında nefes alacak yeterli zamanı olmamıştı. Genç kadın bir taş gibi dibe çöktü. Hayal meyal çevresinden geçen kurşunları fark etti.

Suyun dibinden yüzeye bakıyordu. Güneş denizin üzerine güzel bir manzara yansıtmıştı. Will, ölecekti ve son gördüğü şey bu manzaraydı. Bir an bunun o kadar da kötü olmadığını düşündü. Ciğerlerindeki hava tükenmişti ve artık çırpınmaya hali kalmamıştı. Öylece durdu.

Micah, hızla kadına doğru yüzdü. Kınında duran bıçağını çıkardı ve genç kadının elbisesini hızla yırttı. Korsesini söküp attığı anda genç kadının göğsü genişledi. Kadının gözleri açıldı o anda. Micah, kadına uzandı ve dudakları kadının dudaklarına bastırdı.

Will'in göğsü adamın kendisine verdiği havayla şişti bedeni tekrar kendine geldi. Kaptanından uzaklaştı ve başını salladı. Ölümün getirdiği soğukluk yerini ani adrenaline bıraktı. Genç kadın tüm kaslarının isyan ettiğini hissederek kollarını çırptı.

Micah hemen önünde ilerliyordu. Genç kadının kolları giderek daha da çok yoruluyordu. Bacaklarını çırpamıyordu. İç etekliği bacaklarına yapışmıştı ve saçları dağıldığı için yüzüne geliyordu. Genç kadın harcadığı çabayla durdu. Devam edemiyordu. Micah'ın ona verdiği havada artık yetmiyordu. Daha fazla duramazdı. Suyun yüzeyine çıkacak gücü kalmamıştı.

Genç kadın birden bire tekrar batmaya başladı. Artık bedeni bir taş gibiydi. Üzerindeki elbiselerden değil sadece kendisini taşıyacak gücü kalmamıştı. Adrenalin bedenini geldiği hızla geri terk etti ve genç kadının gözleri karanlıkla daha fazla savaşamadı.

Micah, kadının çok dayanamayacağını fark etmişti zaten. Ancak bu kadar çırpınması bile bir mucizeydi. Denize ne kadar benzerse benzesin o da deniz karşısında acizdi sonuçta. Bir an için durup batmakta olan kadına baktı. Onu orada bırakmayı düşündü. Denizin bir parçası olabilirdi. Sadece bir an onu ölüme bırakabileceğini düşündü. Ölmesinde bir sakınca yoktu. Sonuçta arkasından ağlayacak kimse olmayacaktı.

KORSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin